• o insandan öyle bir kötülük görmüş olmaktır ki helal olsun diyememektir. kesinlikle o benim canım yaktı şimdi gitsin öte tarafta yansın cayır cayır demek değildir. bu daha çok yaşarken cehennem azabı tattırmış kişilere aciz kalınıp tek bir laf edilememişse, yaptıkları yanlarına kalmışsa, sömür sömür sömürmüşlerse ve akabinde ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmaya devam etmişlerse söylenir. çok sık rastlanmaz, rastlanmışsa da söylenmesi haktır.
  • ne zaman bir yerde duysam icimi sızlatan cümle..tanrı sahidim etmedim degil ,edemedim...
  • ya da edememek. saatlerdir çaba içindeyim, içimle savaş halindeyim. olmadı mı olmuyo işte. daha önce de zorlanmıştım ama hakkımı helal etmediğim kimse kalmamıştı şu dünyada. belki zamanla olur. olsa iyi olur. insanın sırtına fena yük biniyo böyle. nasıl bu kadar kolay kalp kırıyolar anlamıyorum ki arkadaş... ya senin canın hiç yanmadı mı da başkalarını bu kadar kolay yaralıyosun.
  • daha cok kısa bir zaman önce derin yaralar acan ve sonrasında hakkini helal et diyen kisiye once hak et diyerek reddetmek. sonrası içinse;
    (bkz: ici icini yemek)
    (bkz: hata mi ettim acaba) *
  • dünyada insanın insana yolunu bulduğunda etmeyeceği zulüm, yapmayacağı kötülük kalmayacağı su götürmez bir gerçekken canımı (burası kritik nokta ) bile isteye yakan kişiye karşı kullanabileceğim en doğal hakkımdır hakkımı helal etmemek ya da " hakkın kadarı helal olsun " demek. yoksa sen yap, et,ez ,çiğne sonra da hakkını helal et de; yok öyle üç kuruşa beş köfte.
  • onca verilen emeklerin boşuna çıkması halinde veya onur kırıcı gurur rencide edici durumlarda bırakılan kişi tarafından karşı tarafa söylenen, ve söylendiğinde kişiye bile acı, yürek burukluğu veren söz.
  • bir çeşit paradoks.

    gerçekten bu dünya'dan göçersem kime bir gram fazladan hakkım geçmişse helal etmeyeceğim. yani karşılıksız kime ne yaptıysam "haram-zehir-zıkkım" olsun... bencillik olarak algılayabiliriz, evet aslında öyle, ancak bunaldım. sıkıldım. "kadir kıymet bilmez kimse" deniyor ya, öyle işte...

    oysa ben bunu söylediğimde "yok be öyle deme günaha girme, edersin hakkını helal" diyorlar. diğer taraftan da "kul hakkı yemek büyük günahtır" deniyor. eh işte başkasını günaha sokmamak için helal ediyorsunuz siz hakkınızı. ben de günaha girsin istiyorum. sırf bana yaptıklarınızdan dolayı. defteri öyle kapatmak istiyorum. suç mu bu? alacağını almak? vereceğini vermek?

    cidden... hakkım geçmişse haram zehir zıkkım olsun. son nefesimde de bu sözümden dönmeyeceğim.
  • öyle çok hakkın olmak ki, hangisini helal etceğini bilememek.
  • biten bir dostluğun ardından;
    sen beni kendi içsel hesaplaşmalarının kurbanı yaptın. kendi gerçekliğini bana dayatmakla kalmadın, bizi dağıtmakla kalmadın, parmaklarını içime içime soktun. yaktın, yıktın herşeyi bi dişli gibi. başkalarını farklı gördüğün kadar kendini farklı gördün ve bu kendi yarattığın haklı- haksız savaşında, haksız düşmemek adına, kendi suçluluk duyguların ve korkularınla saldırdın.

    öfken dindiği ve kendinde olanı bende olmayanla karıştırmaktan vazgeçtiğinde pişman olacaksın. ben sadece bu körlüğün ve insanlara bakış açınla ilgili acıyorum sana.hayat, insanlara "gerçekler" gözüyle bakamayacağını öğretecek,geç bunları tavrınla beni yoksayarak kendini savunduğun bu zamanlar geçecek, dayanamayacaksın çünkü, izin vereceksin sende sadece kendine,lanetlediğin insanlardan sadece biri, olacaksın hemde.

    paylaşılan onca şeyin, bilinen içselliklerin günün birinde kişinin kendini aklaması için kullanıldığı için, içim acıyarak dillendiriyorum öfkemi bende.hakkımı helal etmiyorum hiçbirşekilde.
  • iyi bir şey... en az beddua kadar iyi bir şey...

    inanç temelinde; kimin kimde ne hakkı var allah bilir.
    başka açıdan; alış veriş dahilinde olmayan ve herkese sunulmayan bir iyi niyet, bir sevgi, bir güzel bakış, kurulmuş güzel birkaç cümle hak değil midir? haktır. buna cevap "ben istemedim sen verdin" de değildir, sıkılana kadar ses çıkarmamış olmak daha büyük hak hırsızlığıdır.
    ya da verilen sözler, tutulmamak üzere verildiyse, hak yenmiş olmuyor mu? oluyor.

    insan hakkını helal etmediğinde ne olur? bunu bilemeyiz.

    ama genellikle, birine hakkını helal etmediğinde, hiçbir şey olmayacağına inanılır.
    zaten hakkını helal etmediğin kişi, "onun bende hakkı yoktu" diye düşünür. sizin hakkınızı helal etmeme gerekçenizi önemsiz görür, "bu ah tutmaz" zannedilir.
    başına gelen bir olumsuzlukta, "ah aldım" demez kimse, çünkü kendi önemsiz gördüğünü, gerçekten de önemsiz zanneder.

    ama en masum tepkidir hakkını helal etmemek.

    "helal olsun" demek de asaletten gelmez. gönlünden geçmeyen ya da aslında helal etme nedenin değersiz görmenken, boş laftır "helal olsun" demek.

    iyi niyet, sevgi, saygı suistimal eden kimseye hak helal etmek gerekmez. bu kimseyi kötü yapmaz çünkü kimsenin başı, kimsenin etmediği helalden yanmaz, yanan da kendi zalimliğinden, kendi zulmünden, yarın ölecek insanı bugün yaşarken yok yere kırmaktan yanar.hakkını helal etmeyen gece böyle rahat uyuyabiliyorsa; aldığı ahla aynı rahatlıkta uyuyabilen insanların yanında, yine masumdur... ah da gönülden edilir; hissettirdiğini hissetmeden ölmesin kimse.
hesabın var mı? giriş yap