• bu insanlara artik porter demeye baslanmis.

    ben ozel hastane jargonu sanmistim ama bu sabah devlet hastanesinde de killi biyikli amcanin "bir portir bulun, onun isi o" dedigini duydum ya, artik tamamen ikna oldum.

    kirk yillik hastabakicinin nesi vardi sanki?
  • iş yaptıkça servikal, pa grafi, tomografi, ogtt gibi tıbbi terimleri derin bir hakimiyet içersinde kullanan kimse. bir de akıl vermeyi çok severler ve ne yazık ki türk insanı doktordan çok hastabakıcıya güvenir. bu doktorun hastaya güven verememe ayıbı mıdır yoksa halkımızın eğitim eksikliğinden midir bilemiyorum ama ortada bir ayıbın olduğu ise gerçektir. bundardır ki birçok doktor -para derdi olan- hasta bakıcılarla iyi geçinmye çalışır. çünkü bilir ki birçok yerde hastayı kendine, ofisine yönlendiren, ''çok iyi bir doktordur'' diyen ve hastayı doktora inandıran hastabakıcıdır.
  • evde hizmet verenler söz konusu olduğunda şu mühim noktalar unutuluyor, çoğunlukla akla gelmiyor:

    hastabakıcılar, uzaktan komutla "kurulup" görev yüklenilebilecek, iş başına bırakılabilecek robot vs. değiller. canlı birer varlık olarak, onların da görevli oldukları zaman dilimine dair talepleri, ola ki insanî eksiklikleri ve takipte olunup hatırlatılması gereken yönleri oluyor. zira her meslek gibi, bu grupta da iyisiyle, dürüstüyle, işinin hakkını tam vereniyle, gözünüz kapalı güvenip çıkabileceğiniz örneklerle karşılaşmak kolay değil, o şansı bulmak için kaç deneme, kaç tecrübe ya da hüsran atlatılıyor. gelen kişinin hastaya davranışı nasıl olacak, evi ne derece koruyup çekip çevirecek, yapıcı bir karakteri yoksa ne gibi kaprisler ve özel istekler çıkaracak, zaten türlü çeşit zorluk çıkaran hastanın yanı sıra onun da gönlünü etmek için ne şartlar sağlanması gerekecek, bu ayrıntıların hepsini düşünmek ve takip etmek hastanın yanında kim varsa ona yüklenen ekstra sorumluluklar yani. dolayısıyla hastabakıcıları öyle "parası neyse veririm, tutulur bir bakıcı, ailevi mesuliyetimi yerine getirmenin (!) rahatlığını vicdanıma yaşatırım, hayatımı aksatıp gerisiyle ilgilenmeme gerek yok" diyerek sıyrılma aracı sayanlar-sananlar ne derece saçmaladıklarının farkına varmıyorlar. üstelik mecburiyet ne denli ağır olursa olsun, sonuçta eve, özel alanınıza -akraba bile olsa- aile dışından bir yabancı dâhil oluyor ve onun için de bir alan, bir düzen oluşturulması gerekiyor. bu sorumluluklar da "parası neyse verip kenara çıkılarak" tek yakına yüklenecekse "yardımcının" ekstra stresten öte bir manası olmuyor, kalmıyor maalesef.

    her sorunu parayla çözebileceğini ve mesuliyetlerinden kuru maddiyatla sıyrılabileceğini zannetmek ne ibretlik bir acizlik, insan bunu en çok da hasta bakımı söz konusu olunca görüyor, anlıyor.
  • soner sert’in çektiği bol ödüllü kısa film.

    https://www.youtube.com/…sznywggn4&feature=youtu.be
  • garsonlar ya da kuryelerden daha çok bahşiş aldıklarını düşündüğüm meslek grubu.

