• hayran yapimi olan ve ilgiyle takip ettigim, harry potter'in devami niteligindeki oyku.

    normalde hayran yapimi hikayeleri hic sevmeyen bunyeme buyuculuk dunyasini damardan enjekte ederek tum o hasreti giderdi. ozellikle lanetli cocugun actigi derin yaralari da tamir edici ozelligi var ustelik.

    her okuyanin "bunu rowling mi yazdi?" gibi bir tepki vermesine sebep olan bir dili var hikayenin. onunki gibi baglayici bir dile ve zekice dosenmis ayrintilara sahip.

    olum yadigarlari ve lanetli cocuk arasindaki o muazzam boslugu doldurabilecek bir hikaye. hatta ve hatta lanetli cocuk'ta kafamizi kurcalayan bazi sorulara cevap verecek nitelikte bir olay orgusu isleniyor. ornegin lanetli cocuk'ta kafamizi allak bullak eden zaman dondurucu bu hikayede bir yerlere oturtulmus ve oldukca basarili olmus.

    benim bu oykuye dair soylecegim sey "ne olur bunu cevirip rowling'e ulastirin". bakin lanetli cocuk da rowling'in eseri degil; jack thorn denen hayal gucu yoksunu bir adam yazmis. rowling birkac degisiklik yapip devam oykusu diye yayinladi. o ciliz oyku tiyatro oyunu olduysa bundan olabilecekleri tahmin edemiyorum. hatta inanilmaz gaza gelip "turk yazarin buyuk basarisi" basliklari atilmis gazete haberleri bile hayal ettim bugun *

    umarim yazarimiz bu tavsiyemize uyar ve bu oykusunu kendisine iletir. ne olacagi belli mi olur?

    oykuyu buradan takip edebilirsiniz;

    http://fantastikcanavarlar.com/…n-bu-cuma-basliyor/
  • şimdi ben bir iki gün önce kitabı okuma aşamasındayken buraya entry girdim aslında. yer yer kitabı eleştirdim, önceki kitaplarla olan ufak tefek tutarsızlıklara takıldım filan...
    ama kitabı bitirdikten sonra hayran yapımı bir kaç yazı daha okuyup, hayran yapımı bir iki kısa film izleyince müthiş bir haksızlık yaptığıma karar verdim ve o o entryi sildim.
    ayrıca kitabın zihnimde bıraktığı duygu şu an gerçekten devam kitabı okumuşum gibi hissettiriyor.
    sonu acayip başarılı bağlanmış, olay örgüsü çok iyi işlenmiş ve anlatımı rowlinge oldukça yakın. en önemlisi kendinizi hp evreninde hissedebiliyorsunuz.
    bence bu öykü ingilizce olsaydı rowlingin izniyle, pottermoreda filan yayımlanabilirdi.
    yazarın eline sağlık. kendi adıma teşekkür ediyorum.

    hayran filmlerinden bahsetmişken onunla ilgili de bir kaç kısa bilgi vereyim.
    james potter ve kayıp asa ilk türk hp hayran filmi. berbat ötesi.
    the greater good dumbledore ve grindewald düellosunu ve ariananın ölümünü anlatıyor. oldukça başarılı.
    voldemort origins of the heir kurucuların varisleri olduğu ve voldemort'un da salazar sylitherin'in torunu olduğuna dair bir kurgu. fena değil eh işte.
    ve son olarak; severus snape and the marauders adı üstünde snape ve çapulcular arasındaki çekişmeyi anlatıyor. bence sağlam bir snape fanı tarafından çekilmiş. ben de harry'nin kendini beğenmiş şımarık babasına uyuz olduğum için en çok bunu beğendim.

    ama nihayetinde bunlar kısa film. sizi başka bir dünyaya götürmesi zor. ömer şahin'in kitabı ise bunu vaadediyor.
  • insana bir kez daha harry potter evrenine gitmiş hissi veren fanfiction kitap.. zamanında bir dönem fanfiction okumaya başlamıştım, birçoğu lise komedisinden öteye gidemediği gibi, olmadık abuk çiftler, wizarding world le hiç alakası olmayan olaylar.. ama bu kitap tam anlamıyla hogwarts savaşı sonrasını anlatmayı başarıyor.. okurken hiç "ya burası da büyücülük dünyasına aykırı.." demedim.. son bölümleri tek nefeste, yerimden kalkamadan okudum, sona yaklaştıkça bitecek diye üzüldüm.. bir harry potter kitabında hissedilmesi gerektiği gibi yani..
    özetle yazarına bizi harry potter evrenine bir kez daha götürdüğü için teşekkür ediyorum, hala okumamış olan potterhead lere de tavsiye ediyorum.. vakit geçirmeden başlayın bence..
  • sonunda e-book'u muggle'larla paylaşılmıştır:

    harry potter ve kızıl pelerin
  • iyi deneme, ama çok eksikleri ve kör göze parmak rahatsız eden kısımları var.

