• ilkinden kötü olduğunu söylemek için beyni aldırmak lazım. son 20 yılın en iyi animelerinden biri olmak üzere. death note'dan ötesi yapılamaz diyordum, eğer fma finali düzgün toparlarsa benim için, death note rafa kalkar söyliyim.

    finalden sonra: evet gelmiş geçmiş en iyi animedir şu anda.
  • şu an 5. kez seyretmekte olduğum anime.

    iki yeni yetmenin "hayatın gerçekleriyle" başa çıkmasını anlatır. yaptıkları hataları telafi etmeye çalışan, ve bu uğurda kimsenin alamayacağı kadar sorumluluk almış olan elric kardeşlerdir bu iki yetme. bu kadar sade bir konu gerçek hayattaki siyasi olaylarla ve tabularla harmanlanmıştır. tüm dizi boyunca aslında hayata, düzene ve değerlere ilişkin kocaman bir eleştri yapılır elric kardeşlerin ağzından.

    diğer animelerden farklı olarak, tek tip karakterden yoksun bir seridir fullmetal. hikayenin başında bize tip olarak lanse edilen pek çok kişinin (lust, envy, greed, louis armstrong) hikaye ilerledikçe karakterleştirilmesine şahit oluruz. iyinin yanında kötünün de sadece başkalarının suçlarının kurbanları olduğunu gösterir bize fullmetal.

    bunun yanında diğer simya konulu atalarının yolundan ilerlemiştir dizi. gerçek hayatta yaşamış olan simyacıların hayat görüşleri farklı karakterlerle bize yansıtılmaktadır. insan dönüşümü ile frankenstein'a, felsefe taşı ile simyacıya göz kırpan yazarlar, state alchemistler ile de savaş alanında yapılan bilimsel devrimlere karşı bir eleştiri sunar.

    --- spoiler ---

    all is one and one is all mottosu ile hem simyacıların hem de şamanların hayat görüşü yansıtılmaktadır. fakat genel görüş olan eşit takasın alt üst eden de yine bu mottodur. çünkü hayatta ne kadar çok şey versek de karşılığında hiç bir şey alamayacağımız durumlar (hayata karşılık feda edilen şeyler) , ve tam tersi çok küçük şeylerle kazanabileceğimiz büyük şeyler vardır (bir insanın dostluğu).

    dizide belki de en çok takdir edilesi homunculuslar greed ve envy'dir. açgözlülüğü temsil eden greed sadece maddi değil manevi şeylere karşı da bir açgözlülük beslemektedir ve bu yönüyle insanların en zayıf özelliklerine bile (dostluk, iyilikseverlik) imrenek bakmaktadır. envy ise o basit ergen kişiliğinin altında sakladığı uçurum kadar sorunlarıyla biz insanların sosyal hayatımızda neden bu kadar saçma kararlar alıyor olduğumuzun çok güzel bir cevabıdır.

    çok farklı bir şekilde, en kötü karakterin (the dwarf in the flask - the original homunculus) aslında özgürlüğü için savaşıyor olması, özgürlüğün tam anlamıyla ne olduğunu soruşturmaya sevk eder bizi. ilk başta fiziksel bir hapishanede yaşayan dwarf, buradan kurtuldaktan sonra içindeki hapishanelerle savaşmaya başlar. yedi günahından kurtulmaya çalışarak bunları yıkabileceğini sanar fakat bu olay sadece en dıştaki duvarı görmesine yardımcı olur. yaşadığı "şişe" hayatın kendisidir ve duvardan öteye geçmek imkansızdır. bu yüzden kendisini o son duvarla birleştirerek var olan en özgür birey olmaya çabalar. atladığı şey ise all is one and one is all'dur. yani zaten kendisinin o duvarın bir parçası olduğudur. bu da onu ölüme götüren şeydir. belki de 8. günah olarak arka planda bize yansıtılan dwarf'un özgürlük düşkünü olmasıdır. çünkü ne kadar yedi günahtan arınmış olsa (ki bu günahların her biri bir ötekini doğurma özelliğine sahiptir) da bu uğurda ilerlerken pek çok günahı da göstermiş bulunmaktadır (gurur, kıskançlık ve aç gözlülük). özetle dwarfın hayatı insanlığın özgürlük tutkusunun sınırları olması gerektiğini ve tanrı kadar özgür olamayışımızın zaten özgürlüğün kendi doğası olduğunu ve buna göre yaşamak zorunda oluşumuzu anlatır.
    --- spoiler ---

    bu anime üzerine konuşulacak daha çok şey var. tüm yazar ve yapımcılarının elini tek tek öpmek lazım.
  • --- spoiler ---

    sonunda ed boy atmıştır

    --- spoiler ---
  • finali de toparladığı için, artık gururla "yapılmış en iyi anime" ödülünü veririm. üzgünüm death note, sen de efsanesin ama hagane başka çıktı işte.
  • hayran kaldığım anime. eşimle 28. bölümü bitirdik ve bir an olsun sıkılmadık. sürükleyicilik açısından death note ile kafa kafaya gidiyor, allah bozmasın*.

