• thko'nun 12 mart sonrası geçici merkez komite (gmk) oluşturduktan bir süre sonra çıkarmaya başladığı haftalık yasal merkez yayın organı. 1975-1980 arasında düzenli olarak yayınlanan gazetenin satışı 1980'e gelindiğinde yüzbin civarındaydı. örgütün taraftarları kendilerini halkın kurtuluşu taraftarı olarak tanıtıyor ve diğer gruplar tarafından böyle biliniyorlardı. başlangıçta ankara'da yayınlanan gazete, ankara ve istanbul'da sıkıyönetim ilan edilmesi üzerine önce izmir'e, sonra da çorum'a taşınmış ve 12 eylül'de tamamen yasaklanmıştır.
  • thko geleneğinden gelen, 12 eylül öncesi bir sol hareketin adıdır. fikirleri çkp ve enver hoca taraftarlığı arasında gidip gelmiştir. halkın yolu, halkın birliği, halkın sesi gibi hareketlerle birlikte, diğer fraksiyonlar tarafından halkın sülalesi olarak adlandırılmışlardır. “sosyal faşist” diye adlandırıp, “maocu bozkurt” muamelesi gördükleri tkp’liler ve sovyetler birliği yanlısı siyasetlerle yıldızı hiç barışmayan bu grubun, geçmiştekinin aksine, günümüzde kürt siyasi hareketleri ile çok yakın ilişkileri mevcuttur.
    bu gelenekten gelenler, günümüzde emek partisi etrafında siyasi faaliyetlerine devam etmekte, evrensel gazetesinde de yayın faaliyetini sürdürmektedirler.
  • "halkın kurtuluşu" bana bir örgütten ziyade bir sloganı, çocukluğumu, 80'li yılları, mahallemi ve duvarları hatırlatıyor. halkın kurtuluşu, 12 eylül öncesinden mahallemize ve hafızamıza miras kalan tek slogan ve tek ideolojik söz. bir tarafı arsaya bakan, biçimleri aynı ve tesadüftür ki akrabalarıma ait iki ayrı evin duvarında, tek bir slogan. aynı elden çıkmış, büyük siyah harflerle yazılmış, aşağıya doğru hafif sarkmalar olmuş bir "halkın kurtuluşu". o arsaların birinde maç yapardık, diğerine telle çevrili olduğu için giremezdik.

    12 eylül geldiğinde bütün sloganlar "temizlenirken", nasılsa bu ikisi unutulmuş. biz maç yaparken bu slogan adetâ 12. adam gibiydi, yanı başımızda ve mağrur. ne olduğunu anlamadığımız gibi kimseye de sormuyorduk. kimse de onlara dokunmuyordu. son yıllara kadar solmamışlardı üstelik; odtü stadyumundaki devrim yazısı gibi.

    bu duvarlardan biri "bahçe genişlesin" diye yıkıldı ve oraya bir ev yapıldı. duvar yıkılırken orada değildim. ama duvarı yıkan ve dikilecek evin sıvasını yapacak ustayı tanıyordum: erman abi*. aradan epey zaman geçmişti; okul bitmiş karşıyaka'ya dönmüştüm. günün birinde aklıma düştü diğer slogana bakmaya gittim, orada duruyordu. önünde yabanî çalılar bitmiş, okunmasını engelliyordu. teller sökülmüş olduğu için yakından baktım: halkın kurtuluşu sapasağlam duruyor*. fotoğrafını çekmek istedim, bunun için abime gittim. "böyle böyle slogan direniyor niye bunu çekmiyoruz" dediğimde abim, "onları kim yazdı biliyor musun" dedi. o da yeni öğrenmiş, "bizim sıvacı erman abi" dedi. sonrasını abimin ağzından anlatayım: "erman abi 12 eylül öncesi örgütteymiş, sloganlar, mitingler, bildiriler... duruma uyanan babası darbeden hemen önce onu almanya'ya kaçırmış, yıllar sonra sıva ustası olarak dönmüş. ama hâlâ sapasağlam devrimci, geçen yıl 1 mayıs'ta alsancak'taydı". abime, o sloganlardan birinin yazılı olduğu duvarı erman abi'nin yıktığını hatırlattım, abim "zaten o duvardan açıldı konu bunları bana o anlattı" dedi.

