• yeni bir müeyyide değildir.
    halen yürürlükte bulunan tck.nun 419. maddesine göre :

    " alenen hayasızca vaz'ı harekette bulunanlar 15 günden 2 aya ve o suretle cinsi münasebette bulunanlar altı aydan bir seneye kadar hapis ve para cezası ile cezalandırılır"

    yine 547 maddeye göre :" her kim, itidal ve muvazene haricinde veya çirkin ve ayıp görünen sair herhangi bir hal ile başkasını alenen incitir veya huzur ve rahatını ihlal ederse 15 güne kadar hafif hapis ve para cezası ile cezalandirilir"

    ayrıca,576.maddeye göre de " bir kimse edebe muhalif bir surette halka görünür veya bir yerini gösterir veyahut söz,şarkı ve sair suretle halkın edep ve nezahatine tecavüz eylerse bir aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır."
  • çok muğlak ifadelerle yazılmış ve ahlakla ilgili hükümlerin çoğunda görüldüğü gibi suistimale açık tanımlarla doludur.

    eğer "töre"den söz ediliyorsa, birçok yerde kadınların başı açık dolaşması da töre ihlalidir. hiçbir zaman uyuşmaları gerekmeyen "töre" ve "türe" her zaman ayrı olmalıdır. "töre"nin yaptırımı ancak toplumsal olmalıdır; yasal değil.

    benim cinsel ilişkimin haya ölçüsünün nerede başlayıp nerede bittiğini belirlemek devletin görevleri arasında yer alıyorsa, bu durum vatandaş olarak benim açımdan, devletin benim vergilerimle yerine getirmesi gereken yol-su vs gibi birincil hizmetler için harcaması gereken paraları, hevamı dizginlemek için daha fazla kolluk kuvveti, daha fazla mahkeme masrafı için harcaması, ve bunların yanında herkesin vaktini israf etmesidir.

    zaten parasızlıktan donsuz dolaşan bir adama biri çıkıp don verir; o kadar ölmedik. adam bilerek donunu indiriyorsa, ya akli dengesi yerinde değildir, ya da sağlam bir sopa yer; oturur. bunun dışında, kanun gücüyle ahlak kuralları dayatmak kimsenin haddi değildir.

    ben vatandaş ve bireysem, tevfik fikret'in dediği gibi, "kendi cevvim, kendi eflakimde kendim tairim"dir, kendi kanatlarımla uçabilirim, üstelik bu eylemimde tair olduğum kadar tahirimdir de... anayasal olarak, kimsenin malı olarak dünyaya gelmedim; devredilemez bir özgürlük hakkım vardır. özgürlük hakkımın kısıtlanmasını gerektirecek bir suç işlemediysem, vatandaş olarak, kişisel hürriyetime yöneltilecek en küçük menfi ifadeyi, en büyük hakaret sayarım.

    artık devletin, tapılacak ve devamlı vatandaşını törpüleyen, ondan sürekli ve zorla birşeyler isteyen bir kuruma dair kavram olmasından çıkıp, topluma ve vatandaşa hizmet eden, verdiği hizmetlerden dolayı saygı hak eden bir kurum olması vakti çoktan gelmiştir.
    devlet ve güncel özelde hükümet, her ne kadar bu yolda bir takım çalışmalar yapsa da, vatandaşa "vatandaşlık onuru" ve "vatandaşlık bilinci" aşılayamamışsa/aşılayamıyorsa, bu ayıp vatandaşa ait değildir.
    sen adamı sabah coplayıp, akşam televizyonda "vatandaşa saygımız sonsuz" dersen, herkes gülecek bir organını bulur ve ancak bu tür yasalarla, söz konusu organları "edebe aykırı" ilan edebilirsin.
    ya delikanlı gibi çık "demokrasimiz ve insan haklarımız adam gibi işlemiyor" de, ya da gerçek anlamda, toplumun her kesimiyle, insan hakları merkezli -ve çoğu konuda yasal altyapısı olan- sistemi uygulamaya koymak için samimi gayret göster.
  • aslinda sabit bir anlama gelmeyen ama hukuki anlamlandirma surecinde yorum marifetiyle surekli kadinlar aleyhine kullanilan, kaldirilmasi elzem, dayatmaci ici bos ahlak'in sirt sopasi, karin sipasi.

    medyaya yansidigindan bildigimiz en son kurbani gulcan kose'dir.

    (bkz: bedenimiz bizimdir inisiyatifi)
  • eğer değiştirilmezse 1 haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan 5237 sayılı türk ceza kanununun konuyu düzenleyen maddesi aşağıdadır.

    "madde 225- (1) alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

    bu madde ile cezalandırma sınırlarının ne olacağı da gerekçesinde gösterilmiştir.

    işte gerekçe ;

    "madde metninde, toplumun sahip bulunduğu ortak edep (ar ve haya) duygularının, edep törelerinin ihlâli, incitilmesi ve her ne suretle olursa olsun edep ve ahlâk temizliğine alenen saldırı niteliği taşıyan hareketler, tutum ve davranışlar ve takınılan durumlar suç olarak tanımlanmıştır.
    bu hükme göre, genel olarak edep ve iffete saldırı niteliği taşıyan davranışlar, suç oluşturmaktadır. böylece, halkın ar ve haya duygularının, toplumun ortak edep ve ahlâk temizliğinin korunması amaçlanmıştır. bu suretle toplum kültürünün önemli bir kısmını oluşturan edep, iffet, ar ve haya duyguları, edep töreleri korunmakta ve bu değerlere saldırı niteliği taşıyan hareketler yasaklanmaktadır.
    hayasızca hareketlerin cezalandırıldığı bu suç tanımında, bu kavrama açıklık getirmek amacıyla, “alenen cinsel ilişkide bulunmak” ve “teşhircilik” ifadeleri kullanılmıştır. madde metninde geçen cinsel ilişki, cinsel arzuların tatmini amacına yönelik her türlü davranışı ifade etmektedir. teşhirciliğin konusu, kişinin cinsel organlarından ibaret değildir. vücut bölgelerinin, madde metniyle korunması amaçlanan hukukî değeri ihlâl niteliğindeki teşhiri, bu suçun oluşumuna neden olacaktır.
    bu davranışların suç oluşturabilmesi için, alenen gerçekleşmesi gerekir. aleniyet için aranan ölçüt, gerçekleştiği koşullar itibarıyla fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır."
  • aynı zamanda eşek sikmenin türk ceza kanunu'ndaki karşılığıdır.
    http://www.milliyet.com.tr/…011/1336253/default.htm
  • 1 haziranda yururluge girecek olan tck'nin 225. maddesinin basligi. bu madde dusuk belli pantolon giyen veya gobeklerini acikta birakanlarin teshircilik sucu islediklerini ongorur*
  • ar ve adaba aykiri hareket "yoktur". kendi kendinize otosansur uygulamayin lutfen...
  • eşini aldatmak, eşini öz yeğeniyle aldatmak, öz yeğene facesitting yapmak gibi tamamen kişilerin özel hayatını ilgilendiren konularda devletin hiç üzerine vazife olmamasına karşın; yobaz, geri kafalı, iki yüzlü kokuşmuş ahlaklarıyla etrafa saldıran bir takım kıskanç ve öfkeli kalabalığa koltuk çıkmak için tck'daki aslını suistimal ederek her yere yamamaya çalıştığı yasa.
hesabın var mı? giriş yap