• şimdiki manada tasavvuf öğretisinin kurucularından. tasavvuf olayında anlamak ve anlaşılmanın çok zor olduğu açıktır (bkz: havas / avam kavramları). resim sanatına benzetiyorum bir açıdan, herkes bir tabloya bakar ama konuyla ilgili bilgi birikimi, sosyo-kültürel seviye, resim sanatına yönelik ilgi, eğitim vs dikkate alındığında aynı algıya sahip olamayabilirler.
    çocukluğundan itibaren dini konularda kendini çok iyi yetiştiren, islamın yanında diğer tüm dinleri de araştıran, öğrenmekle kalmayıp sorgulayan, belli bir zeka ve ego seviyesinin üstünde olan şahısların allah'a ve onun indirdiği kitaplara olan bakış açısının, dinle ilgisinin sadece içinde doğup büyüdüğü toplum ile sınırlı biriyle aynı olması düşünülemez elbette.
    varlığın birliği (bkz: vahdet-i vücud) temeline dayanan tasavvuf öğretisinde, "sen ben yok aslında, sadece o var, bizler ve tüm eşya onun evrendeki yansımalarıyız ayna misali" fikri de baktığınızda mantıklı gelebiliyor. ancak insanın yaratıcının bir parçası olması, yaratanına kavuşma gayreti, aşk, onda eriyip kaybolma fikirlerindeki asıl sıkıntının o'nu tasavvur etme çabası olduğunu, tasavvufun, aslında tarih boyunca insanlar tarafından güneş/ay/çeşitli hayvanlar/güçlü doğa olayları/yıldızlar/çeşitli metalar/kutsal ya da siyasi olarak güçlü görülen insanlara atfedilen yaratıcıyı bir kalıba/şekle sokma dürtüsünden de etkilendiğini düşünüyorum. o asla tasavvur edilemez.
  • insan bir kâinattır.
    ancak kâinat da insandadır.
    tek tek bakarsan çok görürsün.
    bütün bakarsan tek görürsün.
  • hallacı mansur, 9. yüzyılda yaşamış ve islam mistik geleneğinde önemli bir figür olan bir şahsiyettir. mansur el-hallac veya tam adıyla ebu’l-mugis mansur el-hallac el-hüseyni el-bağdadi olarak da bilinir. hallacı mansur, bağdat'ta doğmuş ve suriye ve mısır dahil olmak üzere çeşitli islam ülkelerinde dolaşmıştır.

    hallacı mansur, tasavvufi bir şair, düşünür ve mistik olarak tanınır. onun en bilinen sözü "enel hak" (ben tanrı'yım) olup, bu ifade tanrı ile birleşme ve aşk haliyle ilgili derin mistik deneyimlerini ifade etmektedir. bu ifade, onun öğretilerinin merkezinde yer alır.

    ancak, hallacı mansur'un öğretileri ve ifadeleri dönemin islam otoriteleri tarafından kabul edilemez ve sapkın olarak görülmüştür. zira "enel hak" ifadesi, bazıları tarafından tanrı'yı inkar etmek olarak yorumlanmış ve dinî otoriteler tarafından dinsel kurallara aykırı olarak değerlendirilmiştir. sonuç olarak, hallacı mansur, dönemin otoriteleri tarafından suçlanmış, tutuklanmış, işkence görmüş ve sonunda idam edilmiştir.

    hallacı mansur, mistik deneyimlerini, aşk ve birlik hali üzerine şiirlerle ifade etmiş ve tasavvuf geleneğinde etkili olmuştur. onun öğretileri ve yaşamı, islam mistisizmi ve tasavvuf geleneği üzerinde derin bir etki bırakmıştır. ancak, yaşadığı dönemdeki radikal ifadeleri ve yargılanması nedeniyle hallacı mansur, hem hayranlık hem de eleştiriyle karşılanmış bir figürdür.
  • “insan doğası gereği hızdan değil, sakinlikten beslenir. insan durulunca coşan bir ırmaktır.”
hesabın var mı? giriş yap