    erman abi ağlamaklı olmuş.

    diğer slogan mı? şimdilik duruyor. merak etmeyin yılmaz erdoğan'ın sloganları gibi solgun, yalnız ve mağlup değil; aslanlar gibi mağrur duruyor.
  • evrimi için:

    (bkz: türkiye devrimci komünist partisi)
    (bkz: türkiye ihtilalci komünistler birliği)
    (bkz: emek partisi)
    (bkz: türkiye komünist işçi partisi)
  • hitap şekli olarak hocam'ı tercih edermiş bu örgütlenmeye gönül verenler.

    (bkz: enver hoca)
  • klasik batı tandansına sahip bir halk türküsüne konu olmuşluğu vardır.
    izmir'in dağlarında çiçekler açar (2x)
    halkın kurtuluşu ateşler saçar (2x)

    şaka lan şaka. ne işleri olur izmir'de. maocu bozkurtlar sizi.
    (bkz: mao zedong yoldaşım)
  • halkin kurtulusu'nun adı tarihe kanla yazılıdır. iscilerin emekçilerin alinteri kadar temiz ve şerefli bir tarihe sahiptir. direnişin ve kavganın adıdır.

    bu isim üç bes çakalın egolarını tatmin etmenin çok çok ötesinde bir yerde durmaktadır. temsil ettiği politik hat bugün yoluna emek partisi olarak devam etmektedir. bu hareketten binlerce insan ayrıldı şimdiye kadar. bundan sonra da ayrılanlar olabilir. bunların bazıları ayrı örgütler de kurdular, doğru yanlış mücadelelerine devam ediyorlar. hiçbirine karşı, bu hareket tarafından şiddet uygulanmamıştır. eğer son günlerde bu isimle ortalarda dolaşanlar samimilerse kendilerini bu isimle kamufle etmekten vazgeçip alfabeden harf seçmeliler. kendilerine bir isim bulur ve yollarına devam ederler. hiç bir yapılanma adının başkası tarafından kullanılmasına, yıpratılmasına müsaade etmez.

    izmir'deki olay hakkında emep izmir il örgütü bir açıklama yaptı. emek partisi açısından konu kapanmıştır. işçiler, emekçiler ve halkın kurtuluşu mücadelesinin dostları bu açıklamayı esas alırlar.
    çamur at izi kalsın türünden provokatif saldırılar sınıflar mücadelesinde maalesef ilk değil. ciddiye bile alınmayacak bu tip iddialar üzerine zaman kaybetmek hiçbir sosyalistin, demokratın işine yaramaz.

    halkın kurtuluşu engellenemez!
  • çıkan arbedede bir vatandaşın ölmesi son derece elim bir olaydır, fakat bu elim olayın faili olarak orada bulunma sebebi yine 1 mayıs olan ve geçmişinde bu tarz olaylara yönelik sabıkası bulunmayan bir devrimci partiyi göstermek de abesle iştigaldir.
  • gazetenin bütün sayılarına tüstav arşivinden ulaşılabilir.
    buradan

    credits to ahmetfirat
  • geleneğini deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan'ın öncülük ettiği thko'ya dayandıran, ancak söz konusu devrim kahramanlarının sscb'ye olumlu bakan tutumunu benimsemeyen ve söylemleri marksizm-leninizm ile çelişen bir yapıdır. gerçekte ise, türkiye'de tekelci burjuvazi tarafından sendikaların gücünü kırmayı hedefleyen faşist yönetimin kurulması için gerekli zemin aşama aşama hazırlanırken, ilerici demokratik cepheyi bölmekten başka hiçbir şeye hizmet etmemiştir. tıpkı türkiye'nin nesnel/tarihsel koşullarına uygun olmayan maoculuk ideolojisini ithal eden doğu perinçek gibi... tek farkları bunu muhbirliğe varacak bir sahte bayrakçı profesyonelliği ile değil de, cehaletle yapmış olmalarıdır.

    (bkz: sscb arnavutluk anlaşmazlığı/#158327165)
hesabın var mı? giriş yap