şükela:  tümü | bugün
10626 entry daha
  • naaşınızı kaldıracak bir yakınınızın olmaması.

    bu benim başıma iki kez geldi. daha önce alt komşumuzun kimsesi yoktu ve naaşını komşuları olarak biz kaldırmıştık. namazını kılmıştık.

    dün de yan komşumuzun eşi vefat etti. bir anne bir kız kalakaldılar. anne yaşlı; kızı ise engelli.

    cenazeyi almak için cenaze hizmetlerinden iki kişi geldi. naaşı kaldırmak için yardım istediler. sadece karşı komşu ve ben vardık.

    biz elimizden geldikçe yardımcı olmaya çalışırız ancak bundan sonra bu anne ve kızı ne yapacaklar diye dünden beri düşünüyorum. allah gerçekten sabırlar versin.
  • akşam üzeri kız kardeşimle dolaşmaya çıktık. dünkü yağmur sonrası şehir ne âlemde bir göz atalım dedik. düne kadar rengarenk olan evler yerine, beyaz renkli çadırlar eşlik etti bize. mahalle mahalle kurulan çadırların arasından geçip gittik.

    dönüş yolunda kestirme olsun diye ara sokaklardan birine girdik. sokağın başında büyük bir çöp kutusunun etrafına enkazdan çıkarılmış yatak, yorgan, battaniye vs. atılmıştı. kardeşimle "kim bilir kimindi, şimdi çöp olmuş." diye konuşurken orada saçları bembeyaz olmuş yaşlı bir adam gördük. çöpün yanında temiz bir şeyler arıyordu. bizi görünce hemen elindeki yastığı bıraktı. bizden utandığı her hâlinden belliydi. onu öyle görünce biz de kendimizi kötü hissettik ve hemen adımlarımızı hızlandırdık. biraz ilerleyip arkamı dönüp baktım, o yastığı geri almış arkamızdan geliyordu. bu kez göz göze gelmedik, çünkü başı yerdeydi. nasıl olmasın ki... o yaşında moloz tozları arasında yere eğdiği başını biraz olsun yukarıda tutacak yastık arıyordu. asıl başını yere eğmesi gereken o değildi elbet.
    neyse...

    depremin vurduğu şehirlerde kime dokunsanız farklı bir ah işitiyorsunuz zaten. bir de görmemezlikten gelmek istedikleriniz oluyor, bugün bizim yaşadığımız gibi. o hissi nasıl anlatabilirim hiç bilmiyorum ama keşkenin en okkalısı döküldü dilimizden. keşke hiç o sokağa girmeseydik de onu görmeseydik...
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap