• dokuz eylül üniversitesi, amerikan kültürü ve edebiyatı bölümünün aşkın hocası*. cahil cühela takımının kısıtlı algı alanları dolayısıyla kolay anlayamayacakları türden bi insandır. bu yüzdendir ki çok seveni de vardır nefret edeni de. ortalama bi duruşa sahip olmaması burda* bulunma sebebidir zaten.
  • insanüstü varlıkların izmir'e indikleri bir vakt-i dönemde deu'ya armağan olarak bıraktıkları rafine sapiens, şiddetle muhtemel sözlük yazarı *.
    (bkz: the 4400)
  • sessiz sakin, işinde gücünde, sabahları çim falan biçen komşu amca görünümü altında geceleri seri cinayetler işlediği filmin sonunda ortaya çıkan american psycholara benziyor dışardan baktığımda.
  • en kocaman adamları, en korkunç teorileri, en acaip akımları tadından yenmez retoriğiyle insanın yakalayabileceği en mütevazı ifadeyle küçültüp, ballandırıp anlatabilen; sadece 3 cümleyle joyce'u ifade edebilen, tek bir taklidiyle post-modernizmi beynime kazımış nadir güçlerdendir. koccamann kafasındaki binlerce bilgiyi sırasını bile bozmadan haplaşıtırıp sunar dinleyene. buz dolabı gibi hallerine inat sevdiği canlıyı mutlu etmek için kendini paralayabilecek özveride, asla çözülemeyececk cazibededir.
    tek başına akademik camiada on kaplan gücündedir.
    siz onu tanıma mertebesine ulaştığınız için orda-burda caka satarken, dilinizden düşürmezken, iq'suyla, eq'suyla hayatınızda bıraktığı dev izleri nasıl taşıycağınızı düşünürken o elinde kim bilir hangi gün yüzüne çıkmamış kitap, kafasında hangi sosyal eleştiri, dilinde hangi medya geyiği yürür gider "meraba"sını esirgemeden.
  • hegel üzerine bir derste kitabın tekini ezberlemiş, sıra altında sotelemiş, ara ara bakıp alıntı ahkamlar kesen öğrenciyle şu diyaloğu gerçekleştiren nüktedan:

    entellik çabasında öğrenci: aslında hegel'deki "büyük öteki" bir bakı..
    hakan the dibel: bi dakka. bi dakka.. "büyük öteki" falan diyosun, doğru düzgün konuşsana. kabile mi burası. apaçi gibi konuşuyosun. tanrı de şuna, allah de; yoksa sanki kızılderili konuşuyo gibi oluyo.
  • gun gelir ders videolari internete sizar diye bekledigim kultur teorisi gurusu..
  • mezun olduktan 2 sene sonra bile hala derslerine girmek isteyeceğiniz, bir insan herşeyi bilir mi? diye defalarca soracağınız deü' nün saygın ake hocası. 4 yıl boyunca mutlaka kendisi hakkında sürekli efsaneler dönecektir. bana thomas pynchon ve daha nicelerini tanıtmıştır. okuttuğu 1000 küsür sayfalık (geneli post-modern) kitaplara offf pffff demezseniz çok zevkli dersler geçirebilirsiniz. kendisini saygıyla anıyorum.
  • facebook'taki "hakan dibel'i sevenler" grubunda aklı evvelin biri tarafından ıssız adama benzetilmiştir. bu ne ya! twitter bile yapmıyo bu kadar o abesini
    "similar to @hakandibel
    view all
    ıssız adam follow
    behzat ç. follow
    muhteşem süleyman follow"
  • bir kitabı filan olsa da, gelecek nesiller de böyle bir insanın varlığından haberdar olsa.
    kötülük ediyor yazmamakta, haberi yok.
  • yıllar önce aşağıdaki diyaloğa da imzasını atmıştır:
    toplamda 10 kişinin faln olduğu bir seçmeli ders sınıfı açtı kendisi. ara tatil için verdiği task bi takım şairlerin antolojileri. dönem başı, ilk ders.
    "moda ikonluğu ile rüküşlük arasındaki en tehlikeli sınırda kalmış" olan çalışkan, mahsun, cici kızımız hemen solundadır.
    h.d: evet, o zaman şimdi herkes beğendiği şiiri bi okusun bize yüksek sesle, sonra üzerine konuşalım. senle başlayalım ikon
    ikon: ayy, hocam niye benle??
    h.d.: hemen solumda sen varsın ve de sıra bi şekilde gelecek
    ikon: hocam ben hiç şiir okuyamam ki, tonlama falan :/
    h.d.: hayatında hiç bi zaman "tonlama" yaparak şiir okuma zaten. sadece oku yüksek sesle, amacımız üzerinde konuşmak (gıcık oldu)
    ikon: hocam rezil olurum yağğ
    h.d.: tamam prenses, geçtik seni (kızdı)
    ikon: ayyy. hocam, babam da bana hep "prenses" deeeğğrr :))
    h.d.: (sabırlı, mimiksiz) ben senin babanım zaten
hesabın var mı? giriş yap