    öncelikle tüm harry potter kitaplarının en öne çıkan özelliği kolayca okunur olmalarıdır. öyle ki ister 300, ister 750 sayfa olsun hiçbir harry potter kitabını uyuya kalmadan veya ne bilim acıkmadan vb elimden bırakmam. o derece insanı içine alır.

    bu abimiz ise klasik "türk yazar tribi"ne girerek hp evrenini betimleyecem diye kendinden geçmiş. bir odaya giriyorlar 2 paragraf odayı tasvir ediyor arkadaş. doloris umbridge'in yargılanma kısımlarında resmen gerekçeli karar okuyormuşçasına sıkıldım, naptın abi sen? kasma bu kadar ya.

    diğer bir can sıkıcı durum ise, yazar arkadaş hp evrenine biraz da "türklük" katmış. harry ve arkadaşları bir restorana gidiyor, yemek sonunda hesabı ödemek için kasaya doğru ilerliyorlar ve bingo! hesap tartışması çıkıyor! :) tanıdık geldi mi? "şiddetli bir hesabı kim ödeyecek tartışmasından sonra" diye yazmış bir de haspam. harry ödedikten sonra ron "eyvallah harry ama bidahaki benden darılırım" filan diyecek diye korkmadım değil hani.

    uzun lafın kısası, kesinlikle jk rowling'in anlatım dilini devam ettirmiyor. ama yine de hp özlemini bir nebze de olsa gidermek için okunabilir.
  • ömer şahin tarafından yazılmış kesinlikle lanetli çocuktan kat be kat daha iyi olan bir fanfiction. j.k.rowling'in tarzını devam ettiriyor, karakterleri iyi tanıyor, ayrıntılara dikkat ediyor, kitapları tek tek açıp çalışıp yazıyor, bir de yetmezmiş gibi ters köşe yapıyor. merakla son bölümleri bekliyoruz.
  • daha başlığından çok önemli bir ayrıntıyla falso veren fan hikayesi. o falso şu: bütün potter kitaplarının adındaki “…ve” den sonraki özne ya da kavram/sıfat hikayenin en önemli odak noktasını oluştururken (felsefe taşı -tüm hikaye taş üzerineydi, azkaban tutsağı -tüm hikaye sirius etrafında dönüyordu, ateş kadehi -olayların başlatıcısı vs.) burada “kızıl pelerin” nesnesi hikayede kilit bir yer tutmuyor. seherbazlık sınavını geçen herkesin giymeye hak kazandığı belirli bir koruma sağlayan yeni bir icat. kitabın başlığı olacak kadar önemli mi emin olamadım.

    yazarın büyük emeğinin hakkını verelim, evrene hakim ve dersini çalışmış. ama yapıcı eleştiri olmadan da daha iyisi yazılamaz.

    ben başlangıçta bu kızıl pelerin’in işte gryffindor’un kayıp pelerini, voldemort’un gizli ve son hortkuluğu gibi büyük bir item olacağını ve bir yan hikayesinin olacağını filan düşünmüştüm ancak öyle değildi.

    yukarıdaki entrylerden bazılarında hikayenin “türkleştirildiği”nden bahsedilmiş ki gayet haklı noktalar var; lokantada hesap ödeme kavgası absürtlüğünden tutun hermione ve ginny’nin hiç olmayacak “kezbansı” hareketlerindeki klasik türk gencinin ”hatun kısmına” bakışına kadar bir dünya olmamış unsur var. yani cidden ginny ve hermione’nin neredeyse ergenliklerinde bile yapmadıkları kaprisler, çiğlik ve tamamen karakterleri dışında hareketleri var.

    ron ise yine şamaroğlanı, kazma, güldürü nesnesi yapılmış. krala hakkını veren şu şahane entry’de yeterince açıklanmış ancak ron burada hâlâ dikkatsiz, obur, iki saniye içinde uykuya dalıp horlayan, saçma sapan yorumlar yapan hödük bir yetişkin. yani hiç büyümemiş, daha da geriye gitmiş. ron’un kendine özgü şapşallıkları ve saflıkları vardı evet ancak bunlar karakterin tüm özellikleri değildi. burada sırf bu halleri abartılarak tamamen yancı şekliyle sunulmuş.

    bunlara ek olarak bir de yemek tarifi paragrafları var ki en son game of thrones okurken ‘iştahlı’ yazarının hiakyeyi bölüp paragraflarca yemek fantazilerini anlattığı sayfalarda aynı tatsız duyguları yaşamıştım. rowling binlerce sayfalık eserinde birkaç sayfa hogwarts’taki bazı yemekleri övmüş olabilir. ama burada karakterler her sofraya oturduğunda ya da yemek bahsi geçtiğinde bu kadar uzun uzun yemek pornosu okumaya gerek var mıydı bilemedim. bir de bir takım anakronistik ve türk işi tarifler var ki onlar da ufak detay; örneğin salçalı sarımsaklı tavuk. ingiltere’de hele de büyücü aleminin 90’lı yıllarda salçanın varlığından bile haberi olmamaları muhtemel. daha 15-20 yıl öncesine kadar bile sade yiyeceklerle beslenen çok kısıtlı bir mutfağı olan bir ülke. fırında salçalı tavuk bana daha çok kyk’sı yeni yatmış üniversite öğrencisi erkek evi yemeği gibi geldi.

    ve bir diğer anakronizm: 1998’de geçen hikayede mp3 player var. :/
  • burada tekrar ismi belirince hatırladığım hayran hikayesi. ta çıktığı zamanlarda okumuştum ki 2 sene olmuş bile. muhteşem bir hayran hikayesi idi. harry ile ginny arasındaki gerilimi pek tutmasam da genel olarak çok beğenerek okumuştum.
  • müthiş bir eser. burada kötülemiş ve ekşi şeyler e girmiş arkadaşı görünce çok şaşırdım. ben harry potter gibi evrenleri "edebi" üstünlüklerinden dolayı da değil de hikayenin keyifli olması ve tutarlı olması (kendi içinde) nedeniyle okuyoruz sanıyordum.

    o açıdan yaklaştığımızda inanılmaz keyifli. tüm kitapları birkaç kez okumuş birisi olarak gayet iki oturuşta bitti. kesinlikle öneriyorum.
hesabın var mı? giriş yap