• çocuğun zihinsel bir problemi,otizmi, hiperaktivitesi olabileceği aklına gelmeyen yazar beyanı. bu tarz bir durumda bu bir zorunluluk. tedavinin bir parçası. evet toplu taşımada aileyi zorluyor, dışarıda gezdiğinden bir şey anlamıyorsun, evet mutsuzsun. ancak buna ebeveyn olarak mecbursun. evlat sevgisi böyle bir şey.
  • en temel iç güdülerden biri olan üreme dürtüsünü gerçekleştirerek çocuk sahibi oldukları için kendilerini "bir baltaya sap olmuş" olarak tanımlayan insanlardır.
  • eşinize özgür olabileceği alan bırakın ve birbirinizi salın kendi iç huzurunu bulamamış insanlardan uzak durun evlenmeyin. çocuk yapmak zorunda değilsiniz hayatın tadını çıkarın bu devirde zaten yapılacak iş değil deli olmak lazım belki de tüm hayatınızı bi anda bitiren tek şey çocuktur. uzak durun yapmayın.
  • gittikleri yer avm ise normal olan durumdur. doğa ile iç içe olunabilecek bir yere gidilebilse mutluluk kaçınılmaz olur diye düşünüyorum. gözüm yeşili görüyorsa, o muhteşem çam kokusunu duyumsuyorsam direkt mutluluk sebebi. bir de evladın çiçek toplayıp gelmişse tadından yenmez o hafta sonu
  • evliyim çocuğum yok, böyle başlıklar açıp gaza getirmeyin ipneler.
  • evlenmeden önce haftalık izinlerini cafe ve barlarda bir görev gibi geçiren çiftlerdir.
  • karşılıklı olarak birbirlerini "mutsuz" olmakla suçlayan iki grubun atışmasını izlediğimiz başlıktır... ilginç

    iddiaya göre mutsuz çiftler :
    "biz mutluyuz, çocuğumuz var ve evet bu yorucu ama bu hayatımıza anlam katıyor.. sizin gibi haftasonları kendimizden geçene kadar içip sarhoş olan mutsuzlardan değiliz..." derken;

    yine bu çiftlerin iddialarına göre mutsuz olan bekar insanlar :
    "sizin gibi bu berbat sosyo ekonomik düzenin içinde sırtımızda sizler gibi devasa bir yük taşımıyoruz, bu yüzden de sizden daha mutluyuz.." diyorlar..

    mutluluk.. son derece bireysel bir duyum malum, açıklamaya gerek yok.. avrupa ile arap dünyası arasında sıkışmış olan ülkemizin içinden geçtiği derin sosyo ekonomik buhranda insanlar mutlu olabilirler mi ? ilerleyen zamanlarda bu sorunun cevabı çok daha netleşecek gibi...
  • lütfen böyle bir şey olmasın nütfen
  • çocukken böyle düşünen bir akrabamız vardı 30 lu yaşlardaydı. aradan 15 sene geçti şimdi çocuk için kıvranıyor ama yapacak kimse bulamıyor ee yaşta geçiyor. yalnız başına bir hayat yaşıyor, yaşıtları bambaşka dünyalarda yaşarken onunla yalnız takılacak arkadaş bulma sorunu da yaşıyor. hayırlı işler, ömür ne kadar uzun olursa bunun acısını o kadar çok hissedecek. bu aralar kardeşlerinin çocukları ile oyalanmaya çalışıyor ama onlarda kendi hayatlarında tabii ki.
  • açilin, evli ve cocuklu biri olarak haftasonu gezmesinden yaziyorum.

    bende bi sipa var 10 aylik, essek oglu essek cok tatli olmasina ve onu cok sevmeme ragmen o kadar yoruyor ki. ben evde son derece tembel bir insanim, isten eve geldigimde bu tirrek'i annesi kucagima birakiveriyor. annesi de hakli, o da aksama kadaf ugrasiyor.

    problem surda aslinda, bizim annelerimiz maharetli kadinlardi, evi tek baslarina cekip cevirirler ve kocalarina cevresine bu konuda kendilerini gostermek isterlerdi. kimse ev isinden anlamayan beceriksiz bir kadin olmak istemez, zira evde kalacagindan korkardi.

    simdiki kadinlarin hedefi evde kalma korkusu degil, kariyer. dolayisiyla odaklarinda ev isleri, cocuk buyutmek yok, boyle kodlanmamis. dolayisiyla daha ilk cocukta bas edemez hale geliyorlar. biz, yani annesi maharat erkekler de, evde camis gibi yatmayi ogrenmis erkekler olarak, aksam isten eve gelince kucagimiza atilan cocuklari gorunce kimyamiz bozuluyor.

    inanin haftasonu olsun istemiyorum, cunku haftasonu sirf cocuk bakiyorum. esimi ve cocugumu gezdirmek bana zul gelir oldu, zira gezecegin yer aileye uygun olmali. bu da bana gore degil, beni sikiyor.

    iki disari cikalim diyoruz, acaba cocuk aglar mi, karni mi acikir, gunes mi carpar soguk mu carpar derdinden kendimize odaklanamiyoruz. budur somurtmamizin sebebi.
hesabın var mı? giriş yap