• oldukça ilginç ve eğlenceli bir etkinliktir. dünya'nın pek çok yerinde hash yapan insanlar bulmak mümkündür.
    hash, bir grup manyağın her hafta, ya da iki haftada bir, belli bir günde toplanıp, kendilerini genellikle doğa ortamına atmalarıyla başlar. bu insanlar çoklukla statü sahibi, doktor, avukat, müyendiz, örtmen ya da kafe, restoran sahibi vsdirler. yorucu bir haftanın sonunda stres atmak, deşarj olmak isterler. ve bunun en güzel yollarından biri (özellikle orta yaş insanları için) hashtir.**

    dediğim gibi önce bir yerde buluşulur. sonra ormana gidilir. ormanda o gün için görevli iki üç kişi, daha önceden, belli aralıklarla ağaç üstlerine, taşlara, yerlere un atarak* izler koymak suretiyle bir parkur hazırlamışlardır. bu parkur genellikle 2-3 saat süren bir yürüyüş parkurudur. ormana gelen hasherlar önce bir daire oluşturur. bu dairede parkuru hazırlayan şahıslar kısa bir bilgi verirler. "parkur biraz zorlu, çocuklar otursun, gelmesin" ya da "nefis yerlerden geçicez bugün sakın kaçırmayın" gibi... ve "on on" nidalarıyla yürüyüş, koşu (kim nasıl isterse öyle gider) başlar. hash yabancı kaynaklı bir etkinlik olduğu için yabancı terimler kullanılmaktadır. zaten türkiyede de büyük şehirlerimizde bulunan hash gruplarında türkiyede yaşamakta olan pek çok yabancı vardır.

    neyse efenim bu hasherlar, yarışma amacı olmaksızın parkuru tamamlarlar. kazanan kaybeden yoktur. herkes kazanmaktadır aslında zira parkur dönüşünde kendilerini mangal ve bira beklemektedir. aslında bunların bütün derdi yiyip içmektir arkadaşlar. parkur bitince yeniden daire oluşturulur. ve anlamlı anlamsız her şeyle ilgili olarak kişilere "ceza" verilir. pembe giymiş olmak bir ceza konusudur mesela çünkü hasherlar pembeden nefret ederler. ya da parkur sırasında "short-cut" yapmış olmak da ceza sebebidir. peki nedir bu ceza derseniz şudur: kocaman bardaklara bira konur. hash şarkısı söylenir. şarkının sonunda "drink it down" bölümüne gelindiğinde* cezalı kişi birayı içmeye başlar. bu drink it down down down down.... isteğe göre uzatılır (ya da cezzalıya ne kadar bira içirtilmek istendiğine göre). sonra "on your head" diye bağırılır. bu da şu demektir: içemediin bira kaldıysa onu başından aşağı dökeceksinn!!! evet şaka diil. eğer cinlik yapmaya kalkıp kalan birayı başınıza dökmezseniz (ki kar, kış, yağmur.. bunların hiçbiri dökmemeniz için bir sebep olamaz) o zaman başkaları döker başınıza birayı mazallah...

    ha bi de bu rahatsız insanlar yeni spor ayakkabılarına da kıl olurlar. eğer pırıl pırıl parlayan bi spor ayakkabı giymişseniz, ceza alırsınız. fekat bu defa birayı bardaktan diil o yepisyeni ayakkabınızın içinden içirtirler size**

    sonuç olarak herkes sarhoş olur, mangalda hayvanlar gibi ıvır zıvır yer, biradan yapık yapık olmuş saçlarla ve tabi ki başta "doğa sporu"(!?) yapmış olmanın verdiği huzur ve sağlıkla(!?) evine döner.

    şehriden şehire biraz farklılıklar göstermektedir. ama tavsiye edilir. özellikle antalya hash süperdir. yalnız eşşek şakası, ya da aşırı rahat davranışları kaldıramayan bir yapıdaysanız hiç ama hiç bulaşmayın derim. çünkü cıvıklığın doruklarında dolaşır bu insanlar. (bi de hashe ilk katılanlara virgin derler)

    sloganı ise "do it in any weather anyway..!"dir.

    son olarak hash şarkısını da hatırladıım kadarıyla burada siz sevgili okurlarla paylaşmak geçer şu deli gönlümden:

    "here's to the hashers, they are true blue,
    they are the bastards through and through,
    they are the pisspots (ya da hashers) so they say,
    and they'll never get to heaven in a long long way
    drink it down, down, down ....."

    küçük bi not: bu ingilizce terminoloji davasının rahatsız edici duyulabiliceini biliyorum ama zamanla alışılıyo. hemen önyargı yapmayın, eşşeklik etmeyin.*

    ve ayrıca (bkz: http://www.ankarahhh.com/)
    (bkz: http://antalyahash.8m.net/)
  • weed yani esrar anlamina geldigi zannedilen kahverengi boyle tahta filan gibi gorunumlu birsey. esrarin aksine hash, disi cannabisin tohumlari ezilerek recine haline getirilmek suretiyle uretilir. kullanimi acisindan weedle benzerlik gosterse de kat ve kat daha agir ve etkilidir.

