• tarihte sıkça görülen, toplumların baskılar altında yaşam sınırlarını zorlayan durumlarda gösterdiği tepkidir... farklı sebeplerle oluşabilir... var olan düzenden ortaya çıkan sorunlar nedeni ile toplumun farklı kesimlerinin ortak hareket etmesi olarakta tanımlanabilir...
    en bilineni fransız ihtilalidir...
  • halkin tamami katledilip, tamamen ortadan kaldirilmadigi surece her fasizmin mutlak sonudur. yapisi geregi mutlaka en umutsuz anda cereyan eder ve uygulayicilarinin kaybedilecek pek az unsuru olmasi ile de siddeti son derece hizli bicimde artar. dikkat cekici detayi ise; gerceklesmesi ne kadar gecikirse, etkisinin de o denli yuksek olacagidir.
  • taksim gezi parkı direnişinin büyüyerek devam etmesi neticesinde gerçekleşmesi az da olsa ihtimal ve umut dahilindedir. ha tabii halkın belli bir kesimi olaylarda faşist iktidarı desteklediği için bir hayal gibidir. fakat unutmamak gerekir ki halk, hükümetten değil; hükümet, halktan korkmalıdır. ne yazıktır ki bu bilinç oluşmadığı için ne bir halk ayaklanması olacaktır ne de hükümet halktan korkacaktır.

    not: entrydeki anlamsal çelişki mantıksal ve duygusal uyuşmazlıktan kaynaklanmaktadır.
  • cumartesi akşamı hoşdere caddesinden atakule'ye doğru gitmekteydim. kameralara, haberlere yansımayan bir durum vardı:

    her bir trafik ışığının başında (10-20 ve bazan 50 kişilik) bir grup bayraklı insan, tencere tava çalıyor, marşlar söylüyor, araç içindekilerin gözlerine sabit bir şekilde bakarak desteklenmeyi umuyor, desteklenmezse de sinirleniyordu.

    bir korku filmi gibiydi. tamamen değişik bir ruh halindeydiler. bu ruh hali dalga dalga yayılıp herkese bulaşacak gibiydi. bunu görüyor, bunu hissediyordunuz. artık yolun sonuna gelmişler, her şeyi de göze almışlardı. belliydi.

    esas korkulması, durup dinlenmesi gereken kitle polise karşı barikat kuranlardan ziyade, tenceresinin içinde yemeğin derdinde olan bu insanlar: halk, yani.
  • şu an gerçekleşmesi halinde bastırmak için kimin müdahele edeceğini bilemiyorum açıkçası. polis ikiye ayrılmış, keza savcılar ve diğer üst düzey makamlar da.. memleket doldurulmuş barut fıçısı gibi. ilk kıvılcımda fena patlayacak.
  • halk ayaklanması artık günümüzün bir protesto şekli olmaktan çıkmıştır. çünkü her önüne geleni terörist ve vatan haini ve fetöcü ilan eden bir siyasal uzantıda toplumun tamamına dinamit döşemek, kan dökülmesi demektir.

    en kesin ve net çözüm (bkz: ekonomik ayaklanma)dır. böylelikle terörist ilan edilen bir kitle olamaz, tüm ekonomik uzantılar dışında.
  • ekonomi temelinde gerçekleşen olay. dün de bugün de yarın da aynı karakterde vereyim eder. çünkü kapitalist sistemde en temel çelişki ekonomik çelişkidir.

    ekonomik çelişkiler, bazen etnik ya da mezhepsel ayrılıklar olarak vereyim edip vücut bulabilir. ama onun da kökeni ekonomiktir. eğer tencere kaynamazsa sokaklar kaynar.

    bakın arap baharı bundan dolayı oldu, bugün sudan da iktidar ekonomik nedenlerle yıkıldı.

    hiç bir gerçek demokraside halk ayaklanması görülmez, çünkü halk sandıkta beğenmediğini götürür, ha durum çok acilse ve yönetenler demokratsa, bir halk ayaklanmasına neden olmamak için ülke çıkarları adına istifa ederler. böylece halk sorunlarına çözüm arayışını siyaset üzerinden gerçekleştirir.

    neyse efendim insanlar bir diktatörlükle bile yönetilseler ekonomileri iyi olduğu sürece yönetimden şikayetçi olmazlar. bu yüzden de büyük küresel güçler, beğenmedikleri yönetimleri ekonomik baskı uygulayarak yönetemez hale getirip halkı ekonomik olarak sıkıntıya sokarlar.

