• tam olarak, "insan hafizasinin sakatligi unutmasidir" anlamina gelen osmanlica deyim.
  • insanoglu unutur anlaminda eski bir deyim. yazilista hata ettiysek umariz otisabi bizi affeder/duzeltir
  • bir muhabbet esnasında (o zamanki) sevgilime söylediğimde, "sen bu lafı bilio musun?" şeklinde tepki göstermesine neden olan cümle. çok sağlam hanzo imajı çizerim de.
  • hatırlamak üzerine kurgulanmış hafızanın, hatırlamaktan çok unutmak yeteneğini/sakatlığını dile getiren ve kişisel sözlüğümde en çok sevdiğim deyim.

    "hafıza-i beşer", asi, dizginlenemez, şaşan filan değil, bilinçli.. ona neyi hatırlayıp, neyi unutması gerektiğini söylemenin hiç bir faydası yok. o istediği zaman, onun istediği şekilde ve biraz hastalığa meyilli yönlendirişi ile olur her şey.

    "medet ya zaman" diyerek zamandan umulan nisyan nimeti de onun hedef şaşırtması, zaman değil, hafıza-i beşerdir aslında medet umulan.

    kişiyi unutur, olayı hatırlatır, zamanı unutur, hissi hatırlatır, her şeyi hatırlatır, hiç bir şeyi hatırlatmaz. kafada bir dünya yarım yamalak bilgilerle, kalan arızalarla, düşe kalka, yanıla hatırlaya, unuta güçlene devam edersiniz. paradoksal bir çemberin içinde, unuttuğunuzu sandığınız çok şey tam olarak unutulmamış, hatırladığınızı sandığınız çok şey de doğru hatırlanmıyordur.

    hafızası zayıf toplum klişesine girmiyorum bile.. bu eski deyimi çok çok iyi kavramış birileri var yukarılarda.

    ha bir de, eğer, michel gondry bu ülkede yaşıyor ve bu sözden haberdar olsaydı, "eternal sunshine of the spotless mind" ı filan çekmez, nisyan ile malul, hafıza-i beşere bırakırdı işi..
  • bizde kısaca "kalu bela" olarak geçen olayla ilgili olarak söylendiğine dair zihnimde bazı kırıntılar olan cümle. şöyle ki: allah'la yarattığı bütün ruhlarla arasında bezm-i elest'te (ruhlar meclisinde) şöyle bir konuşma geçer:

    +elestü bi rabbiküm (ben sizin rabbiniz değil miyim?)
    -kalu bela (evet, dediler)

    işte yukarıdaki sözün, insanın bu konuşmayı ve söylediği sözü unutmasına binaen söylendiğini hatırlar gibiyim. ama benim bu cümleyle aklıma gelenler farklı: yaz olur, kışın getirdiği sıkıntıları unuturuz. kış gelir, yazı unuturuz. bir şeye ulaşmak için inanılmaz çabalarız, gözümüzde büyütürüz; ulaşınca o süreci unutur, alışırız. ulaşmak istediğimiz şeyin bir zamanlar bizim için ne kadar kıymetli olduğunu unuturuz. ömrümüz unutmakla geçer.
  • malul demeyelim de, yani, ne bileyim, maruf diyelim belki.
    daha insani.

    çünkü unutmak her zaman veya sadece maluliyet meselesi değil. kimi zaman bir hayatta kalma aracı.
    her şeyi hatırlayarak yaşayamazsın.

    bazen kenardaki entry'lere bakıyorum, eski yazdıklarımı görüyorum, ne bileyim, feysbuk o günün tarihini hatırlatıyor filan. vay vay vay neler dönmüş serhat ya diyorum, nasıl ruh halleriymiş onlar, neyse ki unutmuş ve kaldığım yerden devam etmişim.

    hatırlamak, taşınacak yük değil. ille hatırlayacaksan, onları yük olmaktan çıkarak kafaya da erişmiş olman lazım. ki oraya erişmek, unutmaktan vallahi de zor billahi de. bu kadar insan neden her gece içiyor sizce kuzum, çok mu paraları var? yuooo, bu konunun parayla hiç alakası yok. kafa doğal yoldan yetişmeyince işte n'apalım bir yerlerden ithal etmek gerekiyor.

    neden?

    insanlarla birbirimizi sinirlendirdiğimiz ve sıktığımız her şeyi "unuttuğumdan."
    kafalarına bir şeyler fırlatmak istediğim veya onların benimleyken içinin daraldığı hiçbir ânı, en azından o an, asla hatırlamadığımdan.

    yahu bunları, elbette unutmamak lazım çünkü insan geçmişiyle var olur, ama bunları sürekli canlı tutarak ne kadar yaşayabilirsin? kötülüğü esas alarak iyiliği nasıl inşa edebilirsin? mümkün mü böyle bişey ya?

    "nisyan" iyi de olabilen bir şey. kıymetini bilmek lazım.
  • leonardo ustanin bu sozun uzantisi bir vecizesinin ingili$cesini verelim de tam corba olsun vaziyet:
    "anyone who conducts an argument by appealing to authority is not using his intelligence, he is just using his memory"
  • insan hafızasının bir malulü unutmak...
    unutmak bir hata mıdır, unutulanlar kazançta? yoksa bir ödül müdür, unutulanlar kayıpta?
    neden "unutma, unutturma" sloganları peki? ölenin arkasından söylenen "unutmayacağız..."lar?
    önce kanıksamak, alışmak, kabullenmek sonrasında unutmak, tüm acıları, yaşananları...
  • japonya'daki turkoloji kursusunde yazan hali soyledir: hafiza i beser nissan ile mamuldur.
  • malûl kelâmının yakışmadığı sözdür. nisyan-ı hafıza-i beşer ademevladına bahşedilmiş lütuftur da kıymeti bilinmez.
hesabın var mı? giriş yap