aynı isimde "harry potter (dizi)" başlığı da var
  • bak ben bu çocuk kadar ilgisiz bir insan görmedim, adam olmaya niyeti yok resmen. 11 yıl boyunca dursleyler ile yaşıyorsun . merdiven altında yatıyorsun, azar, aşağılama, açlık, ceza bini bin para. okula dudley'nin kıyafetleriyle gidiyorsun çuval gibi, üstüne bunu bir de filli boya ile boyayıp yolluyorlar. soytarı gibi geziyorsun kısaca. sonra bir gün bir dev gelip seni götürüyor buralardan, büyücü olduğunu öğreniyorsun. başta inanmak zor gelse de doğruluğunu kendi gözlerinle görüyorsun, taşak geçen yok seninle. adeta baştan doğuyorsun. devler, asalar, süpürgeler, cincüceler, duvarın içinden geçmeler, kitaplarda, gazetelerde resimlerin hareket etmesi vs.

    anormallik burada başlıyor işte, çocuk hiçbir şekilde bunlara ilgi göstermiyor. ilkokulda hayat bilgisi, matematik gören yeniyetme, burada iksir, tılsım, biçim değiştirme dersleri görüyor ama hala bir azim yok. kitaplarını aldım diagon yolu'ndan, gittin dursleylere. aç bir oku amk. hayatta olmasına ihtimal vermediğin yepyeni bir dünya var karşında. büyü yapıyorsun, uçup kaçıyorsun. herifte bir gram ilgi yok amk.

    koca yaz tatilinde önünde bir sürü kitap var, derse gelince snape haliyle soru soruyor. "çirişotunu pelinotuna eklersem ne olur?" cevap yok, "bezir nerede bulunur?" cevap yok, "düğünçiçeğiyle küpeküp arasındaki fark ne?" cevap yok. lan olm, birini bil bari. sonra "snape bana taktı". hocan sormayacak olmasa bile bil, fen bilgisi değil ki bunlar. orada öğreniyorsun bir daha kullanmıyorsun. iksir öyle mi? daha ilk derste biçim değiştirmeye geç kalıyor mesela, daha okulun ilk günü. kadın kedi olmuş bekliyor orada, sen de adam gibi öğrensen olacaksın ileride ama yok. sihir tarihinde uyuyor hoca hayalet, sıkıcı diye. bir hayalet nasıl sıkıcı olabilir bir kere. adamın suratına bakıp "vay amk, demek ki hayaletler varmış bu dünyada, çok garip" diye diye 1-2 yıl geçirirsin. hadi onu geçtim, koca bir büyücülük tarihi var . cincüce savaşları, karanlık sanatlar, kötü büyücüler, ayaklanmalar, vs.

    bak ron'u anlarım. zaten yıllardır büyücü aileyle yetişmiş. 5-6 tane abisi var, içinde büyümüş adam. tembel olması normal. çalışkan olmak için hiçbir motivasyonu yok ama sen niye böylesin ? bunun en doğrusu kim biliyor musunuz ? hermione'dir. inek falan diye dalga geçiyorlar da, anası babası dişçi. büyücü olmasa nolcaktı? onlar gibi milletin ağız kokusunu çekecekti. geldiği dünyanın ne kadar çılgın olduğunun farkındaydı, hiç de kaybetmedi motivasyonunu. çalıştı, çabaladı. bu kızcağız olmasa harry bir canavarın altında kalır, ölüp giderdi. bizim malın yaptığı tek iyi şey de quidditch'tir, ona da malfoy sayesinde başladı.

    böylelerini büyücü yapıyorlar işte. anası lily, babası james gibi büyücülük dünyası için önemli şahsiyetler olmasa, kesin muggle'dı bu.
  • 2002 sonları , serinin ilki olan felsefe taşı'nın filmini ağzım açık izledikten sonra yana yana serinin ikinci kitabını arıyorum. o zamanlar gaziantep'in yeni yerleşimlerinden fakat mahrumiyet mahallelerinden olan bir yerde oturduğum için güncel kitaplara ulaşmak mesele. semt kütüphanesi de yeni kurulmuş fakat orda da bulamıyorum.

