24 entry daha
  • siz bunları bir de hastanede görün. kedi amını görmüş yaram var demiş misali en ufak bir şeyde çevrelerinde kim varsa ayağa kaldırıp, kendisini hastaneye götürtür. gebeliğin ilk aylarında olup karnı belli olmayanları bile suratındaki o sikik ifadeden, karşıdan tanıyorum. her şeyin farkındayım ve bu durumdan memnun değilim ifadesi ve ekşimiş yüzü ile güya çaktırmadan karnını tuta tuta şikayetlerini anlatır. parolü yazıp göndermek icap eder.
  • kadın içinden yepyeni insan çıkarıyor. bir sürü kilo alıyor. hormonal dengesi sürekli bozuluyor. fiziksel olarak eski halini istiyor. istediğini yiyemiyor, içemiyor, yapamıyor. o mentalitede 9 ay geçir su içtiğin için kendine madalya takarsın. yataktan kalkmak, ayakkabı bağlamak, merdiven inmek çıkmak, düşme korkusu yaşamak ve bunlarla beraber geçen bir sürü gün.
    doğurduktan sonra dünyanın en aptal çocuğunu en kötü şekilde yetiştirirse o zaman laf edin. bırakın ilk bir altı ay rahat etsin
  • en azından hamilelik döneminde mutlu olsun be. bu ülkede çocuk sahibi olmak, onu büyütmek, iyi bir gelecek hazırlamak çok zorken ve ileride her gün ne yapacağını düşünüp, kara kara düşünecekken hiç değilse hamilelik döneminde bu duyguyu yaşasın. çocuk büyüdükçe derdi de büyürken insanın en huzurlu olduğu an hamilelik dönemidir bence. size dokunan bir şey yoksa bırakın kendini bir şey başarmış hissetsin ki zaten çok büyük bir şey bir başarıyor. eğer biraz olsun bilinçli bir kadınsa bu ülkede çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu bilerek yaptıysa ve bu riski aldıysa, ona iyi bir gelecek sunabiliyorsa büyük bir başarı demektir benim gözümde. ben hayatım boyunca bu riski göze almayı asla başaramam...

    yaşanan hormonal değişimler, vücudun sisteminin değişmesi, o çocuk ile 9 ay boyunca içinde büyütüp bağ kurmak, onu dünyaya getirmek, bazen yürüyemeyecek hale gelmek, sonrasındaki lohusa dönemi derken hamile bir kadının ne yaşadığı konusunda ahkam kesmek kimsenin haddine değil. zaten merak etmeyin neyin ne olduğunu bilen bir kadın hamilelik sürecini de oldukça usturuplu geçirir. ben çevremde naz yapan, kendini bir şey sanan hamile hiç görmedim. tam tersine hepsi büyük bir korku içindeydi. demek ki ya hamile kadınlara laf atanların çevresinde bir sorun var ya da benim çevremde bir sorun var.

    not: bu kadına laf eden erkeklerin çoğu eline iğne batsa ölüyorum diye ortalığı ayağa kaldırır. ufacık grip olduğu zaman extra ilgi bekler ama 9 ay boyunca karnında bir bebek büyüten kadına da kezban demekten geri kalmaz. ayrıca hamile bir kadının önüne gelen herkese "ben hamileyim, ben şöyleyim, bu kadar iyiyim, bu kadar süperim" diye konuştuğunu hiç sanmam. sahi bu kadının yakın çevresinde değilseniz ki insan yaptığı nazı kocasına ya da yakın çevresine yapar ve size karşı bir sıkıntısı yoksa bu kadının hamile olmasından hakikaten size ne?
  • doğalgaz borusu gibi sıçınca grurla ortalıkta gezenler burda hamilelere "sanki bi halt başarmış" dediklerini gördüğüm başlık.
  • yiyorsa ortalama 4 kilo ve 50 cm olarak dünyaya gelen bebeği götünden sen çıkar.
  • default olarak gelen özelliklerin abartılmasına örnektir.
  • dünyanın en muhtesem şeyini yapıyorlar bence...haklılar sonuna kadar..
  • yazarın anlatmak istediğini ben anladım.

