• doktor açısından da zor bir deneyim. kişisel görüşüm kitle, lezyon, leke, yara gibi dolambaçlı safsataları bırakıp hastaya doğruyu söylemek yönünde. yalnız eğitim seviyesi düştükçe kişiler bu hastalığı daha kolay kabulleniyor ve kaderci yaklaşıyor. bu hastalara bu haberi vermek daha kolay. eğitim seviyesi ve bilinç arttıkça iş doktor için daha da zorlaşıyor çünkü bu hastaların tepkileri daha belirsiz oluyor. ben sakin ve kararlı bir ses tonuyla tanıya nasıl ulaştığımızı anlattıktan sonra kanser olduğunu söylüyorum ve herhangi bir boşluk bırakmadan yapmamız gerekeni ve tedavisini anlatıyorum. sonrasında bu kanser türünün tedavisi zor veya kolay olsun, tedaviye yanıtı iyi veya kötü olsun, beklenen ömür uzun veya kısa olsun bu hastalığın tedavi edilebilir rahatsızlık olduğunu söylüyorum ki hasta, hastaneye umutla geri dönebilsin. yine de bu kadar sistematik ve mekanik olmuyor, pekçok bağımsız değişken durumu kestirilemez bir hale sokuyor. kanser haberi vermenin ölüm haberi vermekten daha zor olduğunu düşünüyorum.

    (bkz: ölüm haberi vermek)
  • bir şekilde herkese doktor olduğunu söylemek kadar sorun değildir.
  • bir hekim kardeş dert ettiği bir konuyu başlık olarak açmış, gerçekten söylemek zor olmalı hatta anlatılan tarafta olmak daha da zor olmalı...

    tabi ki kanser meselesine dair bir haber alınca şunu tercih edenler de var.

    (bkz: kanser hastası genç kızın eline para sıkıştırmak)
  • benimde başına gelen olaydı. doktor söylerken gayet rahattı. öncelikle 48 saat içinde ameliyat olmam gerekiyor diye lafa girip , şu hastanede seni ameliyat yapalım diye teklifte bulundu . bu hastanede olursan 6 bin tl senin istediğin hastanede olursan ameliyatta girmek için 4 bin tl istemişti.. peki doktor bey neyim var benim dediğimde kansersin demişti. sonunda neyim olduğu mu öğrenmiş olmuştum. gayet sakin, mütevazı ve hasta piskolojisini çok iyi biliyorlar ...!
  • bir yakınım için geçtiğimiz pazartesi kanser teşhisi gayri resmi olarak kondu. çıkacak patoloji raporunu beklemekteyiz ailece. hepimizde bir telaş, bir bilinmezlik korkusu aldı başını gidiyor. kanser olduğu belli de ne kadar ilerlemiş, nasıl bir tedavi uygulanabilir gibi konuları doktorumuzun ağzının içine bakarak bekliyoruz işte.

    ne kadar süre yaşar sorusunu bir yakınınız için kurdunuz mu ey suserlar? maç başlığından buraya atlayınca dengeniz bozuluyor farkındayım ama lütfen çevrenizde düzgün bir doktora ihtiyacı olan binlerce insan olduğunu unutmayın.

    arabanın yağ kaçıran freni için bir başlıkta o meslek sahibi yorum yapsa bu bakınızları, bu yorumları yapabilir misiniz? lütfen kendi ezikliklerinizi buralara bulaştırmayın.

    ben şahsen hastaya olmasa bile hasta yakınına en gerçekçi senaryoyu, en iyi ve en kötü ihtimalleri ile verilmesi tarafatarıyım. hasta yakını olarak en doğal isteğimin bu olduğuna inanıyorum.
  • hastaya kanser olduğunun mutlaka söylenmesi taraftarıyım. ameliyatlar, kemoradyoterapilerle geçecek olan bu tedavi sürecinde hasta zaten anlayacaktır kanser olduğunu.

    kimse ölümsüz değil. herkes bir gün öleceğini bilerek yaşıyor. bu acı gerçeğe katlanılabilmesinin tek nedeni ölüm zamanının bilinmemesi.

    doktorun kanser olduğunu söylemesi aslında yaklaşık ölüm zamanının bildirilmesidir ve acı olanda budur.

    ey zaman! sen sahip olduğumuz en değerli ama en kolay harcadığımız şeysin. tıp insanın zamana karşı mücadelesidir aslında teorik olarak. doktorlarda bir çeşit biyolojik saatçilerdir.

    kalan zamanı söylemenin hastanın hakkı ve etik bir sorun olduğu kanısındayım.
  • yaşlı ve 4. evrede bir hasta olduğunda gereksizdir. ölmeden mezara koymaktır. ameliyat ve kemo da yapılamadığından hasta durumu son zamana kadar anlamaz ve olabildiğince güzel yaşatılır. bu konuda hekimiyle ters düşülebilir. zaten kanserde tüm o okumalar, bilgi yığını, ameliyat, kemo, pet, ilaç türleri hiçbir işe yaramaz giderek kalitesizleşen yaşam süresini bir nebze uzatmaktan başka. haybeye uğraşan bu güruha şaşırmamak elde değildir.
hesabın var mı? giriş yap