    edit: bir de bu kubarla da karistirilir. kubar cekilmis ot. bir de hashin tam turkcesi afgan.
  • hash (doğrulama imza değeri)

    her hangi bir veriden tek yönlü ve benzersiz olacak şekilde çok daha küçük yeni bir veri üretilmesi işlemine hash denir. aynı verinin aynı hash algoritmasına girdi olarak verildiği her durumda aynı sonuç elde edilir. bu nedenle bu işlem verilerin bütünlüğünün test edilmesi için kullanılır. örneğin incelenecek disklere ilişkin olarak alınan imaj dosyalarının hash değeri alınır ve inceleme öncesi hash değerinin tekrar çıkartılarak test edilir. böylece inceleme yapılan dosyanın değiştirilmediği ve delil bütünlüğünün korunması amaçlanır. sha-1, md5 günümüzde en yaygın olarak kullanılan hash algoritmalarındandır.
  • bir fonksiyon
  • türkçe kaynaklarda çırpı olarak geçer.
  • (bkz: weed) anlamina gelir..
    (bkz: hash pipe)
  • cok hos ve unutulmayan bi kokusu vardir. hani kac ay once duymus olsaniz dahi hemen tanirsiniz kokusunu.

    sanirim fransa ve almanya dolaylarinda klasik weed degil de bu urun populerdir. tabii ki populer olsundur; hem daha ucuzdur, hem daha etkilidir.
  • weed gibi `munchies yapmadigi icin daha cok tercih edilebilir eger stoned takilmak istenmiyorsa illa ki, insani dusurmez, daha bi kikir kikir ve konuskan yapar.

    yedirmez demis miydim? valla burasi cokomelli cunku.
  • bu işaret ('hash'='#'), satır darbeleriyle eti kıyma haline getirirken, satır etin altındaki kütükte iki yan yana kesik yaptıktan sonra, kütüğü çevirip iki darbe daha vurunca ortaya çıkan çentik karesinden esinlenerek adı "kıyma"nın ingilizcesi "hash" olarak koyulmuş, türkçede "kare" işareti, "sayı" işareti, "numara" işareti, "çırpı" işareti, hatta twitter.com da kısa mesajın hangi konuda olduğunu belirten etiketleme işleminde kullanılması (ing. tagging) yüzünden "haştak" işareti gibi isimlerle anılan bir çeşit harftir.

    benzer görünümlü bir harf olan ve müzikte yanına koyulduğu notanın biraz ince sesli çeşidi anlamına gelen "diyez" işareti ile karıştırmamak gerekir (ayni sebepten küçük b ile bemol işaretini de karıştırmamak gerekir).

    "hash" kelimesi ingilizcede kıyma işlemi ile (hashing), ya da rastgele ıskalar gibi yerleştirme işlemi (karma, kargı) ile ilişkilendirilen bir çok kavram için de kullanılır: kıyılmış sebze, kıyılmış et, kıyılmış uyuşturucu, eldeki sayı ya da metin halindeki veriyi rastgele sonuç veren tek yönde şifreleme ile bir sayıya indirgemek, bu sayıyı adres olarak kullanıp veriyi yerleştirerek elde edilen çoğu yerleri boş listeler, oyun kartlarını karıştırmak, vs..

    sallandığında "haş haş haş" diye ses çıkaran (bu yüzden çok küçük bebeklere oyuncak olabilen) tahtamsı kurutulmuş afyon meyvesinin içindeki çiğken yenildiğinde uyuşturan tohumlarına, ve bunlardan yapılan başka uyuşturuculara bu yüzden belki "haşhaş" dendiği, gene bu yüzden afyon ile benzer etki yaratan kenevir bitkisinin tohumlarından kıymak yerine ezerek yapılan uyuşturuculara da , türkçede bu gün "esrar", eskiden beng, ingilizcede "hashish" ya da kısaca "hash" dendiği de var.
  • arama ve doğası gereği sıralama için kullanılan fonksiyon terimidir. ( programlama da)

    - bir değeri alıp, onu tam sayı olarak bir başka değere atar. böylece, herhangi bir veri yığınında, bir şey aramak için kullanıldığında, arama "o anda" gerçekleşir. ( (bkz: hashing)

    diğer arama fonksiyonlarına göre, lineer, log, quadratic vs'den en önemli farkı ve tercih edilmesinin sebebi, hızıdır. bu hız için ise, hıza karşılık vermeniz gereken ödün, "verinin saklanacağı yer"dir. işlemci kullanımı konusunda yüzünü güldürse de, bellek yönetimi konusunda, hash fonksiyonu kullanımına dikkat edilmesi gerekir. şifreleme vb gibi ayrı alanlarda bu fonksiyona rastlanılır. temel mantığı benzeşse de, kullanım mekanikleri farklılaşmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap