harry potter

• snape-quirrell-voldemort üçgeninde herhangi bir çelişki barındırmayan kitap serisi. şöyle ki;
  
  --- spoiler ---
  
  harry potter and the half-blood prince kitabında kendisine hiç ama hiç güvenmeyen bellatrix lestrange'e kendisi açıklıyor:
  "sanırım daha sonra neden karanlık lord'un felsefe taşı'na ulaşmasını engellediğimi sormuştun. bu kolayca cevaplandırılabilir. bana güvenip güvenmeyeceğini bilmiyordu. o da senin gibi, sadık ölüm yiyen'den dumbledore'un yardakçısına dönüştüğümü sanıyordu. acınacak haldeydi, çok zayıftı, bedenini vasat bir büyücüyle paylaşıyordu. kendisini dumbledore'a ya da bakanlık'a teslim edebilir korkusuyla, kim olduğunu eski bir müttefike açıklamaya cesaret edemiyordu. bana güvenmediği için derin bir üzüntü duyuyorum. gücüne bundan üç yıl önce kavuşmuş olabilirdi. oysa benim gördüğüm tablo, açgözlü ve değersiz quirrell'in taşı çalmaya kalkışmasından ibaretti ve ben de, kabul ediyorum, onu önlemek için elimden geleni yaptım." ^{* *}
  
  bu durumdan da anlaşıldığı gibi voldemort o zamanlar tam olarak güvenemediği için kendini açığa vuramıyor snape de quirrell'ın kafasının arkasında voldemort'un olduğunu bilmediği için tek düşündüğü quirrell'ın çalmaya çalıştığı. dolayısıyla voldemort snape'i bu konudan dolayı sadakatsizlikte suçlayamaz.
  
  --- spoiler ---
• rowling harika kitaplar yazsa da ilk iki filmden sonra yönetmenin değişmesi sonucu bok gibi filmleri çekilip,kitaptan uzaklaşan fantastik serinin kahramanı
• 22 yaşında serisine başlamaya karar verdiğim çocukluğumun eksik parçası.
• birtakım çelişkilerin olabileceği, olduğu, ama detayların tığ gibi işlendiği mükemmele yakın bir eser serisidir. yine de geri kalan çelişkileri gidermek adına:
  
  --- spoiler ---
  
  quirrel, harry'nin süpürgesine büyü yaparken de snape onu durdurmaya çalışırken de voldemort oradaydı.
  
  evet, doğru. ancak snape'in gördüğü şey eskiden muggle araştırmaları hocalığı yaparken bölüm değiştiren ve karanlık sanatlara karşı savunma hocalığına geçen, yaptığı seyahatlerden sonra bir garip davranan quirrell'dır. voldemort'un da orada olduğu kısmı ise birazdan.
  
  niye korudun snape?
  
  snape sadece harry'yi korumuyor, dumbledore'un emriyle quirell'ın -ve bilmese de tabii ki voldemort'un- her hareketini gözlüyordu. ki bu işi yaparken de nerdeyse bacağından oluyordu. ancak özellikle birinci senesinde harry'yi korumaya çalışmasının başka bir sebebi vardır. vakti zamanında harry'nin babası james, snape'in hayatını kurtarmıştır. bunun borcu altında kalmak istemediği için de var gücüyle korumuştur.
  
  çünkü harry'i öldürmesi gereken kişi voldemort'tu. onu koruyayım ki voldemort onu öldürsün.
  
  gerçekten de bir nebze haklılık payı olan bir tesbit. burada biraz edebiyat ve drama devreye giriyor. dumbledore, harry ile voldemort arasındaki kehaneti, yani birinin diğerinin elinde öleceğine dair öngörüyü duyan ilk kişi. ayrıca ikinci senenin sonunda, harry'nin voldemort'un farkında olmadığı yedinci hortkuluk olduğunu ve dördüncü senenin sonunda voldemort'un harry'nin kanını kullandığını farkedince, titizlikle- ve bence biraz da acımasızca- harry'i öldürmesi gereken kişinin voldemort olmasına çalışıyor. çünkü yalnızca bu sayede harry'nin içindeki hortkuluk öldürülebilir ama harry hayatta kalır ^*. oldukça derin ve karmaşık bir durum. mesela bellatrix öldürmüş olsaydı hem voldemort'un parçası hem de harry ölmüş olacaktı. voldemort'un öldürmesi harry'nin hayatta kalmasının tek yolu. bu noktada dumbledore'un zekasına ve dolayısıyla j. k. rowling'in zekasına şapka çıkartmak gerek. tabii harry'nin yedi sene boyunca muazzam ölüm tehlikelerinden hep son anda sıyrılabilmesi biraz klişe ve hollywood vari, kabul etmek gerek.
  
