1323 entry daha
  • oğlu kansere yenik düşmüş bir adamın, bir başkasının çocuğuna ben seni çok seviyorum dedikten sonra ama neden seviyorum bilmiyorum diye mırıldanıp, biraz düşünüp daha sonra oğlum yok da ondan seviyorum diye mırıldandığını duymak.
  • sevdiceğin kendi hayatını doyasıya yaşarken senin onu uzaktan seyretmek zorunda kalışın...
  • seneler öncesin de makarna' nın bizim için lüks bir yemek olması.
  • bi danışmanlık firması çalışanları ile iş yemeğine çıkılmış, şili'den gelen mühendise soru sorulur:

    + şili'nin nüfusu kaçtı bu arada?
    - önce mi yoksa sonra mı?

    [ sessizlik ]
  • eşiyle beraber çöpleri karıştıran adam.

    burada çoğumuz sevgilimize daha şirin daha havalı görünecez diye bin takla atarken, bir erkeğin en büyük mutluluğunun karısıyla birlikte çöpleri karıştırırken bulduğu büyük bir karton kütlesi olması nasıl bir duygu olmalı sizce?
  • arkadasimla gelecek metroyu bekliyoruz, aksam kalabaligi bitmis, genelde hinca hinc dolu istasyonda oturacak yer bulabiliyoruz, seviniyoruz, cunku cok yorgunuz ve metronun gelme saatine daha cok var. yanimiza orta yaslarda bir erkek oturuyor, merhaba diyor, para isteyecek biliyoruz. "merhaba" diyorum. gulumsuyor, agzinda birkac disi yok, birseyler anlatmaya basliyor, hayat zor, evsizlerin kaldigi yurtta yer bulmak zor, hava soguk, hava yagmurlu. anlatiyor ama para istemiyor daha. ben de yapabilecegim seylerin en azini yapiyorum, dinliyorum. arada soru soruyorum. o da daha bir sevkle anlatiyor. pantolonunun pacasini siviriyor aniden, arkadasim irkiliyor, "bak ameliyat oldum gecen sene" diyor, "cok zor iyilesti". bakiyorum, yamru yumru olmus bir bacak. yer yer morarmis. "ne oldu" diye soruyorum, "bosver" diyor, gulumsuyor, olmayan disleri daha da belirleniyor. "sokakta olur boyle seyler".
    konuyu degistirmek istiyorum. " nerelisin?" diye soruyorum. sasiriyor ama cevap veriyor. "dogma buyume buraliyim" basini egiyor ve guluyor. "x lisesine gittim ben". "aa diyorum, biliyorum o liseyi. bitirdin mi?" "yok, sonra beni baska liseye yolladilar" lisenin adini veriyor, okullardan atilip surulenlerin gittigi bir lise orasi. "ne oldu" diyorum, gulerek. o da guluyor, gozunde bir isilti. "genclik iste" diyor. "kac yasindasin" diyorum. "otuzsekiz" diyor, ama kirksekiz elli gosteriyor. "ayagina dikkat et" diyorum, birazdan metro gelecek hazirlaniyorum. cantami aciyorum, ona o istemeden birsey vermem lazim. o da anliyor, "sekiz dolar istiyorlar bir geceligine" diyor, ama istemiyor. on dolar veriyorum. parayi aliyor. basini egiyor. "herseyden once, paradan da once benim icin ne onemliydi biliyor musun?" diyor.
    bekliyorum. aci aci gulumsuyor, "beni dinledin, bana sorular sordun, benimle ilgilendin." metro gorunuyor. ben kalkiyorum, ne soyleyecegimi bilemiyorum, "beni adam yerine koydun, bu paradan cok cok daha onemliydi, biliyor musun?" diyor.
    "kendine iyi bak, bacagini tekrar doktora goster" diyorum, icim burkuluyor. "kendine dikkat et"
    "tesekkur ederim" diyor, "birsey degil" diyorum. arkadasimla metroya biniyoruz. oturacak yer cok. pencere kenarina oturuyoruz.
    o disarda bekliyor metro giderken bana el salliyor, ben de ona el salliyorum, icim sizliyor.
9824 entry daha
hesabın var mı? giriş yap