    derken okulun yılbaşı çekilişi geldi , herkes çekilişte kendine kim çıkarsa ona hediye alıyor. şansıma çekilişi yapan türkçe öğretmeni benim adımı çekti ve hediye ne istersin dedi , haftalardır bu anı bekliyormuşçasına "sırlar odası kitabını istiyorum" dedim. hoca haftaya elinde kitabın korsan versiyonuyla geldi , kitapçıları gezmiş bulamamış , kitap sevgimi bildiği ve sanıyorum sevdiği öğrencisi olduğum için de sahafları arşınlamış , temiz bir ikinci elini bulmuş bana verdi.

    sömestr arasına girer girmez de her tatilde olduğu gibi tekstil atölyemizde çalışmaya başladım. işimi hızlıca bitirip yarım saatte bir kapı önündeki harabe tekli koltuğun içine çöküp sırlar odasını okuyordum. patronun oğlu olduğum için kalfam söylenir fakat pek de bir şey diyemezdi. okulda yeterince kitap yok mu boşver ne hikaye kitabı okuyorsun der dururdu. birkaç gün sonra baktım benim kalfa ortalarda yok , bir baktım iplik cuvallarının arasına çökmüş , bir elinde sigara bir elinde kitap dalmış okuyor. ilkin öylesine ilgisini çekti herhade diye umursamadım , ama baktım ki her mola verişimde kitap okumaya yelteniyorum , adam bana vermiyor .bir hafta içinde kitabı bitirdiğinde sigaranın dumanını ağzına doldurup havaya üflerken kurduğu cümleyi unutmuyorum

    " bu hermiyon çok akıllı kız la , diğer kitabı varsa getir de okuyak "

    ilkokulu bitirememiş bir işçiyi bile kendine bağlayan harikulade bir seridir harry potter.

    (bkz: çiriş otu/@serbronze)

    #109772983
  • her bir halttan kaçış gezegenim. büyülü dünyam.

    13 yaşımda, hayatıma ilk girdiğinde beni nasıl etkilediyse ve nasıl sevdiysem şuan 27 yaşımda beni yine aynı şekilde etkiliyor harry potter’ın dünyasının içindeki herşey. büyüler, süpürgeler, iksirler, sihirli yaratıklar ve pek tabii hogwarts'ın içinde kaybolmayı çok seviyorum. ne zaman kaçmak istediğim bi konu olsa kitaplardan birini elime alır gömülürüm. bayılıyorum.
  • ilk kitaptan son kitaba, bir annenin sevgisiyle başlayıp, yine bir annenin sevgisiyle sona eren hikayenin kahramanı.

    her şey nasıl başlıyor? lily potter ile, onun sevgisiyle. o olmasa, voldemort ile harry'nin arasında durmasa sağ kalan çocuk da olmayacaktı, bizim ayıla bayıla okuduğumuz olaylar da.

    son kitaba gidelim. voldemort, harry'nin öldüğünü sandığında gerçeği öğrense, oracıkta harry'nin işini bitirirdi. ama narcissa, o çok değerli lorduna yalan söylüyor. çünkü oğlunun yanına, hogwarts'a girmesinin tek yolu bu. o anda galibiyet önemli değil, önemli olan tek şey oğluna kavuşabilmek.

    bu anneler çok farklı. lily potter ve narcissa malfoy. ak ile kara, gryffindor ile slytherin, harry ile draco kadar farklılar. farklı taraflarda savaşıyorlar. ama ikisinin de oğullarına duydukları sevgi, harry'nin hayatta kalmasını sağlıyor.

    yıllar sonra bile, böyle şeyleri hatırladıkça ya da fark ettikçe rowling'e olan saygım artıyor.
  • filmlerinde severus snape'i canlandıran alan rickman'ın hakkında şöyle harika bir laf ettiği efsane kitap serisi.

    " when i’m 80 years old and sitting in my rocking chair, i’ll be reading harry potter. and my family will say to me, ‘ after all this time?’ and i will say, ‘always. "
  • her zaman favori kitap serim olarak kalacak ve her zaman kütüphanemin baş köşesinde duracak olan seri. bu seriye karşı hislerimi bir sürü kelimeyle anlatabilirim-ki bunu daha önce iki entry girerek yapmıştım (bkz: harry potter/@deathlycrimson)-ama bunu yapmayacağım çünkü bu seferki entry'mde harry potter kitaplarından sonra olan 28 şeyi yazacağım. belki aramızda bunu görmemiş olanlar, duymamış olanlar olabilir. ya da bir kısmını duyup bir kısmından haberi olmayanlar da olabilir.