  kaldı ki snape'in 6 yıl boyunca harry'i öldürmesi bir iksir hocası için hiç de zor değildir.
  
  snape'in voldemort'a belirttiği yönden bakarsak, ilk dört sene boyunca efendisinin öldüğünü düşünmektedir. dolayısıyla basit bir intikam duygusuyla çocuğu öldürmesi oldukça gereksiz olacaktır. hem voldemort'ta kendisi ortalıkta yokken dumbledore'un neler yaptığıyla ilgili aldığı istihbarattan dolayı hoşnuttur. voldemort geri geldikten sonraki iki sene içinse durum zaten voldy'nin takdirinde. snape'in çocuğu öldürmesini kendisi istemiyor çünkü öyle olursa dumbledore istihbaratı kesilir ikincisi ise çocuğun özelliğini merak ettiğinden ilk olarak kehaneti dinleme derdinde.
  
  quirrel, snape seni hep korudu, derken de voldemort oradaydı
  
  yukarıda ^* gerekli cevap verilmiş ama özetlemek gerekirse; voldemort düştükten sonra en yakın müritlerinden olan lucius malfoy bile voldemort'la bağını inkar etmiş, şaşırtıldığını söylemiştir. geri döndükten sonra ise voldy tarafından kabul görmüştür, tıpkı snape ve diğerleri gibi. karkaroff vb.nin ise ihaneti bariz olduğu için cezalandırılmışlardır. ancak diğerlerine tam olarak da eskisi gibi davrandığı söylenemez. malfoy'a, biraz da devam eden hatalarından dolayı, it muamelesi yapmaya başladı ve oğluna bir intihar görevi verdi. snape'i de "bütün sadakatine" rağmen geçmişteki malum olaylardan dolayı oldubitti bir şekilde öldürmüş olabilir (mürver asa için öldürüyor tabii ama hatalardan intikam almak da onun tarzı.).
  
  uzun lafın kısası voldemort'un sürekli olarak snape'ten şüphelenmek için bir dolu nedeni var ancak quirrell olayı bunların içinde değil. eyyorlamam bu kadar.
  
  --- spoiler ---
• her bir halttan kaçış gezegenim. büyülü dünyam.
  
  13 yaşımda, hayatıma ilk girdiğinde beni nasıl etkilediyse ve nasıl sevdiysem şuan 27 yaşımda beni yine aynı şekilde etkiliyor harry potter’ın dünyasının içindeki herşey. büyüler, süpürgeler, iksirler, sihirli yaratıklar ve pek tabii hogwarts'ın içinde kaybolmayı çok seviyorum. ne zaman kaçmak istediğim bi konu olsa kitaplardan birini elime alır gömülürüm. bayılıyorum.
• öncü değildir.
• ulan hadi bizde seviyoruz ediyoruz hepsini okuduk tamam da, buna fantastik edebiyatın öncülerden diyen herhalde en son cin ali falan okumuş.
  (bkz: bi siktir git)
• barış atar'ın tiplemesi mega cahilin sözlük nickini öğrenmemizi sağlayan fantastik kuntastik kahraman.
• fantastik edebiyatın iyi bir örneğidir ama öncü değildir.
• her fantastik edebiyatta olduğu gibi kendi içinde mantıksızlıklar bulunduran yapıt. en sevdiğim fantastik eser olmasının yanında yabancı dil geliştirmede çok faydası vardır. türkçesini okuduktan sonra yabancı dile çevirilmiş bir eseri okuduğunuzda anlamanız çok daha kolaylaşacaktır.
  yalnız fantastik edebiyatın öncüsü olması mümkün olmayan seri. mağarada mı yaşıyorsunuz arkadaşım? yaş kaç? edebi bilginiz bu kadar mı kıt?