    edit: bitti, niye bitti lan*? eduardo elürikkü, seni hiç unutmayacağım... izlediğim animeler arasında en beğendiğim animedir.
  • --- spoiler ---

    "when your favorite manga gets an anime and then that anime gets a reboot and you have to watch your favorite character die three times..."

    hughes :'(

    --- spoiler ---
  • mükemmel bir finalle bitmiştir.

    son bölümde, müziklerin kullanımıyla duygusallığın dibine dibine vurmuştur. 20 dakikanın tamamını salak bir sırıtma ile izledim ve gayet mutlu hissediyorum kendimi. bunu becerebilen bir animeyse fullmetal, olmuştur arkadaşım, daha kimse bunun üstüne şu eksikti ilk seriye göre bu fazlaydı demesin.

    yalnız bu çocuklar büyüyünce, özellike de edward (pardösüyle vs) tam bir van hohenheim olmuş(lar).
  • mangayı birebir takip eden "öz" full metal alchemist'tir efenim. bundan 3-4 sene evvel yapılan zayıf senaryolu, alternate denemeden sonra ilaç gibi gelmektedir.

    --- aslında ilk yapılan fma için spoiler ama neyse ---

    neydi o su formundaki atletik kıvır kıvır sloth, başarısız kötü kadın dante, etkisiz eleman hohenheim, bir o kadar işlenmemiş kimblee, gerçek formu olmayan envy ve daha bir sürüsü...yahu sırf olivier mira armstrong karakteri bile ilkfma'nın ne kadar eksik ve sıradan olduğunu belgelemek için yeterlidir.

    --- aslında ilk yapılan fma için spoiler ama neyse ---

    siz siz olun, eğer fma'ya yeni başlayacaksanız direk 2009 yapımını izleyin anacım
  • bitmesine üç bölüm değil, yaklaşık 13-14 bölüm olan, mangası ile bitişi aynı zamana denk gelecek olan dizidir. ilk çevrilen fma greed arch'ı nerdeyse birebir takip edip, sonrasında dante karakterinin tanıtılmasıyla tamamen manga'dan ayrılarak farklı bir yol izlenmiştir. bundaki ana sebep sanılanın aksine fma'nın yapımcılarının farklı bir hikaye yazmak istemesi değil, manga'nın çok tutması sebebiyle hemen bunun animesini yapmak istemişlerdir ancak konu bitmediği için geri kalanı için farklı bir şey yazmak zorunda kalmışlardır (yani ortada bir tercih yok mecburiyet var).

    --- spoiler ---
    fma brotherhood'da (yani mangayı takip eden devam etmekte olan anime) 49 bölüm yayınlanmış olmasına, hatta episode 40'da hohenheim'ın ve father'ın geçmişi açıklanmasına rağmen halen daha "kötü adam kim anlamadım bennnn?, acaba o mu bu mu hem father ne işe yarıyo kiiii boğazından gluttony çıkardı ıyyy" denebiliyorsa emin olun ki, gayet açık seçik bir konu bile bazen kafa karıştırtabiliyormuş, bunu da görmüş olduk.

    fma:brotherhood'da militarist bir devletin aslında o ülkenin vatandaşlarını zamanı geldiğinde öldürebilmek için kurulmuş kukla bir düzen olduğunu işler. bu militarist devletin führer'i ve bütün üst düzey komutanlarının hepsi aynı amaç uğruna, kullanılan bir piyondan farksız durumdadır ve son 100 yılda yapılan bütün savaşlar ve ihtilallerin yine devlet (the father) tarafından aynı amaç uğruna gerçekleştirilmiştir. amaç ne olduğu henüz açıklanmamış olsa dayaklaşık 100 senedir bir devlet buna hazırlanıyor ise önemli bir şey olsa gerek. bunun farkına varan bir avuç subay, kendileri gibi düşünen kolordu komutanlar ve bütün bu bilmecenin tam ortasında yer alan elric kardeşlerin father'a, devlete ve father tarafından yaratılan homunculuslara karşı verilen direnişi ve mücadeleyi anlatır

    --- spoiler ---

    daha fazla aksiyon var fma:brotherhood'u izleyin gibi bir açıklama yapanı kızılcık sopasıyla dövülmesi gerektiği bir gerçektir, çok şükür böyle diyene rastlamadık henüz. fma:brotherhood derin senaryosu, iki boyutlu olmayan karakterleri, entrikaları, sadakat-ihanet-kardeşlik-bağlılık gibi duyguları derinlemesine incelemesi ile ilk seriyi gölgede bırakan bir yapımdır.

    not: zevkler ve renkler tartışılmaz elbette ama bu genelleme kimseye haddini bildirme hakkı vermemektedir.

    edit: imla, düşük cümle
hesabın var mı? giriş yap