    --- tüm kitapları okumadan okunmaması gereken spoiler ---

    1-) harry, ginny weasley'le evlendi. üç çocukları oldu; james sirius, albus severus ve lily luna.
    2-) kingsley shacklebolt sihir bakanı oldu.
    3-) hermione'yle ron evlendi ve iki çocukları oldu; hugo ve rose.
    4-) draco malfoy daphne'nin küçük kız kardeşi astoria greengrass'la evlendi. bir çocukları oldu; scorpius hyperion.
    5-) ebeveynlerinin ölümünden sonra teddy lupin büyükannesi andromeda tarafından yetiştirildi.
    6-) george weasley quidditch takım arkadaşı olan angelina johnson'la evlendi. iki çocukları oldu; fred ve roxanne.
    7-) harry ve nihayetinde ron sihir bakanlığındaki seherbaz dairesine katıldılar. hermione ise büyülü yasa uygulama departmanında (tam olarak türkçe'ye çeviremedim; orjinali department magical law enforcement) yüksek rütbeli bir memur oldu.
    8-) bill ve fleur weasley'nin kız olan ilk çocukları hogwarts savaşı'nın yıl dönümünde doğdu. ona fransızca'da zafer anlamına gelen 'victorie' ismini koydular.
    9-) ruh emiciler bir daha sihir bakanlığı tarafından kullanılmadılar.
    10-) ginny weasley birkaç yıl boyunca profesyonel bir quidditch oyuncusu oldu ama sonra emekli olup daily prophet'de (gelecek postası) quidditch muhabiri oldu.
    11-) harry ve dudley ailelerinin bir arada olması için birbirleriyle görüşmeye karar kıldılar.
    12-) percy weasley kingsley shacklebolt yönetimindeki yeni sihir bakanlığında memur oldu ve audrey adında bir kadınla evlendi. iki kızları oldu; molly ve lucy.
    13-) bill ve fleur weasley'nin üç çocukları oldu; victorie, louis ve dominique.
    14-) hermione yedinci yılını tamamlamak ve n.e.w.t.s.'i (fybs - feci yorucu büyücülük sınavı) vermek için hogwarts'a geri döndü. harry ve ron dönmediler.
    15-) mr. weasley sonunda sirius black'in motorunu tamir etmeyi başarabildi ve onu harry'ye verdi.
    16-) luna lovegood doğacı newt scamander'in torunu olan rolf scamander ile evlendi. iki çocukları oldu; lorcan ve lysander adında erkek ikizleri...
    17-) minerva mcgonagall hogwarts'ın müdiresi oldu.
    18-) harry, severus snape'in portresinin onarılmış bir halde en uygun olduğu yerde yani hogwarts müdürünün odasında olmasını sağladı.
    19-) alice ve frank longbottom asla iyileşemediler. ömürlerinin sonuna kadar st. mungo'da yaşadılar.
    20-) harry içindeki hortkuluk yok edildikten sonra yılanlarla konuşabilme yeteneğini kaybetti.
    21-) firenze en sonunda at adam sürüsüne tekrar kabul edildi.
    22-) cho chang bir muggle'la evlendi.
    23-) teddy lupin ve victorie weasley sevgili oldular.
    24-) gilderoy lockhart'ın sırlar odasında aldığı hasarlar hiçbir zaman iyileşmedi.
    25-) neville longbottom hogwarts'ın bitkibilim profesörü oldu. the leakly cauldron'ın (çatlak kazan) sahibi olan hannah abbott'la evlendi.
    26-) dolores umbridge muggle doğumlulara karşı işlemiş olduğu suçlardan dolayı tutuklandı, sorguya çekildi ve hapse atıldı.
    27-) harry ve ginny'nin çocukları the marauder's map'i (çapulcu haritası) çaldılar ve onu gizlice hogwarts'a soktular.
    28-) harry, ron ve hermione chocolate frog (çikolatalı kurbağa?) kartlarına dahil oldular.