    ama burada suç bunu yapan emperyal güçlerin değil, o güçlere bunu yapabilecek zemini hazırlayan yöneticilerindir. çünkü ülkeyi kötü yöneterek bu sonu hazırlarlar.

    zaten emperyal güçlerin ülkeleri açık pazara dönüştürme, onları aşırı borçlandırmalarındaki gayret de kendilerine mahkum kılmaktır.

    bizim ülkemizde gezi için halk ayaklanması dense de, aslında baskılanan bir kesimin tepkisini dışa vurduğu lokal bir isyandı gezi. çünkü küresel güç odaklarım dönem hala iktidarın arkasındaydı. sonrasında yönetenlere olan desteğini çekmeye başladılar ve 17-25 aralık, 15 temmuz gibi olaylara hep birlikte şahit olduk.

    uzun lafın kısası bizde böylesi bir ayaklanmanın temelleri atılıyor, çok yakında 3-4 ay içerisinde küresel para odakları ile sorunlar çözülemezse, bizde tarihinizde ilk defa halk ayaklanmalarına şahit olacağız. çünkü ülke ekonomisi aşırı kırılgan ve verimsiz bir hale geldi.

    tabi bu ayaklanmanın biçimi ne olacak sorusuna da bir cevap verelim.

    halk ayaklanmaları başta protestolar şeklinde başlar, sonra kolluk kuvvetleri ile çatışma aşamasına gelir. bu aşamada sınırlı da olsa kan akıtılır. eğer iktidar direnir ve kolluk güçlerini ve halkın bir kesimini yanına alırsa ilk isyan dalgası büyümeden bastırılır, ta ki yoksulluk ve kaos bütün halkı işin içinden çıkamaz hale getirene kadar.

    ikinci isyan dalgası kısmen daha kanlı olsa da kolluk kuvvetlerinin tepkisi şiddetin dozajını belirler. kolluk kuvvetleri ya iktidarın yanında yer alıp olayları daha kanlı bastırır ya halka birlikte iktidarı deştirir. olayın en kritik aşaması da bu aşamadır.

    eğer kolluk kuvvetleri kendi aralarında bölünürlerse o zaman iç savaş çıkar. ve kazananı olmayan kısır bir çekişme başlar, sonunda herkes kaybeder.

    kolluk kuvvetleri iktidarın yanında yer alırken bazı durumlarda örneğin mısır gibi, iktidarı devirip kendi askeri cuntasını da ilan edebilir.

    son tahlilde ekonomi hayatın en büyük belirleyenidir ve aşırı dışarı bağımlı ekonomiler dış yardım ve borç olmadan ayakta kalamaz.

    bir sürü senaryo olasılık ve müdahalenin olduğu bir çok güç odağının nüfuz savaşı verdiği olaylardır halk ayaklanmaları. bu yüzden olayların başı ortası ve sonu hiç kestirilemeyecek sonuçlara gebe olur.

    sonuç yerine, hayırlısı be gülüm diyelim.
  • ülkemin geleceği için yapılmasını istediğim şahsen yapmak için her şeyimi feda edeceğim eylemdir. ben kendimi feda ederim ülkemin geleceği var olacak ise.
  • kemalist/milliyetçi iki yüzlülüğünü gösteren başlık. şehit var halk ayaklanması halk ayaklanması. barış pınarıydı ottu boktu hepsine evet oyu verirken iyiydi? kahraman mehmetçik aslan mehmetçik kaplan mehmetçil diye sınırötesi operasyon alkışlanırken kimsenin sesi çıkmıyordu. o askerlerin oraya gitmesini alkışlarken hiçbiriniz mi bu askerleri savaşa gönderiyoruz ateşe atıyoruz demedi?

    ha nitekim bi şekilde halk ayaklanması oldu, insanlar sokaklara döküldü. o zaman da bu ayaklanma bastırılırsa etliyle sütlüye dokunmamış gibi uzaktan mı izleyeceksiniz gezideki gibi? sokakta öldürülmüş halk için terörist denince susup oturacak mısınız yine gezideki gibi?

    ayaklanma olsun gücü elimize alalım ağırlığımızı koyalım demek kolay. ancak arkasında duramayacağınız hareketler yapmayın laflar etmeyin.
hesabın var mı? giriş yap