    eli sürekli karnında gezen, oturup kalkarken aslında hiçbir sorunu olmamasına rağmen ah'layıp uh'layan, sürekli ilgi ve ihtimam bekleyen, sofada ayrı yemek isteyen, gülerken bile eliyle karnını tutup "ay güldürmeyin!" diye ciyaklayan kadınlar var etrafımda; bir dolu! ülkem kadını her şey gibi gayet sıradan bir olay olan hamileliğin de bokunu çıkarmayı biliyor. rutin şımarıklığına karnındaki çocuğu alet ediyor bizimkiler, dünyada bir tek kendileri hamileymiş gibi davranıyorlar; herkesin kendilerine hizmet etmesini ve ayrıcalıklı davranmasını istiyor, şımartılmayı bekliyorlar; kimse bana bu saçma ruh halini savunmasın gerçekten.

    kezbancigim hamile kalır, hiçbir tıbbi sorunu yoktur ve karnındaki bebek daha mercimek kadardır: "kocam temizlikçi tutsun, anam gelsin evime yerleşsin 7/24 peşimden koşsun, kaynanam görümcem ara ara gelsin işe güce yardım etsin ama çok da gözüme gorunmesinler, elimi sıcak sudan soğuk suya sokmayayim; babam heeer şeyini benim seçtiğim en pahalisindan son model çocuk odasını boyasin, dizsin; kocam akşam iş dönüşü ayaklarıma masaj yapsın ve sonrasında aşerdigim şeyleri alıp gelsin, hamilelik çok zor diye az ağlayıp omuzlarına birtakim vicdani yükler ve acıma duyguları bindireyim, ileride lazım olur; arkadaşlarım üstüme titresinler çünkü maazallah ben yalnızlık hissedebilir, herhangi bir bir şeye uzulebilirim, hep mutlu edilmem lazım; ay güldürmeyin şimdi dogurucam, ay ağlatmayın şimdi dogurucam, ay araba zıpladı şimdi dogurucam, ay 100 metre yürüdüm şimdi dogurucam; ay kocacım elimi tut oturmam lazım, ay babacım uykum geldi beni az salla da uyut (gözümle gördüm!)... " vay amk bu nasıl iş lan?

    edit: tıbbi zorunluluklardan ve ihtiyaçlardan değil, bariz şımarıklıktan bahsediyorum. etrafınızdaki hamile türk kadınlarını gözlemleyin, neyi kastettiğimi anlayacaksınız. bu kezbanlığı savunuyorsanız da edecek lafım yok; muhtemelen kendiniz de aynı kezbanlığı yaptığınızdandır.

    bir edit daha: "ay şunu çektim, ay bunu çektim... ay şöyle bir mucize doğurdum, ay böyle bir muhteşem duygu yaşadım, ay hayata bir insan getirdim..." ya bana ne kardeşim? çekiyorsan da kendine, kocana; doğuruyorsan da kendine, kocana... bana ne? kaldı ki çocuk yapmak istediysem, o zorlukları da çekeceksin yani, kimse zorla çektirmiyor, kendi arzun. ilaç içmemişmiş, yok bir de icseydin! basın ağrıdı ama fedakarlık edip ilaç bile içmedin diye bana şımarıklık yapma hakkı mı kazanıyorsun? bana ne? hem bizi de getirdi birileri dünyaya, o kadar sıradan bir şey bu... bana karşı şımarma hakkı mı veriyor sana, kendin için çocuk doğururken çok çekmiş olman ya da sana göre mucize niteliği taşıyan bir canlı dünyaya getirmen? bana ne ya sahi? ben de dünyanın eziyetini çektim, okudum, avukat oldum; ya da ne bileyim geçenlerde hastalandım anamdan emdiğim süt burnumdan geldi; sana şımarma, tepeden bakma, tip atma hakkım var mı?
  • doğumdan sonraki süreçte görün. post-apokaliptik dünyada insanlığın son kurtarıcısını doğurmuş gibi bir şekle giriyor hepsi. tabii bir de bunun "tanrımmm! sanırım galiba zannedersem yüzde kesin çocuğum bir einstein" sendromu var.
  • sonuna kadar hakettikleri bir olaydir. ulan kadin marninda insan uretiyor sifirdan. bunu sadece fiziksel olarak dusunmeyin. bu uretim sureci onun kendi hormonel dengesini alt ust ediyor.

    elbette bu dogurganligin getirdigi 'ben tasiyorum, sen de cekeceksin derdini!' kadinlarimiz var. olsun. sik disini katlan kardesim 9 ay insan tasimak daha mi iyi?
211 entry daha
hesabın var mı? giriş yap