    --- tüm kitapları okumadan okunmaması gereken spoiler ---

    bazı isimlerin türkçe karşılığından yüzde yüz emin olamadığım için ingilizcelerini yazıp parantez içine türkçelerini yazdım.
    ayrıca bu 28 gerçek dışında birkaç extra daha buldum ama onu da başka bir ara buna ekleyeceğim.
    bu 28 şeyin orjinalini okumak isteyenler buraya tıklayabilirler. metin ingilizce ama okumasanız bile güzel çizimler yapılmış durumda. en azından onlara bakın.

    sihir sonsuza dek sizinle olsun!

    edit: harry potter serisi bittikten sonra olanlar hariç bazı bilgiler de buldum onları da paylaşayım;

    --- tüm kitaplar spoiler ---

    1-) ilk harry potter kitabı aynı zamanda the battle of hogwarts'ın (hogwarts savaşı'nın) da olduğu 1998 yılında yayınlandı.

    2-) yunan mitolojisinde kahin cassandra kimsenin kehanetlerine inanmaması yönünde lanetlenmişti. profesör trelawney'nin büyük-büyükannesinin adı cassandra'ydı.

    3-) the mirror of erised (kelid aynası) bir insanın en içten isteğini gösterir. dumbledore aynaya baktığı zaman harry'yle aynı şeyi gördü; tüm aile bireylerinin mutlu ve bir arada olduğunu...

    4-) ron weasley'nin patronusu su samurlarını kovalamakla bilinen jack russel terrier'dı. tesadüfen hermione'nin patronusu da su samuru.

    5-) fred'in ölümünden sonra george bir daha asla patronus büyüsü yapamadı.

    6-) little whinging savaşı'ndan sonra 13 kişi kovuk'ta alastor moody'nin yasını tutmak üzere toplandı. lupin ceseda bakmayı öneren ilk insandı. remus daha sonra hogwarts savaşı'nda ilk ölen insanlardan ilki oldu, bu da trelawney'nin kehanetini doğru yapıyordu. "on üç kişi beraber yemek yerse, masadan ilk kalkan ilk ölen olur." sözü gerçekleşmişti. (buradaki bilgiye göre remus deniliyor ama bir yerde de aynı kehanetin sirius için gerçekleştiğini okumuştum, beşinci kitapta on üç kişi yemek yiyorlardı ve ilk sirius kalkmıştı diye hatırlıyorum ama tam emin değilim)

    7-) j.k. rowling voldemort'un en büyük korkusu ölüm olduğu için onun böcürtünün kendi cesedinin şeklini alacağını söyledi.

    8-) hogwarts savaşı'ndan bir süre sonra harry snape'in portresinin müdür odasına asılmasını sağladı. ama snape portredeki yerini terk etmiş olduğu için bu gerçekleşmedi. ( it originally did not because snape abandoned his post cümlesini tam olarak türkçe'ye uyarlayamadım)

    9-) voldemort aşk iksiri etkisi altında meydana geldiği için kimseyi sevemez.

    10-) iki farklı jenerasyonda hogwarts'ın şakacı tipleri olan sirius black ve fred weasley gülerek öldüler.

    11-) harry potter privet drive 4 numaraya ilk olarak sirius'un motorbisikletini kullanan hagrid'le gelmişti, oradan son defa da aynı şekilde ayrıldı.

    12-) j.k. rowling lupin'in; durumunu saklamasına ve sosyal toplum tarafından dışlanmasına korkmasına sebep olan bir aids hastasının metaforik bir temsili olduğunu söyledi.

    13-) fred ve george weasley'nin birbirlerinin yaşlılık hallerini gördüğü tek an ateş kadehine isimlerini koydukları andı.

    14-) j.k. rowling eğer snape karanlık sanatlara doğru yönelmeseydi lily evans'ın ona romantik duygular besleyebileceğini söyledi.

    15-) j.k. rowling son kısımda neredeyse dudley'yi platform 9 3/4'te büyücü bir çocukla yazacağını itiraf etti.

    edit: orjinalini okumak isteyenler için; link

    --- tüm kitaplar spoiler ---

    edit: imla
  • ortaokuldayım. tabi hepimiz gibi harry potter benim için de muazzam, içine girince huzur bulduğum bir ortam. girince çıkmak istemiyorum.
    3. kitabın sonlarındayım, kış zamanı diye hatırlıyorum yanlış olmasın. ertesi gün sanıyorum tarih gibi ezber bir dersin sınavı var. en kötü olduğum konular. matematik olsa sınava çalışmam bile direkt giriyorum, ama ezber olunca son gün çalışmam gerekiyor hep unutuyorum çünkü yoksa. zaten en sevmediğim ders.

