• - whose sword is this?
    -- it´s a hattori hanzo, baby.
    - whose hattori hanzo is this?
    -- it's bill's.
    - who´s bill?
    -- bill's dead, baby, bill's dead... ***
  • bir hattori hanzo kılıcını başka bir kılıçla karşılaştıracaksanız, diğerinin de hattori hanzo kılıcı olması gerekir.
  • bulunmasının zor olmasının en büyük sebebi hiç kuşkusuz gümrük yasağı olması. bilindiği gibi boyutuna bakılmaksızın kesici her tür aletin ülkeye -şayet ithalat yapan bir firmanız yok ise- girişi yasak ve bu doğrultuda böyle bir kılıcı sokmak daha da imkansızlaşmakta. türkiye sınırları içerisinde de üretimi olduğunu hiç sanmıyorum zira böyle birşey olsa her dükkanın rafında bir adet satılık bulunurdu. ithalatını muhtemelen amerika'dan yapmak gerekmekte. bende biri cam çerçeve içerisinde olmak üzere 2 adet bulunmakta. tabiki sadece dekorasyon amaçlı. 'bir eşyam olsun koyayım bir köşeye asaletini simgelesin' istiyorsanız bu eşya sadece bu kılıç olur, başka birşey yerini dolduramaz.

    ne ise geçelim kılıca. kılıç 1 metreden uzun baştan söleyelim. bu sınıfa giren kılıçların hepsi bilindiği üzere ham çelikten yapılmakta. hal böyle olunca -şaka değil- paslanma gibi bir riski her zaman mevcut ama bunu da bir yerden edineceğiniz silah yağı ile kolayca üstesinden gelirsiniz. 6 ayda bir kılıcı bu yağla ovmak sorunu engelliyor. japonca bir ismi vardır tabi ama kabzasındaki deri kısım gerçekten de orjinal doğal deri. esasen ayakkabılar için kullanılan deri bakım kremsilerinden kullanılabilir bu derinin bakımı için. zamanla sertleşmekte ve deride çatlaklar oluşabilmekte çünkü zamanla. çelik kısmına gelirsek, tabiki keskin, çok keskin. hiçbir makine yardımı olmadan sadece elde dövülerek oluşturulduğu için kırılması ve körelmesi imkansıza yakın. tabi hergün bir taşa mütemadiyen sürtülmediğini düşünürsek. sonuçta çelik de olsa belli sürtünmelerde aşınabilir ama dediğim gibi mutfak bıçağı gibi bir durum söz konusu değil. hattori hanzo'dan bahsediyoruz burda. hiç denemedim tabi ama sağlam ve hızlı bir vuruşta gövdeden her tür parçayı ayırabilir. bu yüzdendir ki silahla işlenmiş bir cinayetten dahi daha fazla hüküm giymesine rahatlıkla sebebiyet vermekte insanın. birincisi, kullanması gerçekten yasak bir alet bulundurmaktan, ikincisi ise bu kılıçla işlenen bir suçun hiçbir şekilde savunması yapılamayacağından. yani nefs-i müdafaa bu aletle geçerli olmamakta. yağlarken dikkat edilmeli, dalıp giderseniz parmaklarınızı ayaklarınızın dibinde bulmanız pek olası.

    değeri japonya'da onbin euroları bulan kılıçlardan da var; ilerde çok param olursa neden olmasın?
  • uçakta yanınıza almanıza izin verilen kılıç. çünkü sevgili beatrix kiddo okinawa'dan tokyo'ya giderken yanındaki japon çeliği kılıcıyla ve intikam dolu gözleriyle pencerenin ardındaki gün batımını izliyordu.
  • uma thurman’ın ellerinde adeta boyut atlayan kılıç. hastasıyız.
  • ben bursali bir iskender ustasi olsam beatrice gibi hattori hocamin kılıcı için okinawaya giderdim. hocam bana sushi yedirirdi ben de kiliclardan birini ver de sana et nasil yenilirmiş diye iskender hünerlerimi gosterirdim hatta bursaya davet ederdim. hattorinin bill'e olan kinini öğrenince ya hocam nereye kadar kin tutacaksin billde ekmeğinin peşinde deyip adami avutur sirtini sıvazlardım. kılıcı aldigim gibi dukkana gidipr etimi keserdim.
    yoo arkadaslar ben elimde kılıçla adam kovalayamam hattori beni keser.
  • hanzo sword da denmiştir, böyle na-sofisitike amerikan ağzıyla.
  • rus pazarinda satiliyo diye duyduydum.
  • hayatimin fenomeni. en cok edinmek istedigim ama edinemeyecegim. aslinda edinememem daha hayirli sevmediklerim acisindan zira uma thurman gibi elde bir liste ile dolasmak hic zor degil su salak hayatta. o yuzden sanal olarak kalsin.
  • beyne zarar vermeden tek darbede, saçları ve hatta kafa derisinin bir bölümünü kökünden alabilen, makasla işi olmayan, deli berber kılıcı.
hesabın var mı? giriş yap