    üstelik hasta yakınları sırf hasta bakıcılar stres yapmasın, sinirli sinirli odaya dalmasın, onlardan beklenene hiç olmazsa yakın bir şekilde işlerini yapsınlar diye bu bahşişi vermek zorunda, yanlış duymadınız vermek zorunda! bu bahşiş bir restaurantta aldığınız nitelikli hizmetin ve memnuniyetin karşılığı olarak verilen bahşiş gibi değil. şöyle düşünün, restaurantta yemek yiyebilmek için bahşiş vermeniz gerekiyor, yoksa garsonlar servis yapmıyor ya da eksik servis yapıyor.

    elbette maaşları insanca yaşamak için yeterli değil, ama bu meslek grubunun da yine insanca yaşayabilecek kadar maaş almayan kişilerin yakınlarına hizmet edebileceğini aklımızdan çıkarmayalım.

    insanların sağlıkla ilgili hassasiyetlerini kullanarak kim para kazanıyorsa onu güzelce harcayamaz umarım.

    ayrıca bu meslek grubunun hastane yakınlarındaki eczanelere hasta yakınlarının ilaç almaları için reçete pasladıklarını da düşündüğümüzde özellikle büyükşehirlerde bu işin bir mafyası bile olabileceği aklıma gelmiyor değil.

    (bkz: ne güzel memleket)
  • doktor hasta adama böyle hasta görmedim, ama böyle hasta bakan* da görmedim diyormuş. içine atan, ısmık, içine bırakan diye betimlemiş hastayı. gidici olmakla birlikte yolu ve gönlü açık olsun kanserlinin. hastalığını bilse de olurdu, bilmese de olmuş. (bkz: kanser/@ibisile)

    "yatakları düzeltmesi, tepsileri taşıması, olağan çöpleri dökmesi, hastaların ateşini ölçmesi, gözlem kağıtlarını doldurması, yatalakları yıkaması, ilaç vermesi, ilaçların etkilerini saptaması, sıcak su torbalarını* ısıtması, ateş düşürmesi, ağız tıkaçlarını kaynatması, şüpheli durumlarda sterilize etmesi, baş hastabakıcıya saygı ve sevgilerini sunması, doktor geldiğinde hazır ola geçip el, ayak ve ağzıyla emir ve görüşleri* beklemesi, sevimli gözükmesi bekleniyordu ondan." samuel beckett - murphy

    "hastalar hastabakıcıları sık sık, doktorları da nadir gördükleri için ilkini işkenceciler, ikincileri de kurtarıcı olarak değerlendirirdi." samuel beckett - murphy

    [bir isteği daha vardır kardeşinden. kolundaki ince gümüş bilezikleri çıkarmasını söyler.
    "bunları hastabakıcılara ver. çok sevmişlerdi."
    muhtemelen duygu'nun* da artık 'koptuğu andır' bu. ama ablasının isteğini yerine getirir, bileziklerini hastabakıcılara dağıtır.] erdal doğan - sevgi soysal yaşasaydı aşık olurdum

    "konuşmaktan yoksun ağaçlara ve taşlara varıncaya dek her şey insan ruhundan az buçuk bir şeyler taşır. insanlar arasında, nasıl ortak düzenden ayrılıp falcı, büyücü, kabile şefi, hastabakıcı varsa, aynı biçimde hayvanlar arasında da hekim-kuşlar, hekim-kurtlar vb'leri vardır. bu adlar, eşitlik önyargısına karşı çıkan, alışılmışın dışında davranış gösteren hayvanlara verilen onursal sıfatlardır." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş

    (ilk giri tarihi: 6.2.2018)
  • felçli, kilolu, yaşlı, yatalak hastamıza,
    daha önce yakınlarınıza bakmış önerebileceğiniz güvenilir,
    cüsseli, bayan, yatılı kalabilecek cinsinden olanını aradığımdır.
  • als hasta bakıcıları hakkında biri yardımcı olabilir mi acaba?
  • 2015 yılına girmem ile üstlendiğim görev.
    kızım hastalanır hop koş hastaneye, gel eve, gir mutfağa, elinde tepsi ile çık mutfaktan, yedir, kussun, temizle. evi dezenfekte et. tuvalete litrelerce çamaşır suyu dök. sabaha kadar uyuma ve bir önceki günü tekrar et. peşinden annem hastalanır. kusmak dışında yukaridaki tüm eylemleri sil baştan yeniden yasa. heh tamam iyilestiler deyip derin bir nefes cekeyim. nefesi geri vermeden kızım hastalanır. iyileşir annem hastalanır. sonra yine kızım. sonra yine annem. kısır döngü halinde devam eder.
    babamdan ve eşimden hastabakıcı maaşı + sigorta + özel sağlık sigortası talep edeceğim bu aksam. hadi hayırlısı.
  • bunları odunla döverseniz pişti olur. (bkz: türk hastabakıcısı en asil duygunun insanıdır)
hesabın var mı? giriş yap