• tom waits'in rain dogs'undan bir huzur .

    hang down your head for sorrow
    hang down your head for me ..
  • böyle de güzel sözleri olan süper bir şarkıdır artık.

    hush a wild violet, hush a band of gold
    hush you're in a story i heard somebody told
    tear the promise from my heart, tear my heart today
    you have found another, oh baby i must go away
    so hang down your head for sorrow, hang down your head for me
    hang down your head tomorrow, hang down your head marie

    hush my love the rain now, hush my love was so true
    hush my love a train now well it takes me away from you

    so hang down your head for sorrow, hang down your head for me
    hang down your head, hang down your head, hang down your head marie
    so hang down your head for sorrow, hang down your head for me
    hang down your head, hang down your head, hang down your head marie
  • "eğ başın acılar için,
    eğ başını benim için,
    eğ başını,
    eğ başını,
    başını eğ marie"
  • çevirimde yardımı geçen fsol ve tabularasa'ya teşekkür ederim.

    sustu yabani menekşe, sustu altın bando
    susun duymak için, anlatacağım öykümü sizlere
    yaralı kalbimin sözleri bunlar, kalbim yaralı bugün
    senden başkası olmayacak, gidersen bunu yapmam gerek
    eğ başın acılar için, eğ başını benim için
    eğ başını, eğ başını marie.

    dindireceğim aşkımın yağmurunu, böylece susmuş olacak gerçek aşkım
    duracak filizlenerek büyüyen aşkım sen gidince

    eğ başın acılar için, eğ başını benim için
    eğ başını, eğ başını marie.
    eğ başın acılar için, eğ başını benim için
    eğ başını, eğ başını marie.
  • vh1 storytellers konserinde tom waits bu şarkıyı bambaşka bir formatta söyler ki şunu anlarsınız: bu şarkı monalisa gibidir. bir yanı ağlar.. bir yanı güler...
  • oldukça hüzünlü ve içten söylenen sözler olduğunu hissettirir rahatlıkla bütün tom waits şarkıları gibi. ama farklı bir yönü var sanki bu şarkının, biraz daha melodik gibi. tom waits'in en iyisi diyeceğim fikrim değişene kadar.
  • tütün sararken, uykusuz kalırken, içerken, kavga ederken, trenleri kaçırmaya karar verirken,sevişirken, façamızı düzeltirken, yağmura tutulmuşken, açken, ıslık çalarken, küfür ederken, bir elimiz cebimizde yumruk olmuş sessiz sedasız bekleyip, diğer elimiz bir kadının elini tutarken dinlediğimiz şarkı, dua, yankı.. ondandır ki tom waits olmasaydı mümkün olabilirdi içmememiz, uyumamız, sevişmememiz ve trenlerden atlamamamız. iyi ki var.
  • elinizde tuttuğunuz cam şişedeki güzelim gazoz bitmiş de, dibindeki o paslı tadı içiyomuş gibi..
  • ne dokunaklı şarkıdır bu arkadaş. her insan kendi için başını eğecek bir marie bulsa, ne şahane ne güzel olur dünya. ama kültür farkımız burada ortaya çıkıyor. orhan babamız "dertler benim, çile benim, mutluluk senin olsun" derken tom abimiz "eğ başını acı için, eğ başını benim için" diyor. olsun, ikisi de seven insana yakışan dilekler. tabi isterdik ki marie'lerin boynu bükülmesin, çileler orhan'ların olmasın, herkes mutlu mesut yaşasın.
  • normalde sarkılara eslik etmeye bayılırım ama tom abi'nin nev'i sahsına münhasır sesine * kıyamıyorum.
    neşeliymiş gibi görünen şarkılardan bu da. önceleri yalnızca ritme ve yoruma kaptırdım kendimi, sonra sonra aklıma geldi dur lan ne diyo acep diye bi kulak kesildim su kavurucu havaya zerre yakısmayan bi hikayesi var.. tam cözemedim bi kalp agrısı var da cok zarif, kendi halinde. yaygara cıkarmadan, kimsenin basını agrıtmadan usul usul acı cekmenin sarkısı bence.
hesabın var mı? giriş yap