    kitap bitti. hayır öyle sinir bozucu bir durum ki, zaten o dünyadan çıktığın gibi, bir der en sevmediğin dersin sınavına çalışmak zorundasın. üzgün üzgün duruyorum orda. annem geldi işte dedi ne oldu falan, ya anne dedim çok heyecanlı yerde kaldı*,
    şimdi dördüncü kitap da olsaydı keşke, direkt devam etseydim ne çok isterdim falan.

    canım annem kitaplarını sevdiğimi bildiği için 3. kitabı alırken hazır çıkmış diye 4. yü de almış meğer. ama sınavım var diye vermemiş. sonra benim bu halimi görünce dayanamadı çıkardı verdi. zaten çalışkan bir öğrenciydim, tarih sınavını da hallederim diye düşündü herhalde* hallettik ertesi gün okulda çalışmacayla falan.

    ama o mutluluğu hiç unutmuyorum. kitabın bitmesiyle çıkmak zorunda kaldığım dünyaya o kadar çok geri dönmek istedim ki o an, annem sağolsun dönüverdim. bir de "magic" yok derler, var işte. sihirleri ama genelde anneler yaratır.
    gerçi hayatta sanırım sınırlı sayıdaki dilek haklarımdan biri burada gitti. ama değdi be.
  • tüm dünyadaki y kuşağı bu harry potter'ın ilk filmi olan felsefe taşı'nda ya birkaç yaş büyüğü ya da birkaç yaş küçüğüydü.
    daha gerçek dünyayı tanımadan harry potter'in büyülü dünyası ile tanıştılar.
    okulda hocasından korkan severus snape'den, akran zorbalığı gibi arkadaşı ile arası bozuk olan draco malfoy'dan, ailesi ile arası bozuk olan dursley'lerden, yaramaz arkadaşlar veya aile özlemi çekenler sıcak bir aile gibi şeyleri de weasley'lerden buldu.

    arkadaşlık, dostluk, okulda ders kaygısı, okul yurdunda kalanlar için gece karanlık koridorlar vs. o yaştaki çocuklar için hayat böyle zaten. aşk veya nefret gibi duygular serinin sonraki filmlerinde açığa çıktı yani y kuşağı da gerçek hayatta benzer duyguları yaşadıkça serinin yeni filmlerinde benzer duyguları da izledi.

    film serisi çoktan tarihe geçti ama filmi ilk kez izleyecek yetişkinler ile çocukluktan beri parça parça izlemiş insanlar üzerinde aynı etkiyi bırakacağını sanmıyorum.

    edit : debe için herkese teşekkürler.
  • en sevdiğim kitap serisi.

    kitabın özü aslında sevgi herşeyi yenerdir.

    bu bir çocuk kitabı olduğu için ve çocuklara sevgi aşılamak tabiri caizse görev olduğu için buna uygun yazılmıştır.

    harry çok iyi, çok güçlü bir büyücü değildir. annesi ile babasını çok erken yaşta kaybetmiş, sevgisiz eniştesi ve teyzesi ile büyütülmüş, tamamen sevgiye muhtaç büyümüştür. onun gözlerinden bizde bu büyülü dünyaya gireriz ve onun tecrübe ettiği şekilde bizde öğreniriz.

    ve her kitapta onun sevgisi, cesareti, iyi yürekliliği ya da yan karakterlerin sevgisi bir üst noktaya taşır.

    filmlerde harry çok üstün bir büyücüymüş gibi gösterilir. ancak kehanette voldemort'un bilmediği güce sahip olacak derken sadece 'sevgi' kast edilir.

    yoksa hermione, harry'in kendi tabiri ile ron, ölüm yiyenlerin çoğu, cedric hepsi harry den güçlüdür.

    ama mesele salt güç değildir. harry kelid aynasının önünde geceleri sabaha kadar annesi ile babasını izlerken mutludur. harry, ginny'yi kurtarmış ölmek üzereyken mutludur. harry 100 ruh emicinin karşısına çıkarken onu 13 yaşında yetişkin büyücülerin bile yapmakta zorlandığı kusursuz patronusu yaparken büyü gücüne değil, içinde annesi ile babasına karşı duyduğu bitmeyen özlem ve sevgi ile yapmaktadır. ( büyünün gücü çok büyük özlemlerden ve güçlü anılardan gelmektedir.) harry, şanı şöhreti kazanabilecekken cedric ile kupayı beraber alır, ölmek üzereyken voldemortun karşısına çıkar, 1 saniye geç kalmasının ölün riskine rağmen cedric'in cesedi geri götürür. sirius'u kurtarmak için imkansız göreve gider, voldi onu ele geçirdiğinde, sirius'u düşündüğünden kalbinden atar, arkadaşlarını kurtarmak için kehaneti feda eder. ve en sonunda kendisinin ölmesi gerektiğini öğrendiğinde tereddüt etmez, ölümün efendisi olmuştur. dobby'in mezarını elleriyle kazarken duyduğu keder ve sevgi onu korur.

    gene sevgisi onu kurtarır.

    keza snape sevgisiyle voldemort'u zihninden uzak tutar.

    sirius farelerle beslenir ama vaftiz oğlunu görmek için mağara da yaşar. ( 4. kitap)

    dumbledore, kızkardeşini görüp af dilemek için diriltme taşını takar ama ölümünü hazırlar, harry için tüm planı riske eder bu sirius'un ölümüne neden olur.

    ve sonunda harry voldemort la konuşurken, 'anlamıyorsun değil mi riddle?' deyip onu aşağılarken, sevginin ve kusursuz planın asanın nasıl voldiye ait olmadığını basit bir çocuğun, tüm zamanların en güçlü büyücüsünü sadece sevgi ile yendiğini gösterir.

    belki bir çocuk kitabı ama düşündüğümde gözlerim dolar. hayatta her zaman sevgiyle kalmak lazım.

    son yok edilecek düşman ölümdür. lily ve james.

    kalbin neredeyse hazinende oradadır.

    buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
  • zayıf, pırıl pırıl yeşil gözlü ve hep dağınık duran kuzgun karası saçlı bir çocuk. çoğunlukla serinin okurları tarafından çocuk olduğu unutulup türlü hakaretlere maruz kalır.

    üçbüyücü turnuvasından kazandığı parayı* "voldemort döndüğüne göre en çok gülmeye ihtiyacımız olacak" diye düşünüp weasley ikizlerine veren bir çocuktan insan niye nefret eder ki?

    ki bunu yaptığında son iki hafta içinde yaşadıklarına bak.
    1. birlikte yarıştığı arkadaşı gözünün önünde sadece orada olduğu için öldürülüyor.
    2. ailesine ihanet etmiş adam* onu bağlayıp, vahşice kendi kolunu kesiyor.
    3. en büyük düşmanı gözünün önünde canlanıyor.
    4. ölüm yiyenler toplanıyor ve 14 yaşındaki bu çocuğa işkence ediyorlar.
    5. "mezar taşının arkasına saklanarak ölmeyeceğim" deyip, öleceğini kabullenerek voldemort ile yüzleşiyor.
    6. hiç beklemediği bir şey oluyor ve asalar kilitleniyor, annesini-babasını görüyor. arkadaşı "cesedimi geri götürür müsün" diye rica ediyor.
    7. geri dönüyor ve tabii ki şokta çocuk. cedric'i bırakmıyor bile.
    8. sene boyunca ona yardım eden çılgın profesörün aslında onun kılığına girmiş bir voldemort yandaşı olduğunu öğreniyor.
    9. yaşadıklarının hepsini bir de dumbledore'a anlatıyor.
    10. bu zamana kadar kendini tutmuşken cedric'in ailesini görünce, özellikle cedric'in annesi ona sarıldığında -anne şefkatinden mahrum kalmış yazık yavrucak- ağlamaya başlıyor uzun uzun.
    11. sihir bakanlığı tarafından yalan söylemekle, hayal görmüş olmakla itham ediliyor.
    12. bütün okul tarafından uzaylı görmüş gibi davranılıyor. yalnız hissetmeye başlıyor.
    13. yaklaşmakta olan savaşın ve kötü günlerin dehşetini idrak ediyor.

    "bir insan aynı anda bütün bunları hissedemez, patlar yoksa." dediğinizi duyar gibiyim harry düşmanları. "sırf siz bir çay kaşığının duygusal zenginliğine sahipsiniz diye sanmayın ki hepimiz de öyleyiz."
hesabın var mı? giriş yap