• kuzenimle ben bi gün yine hayatın lanet olasıca anlamını sorgularken,
    kuzenim:bi gün şey demiştin sen yıllar evvel ben henüz erkeklerle konuşamazken cennet plajı otopark olmamışken veyahut bigün sevilmemek çok canını yakıcak erkekleri hayatına sokmak zorundasın. o zaman daha mutsuz daha hırçın biri olucaksın sevilmedikçe demiştin. yine sevilmiom ama yoldayım. deniyorum. anladın mı .. bi umut

    ben:anlamıyorum bunu ben nasıl hangi kafayla nasıl bir sevilmemişlikle söylemişim acaba
  • konuştuğun insanın ailesinden birinin vefat ettiğini bilmediğin için gerçekleşen konuşmalar:
    -baban ne iş yapıyor?
    -babam vefat etti.
  • bugün yaşandı. diyaloğun içinde ben yoktum ama facebook yorumlarında dönen bir diyalogdu.

    annemin yatak odasının camının önünde böyle mermerden çok küçük yaklaşık 30-40 cm'lik bir yer var. annemde gündüzleri babam gidince uğraşmak için oraya biber,domates falan eker. neyse bir gün kuşun biri oraya yuva yapmaya başlar. babamda tam atacakken, annem dur diyor ve yuva yapmasına izin veriyor. annem oraya su ve sütle ıslatılmış ekmek falan koyuyor. kuş oraya iki tane yumurta yumurtluyor. annemde bunları hep facebooktan paylaşıyor. yavru kuşlar doğuyor ve işte diyalog burada başlıyor;

    annem fotoğrafa açıklama olarak:
    -"nasıl büyümüşler mi ?" diye yazıyor.
    ablamda bilmeksizin:
    -"senin kuşlar çok büyümüş, yakında yuvadan uçarlar." diyor.
    annemden bir cevap geldi ki ablam da ben de yıkıldık.
    -"onları okutmayacağım."

    cevabı okuduğumda iş yerine giden servisteydim. yutkunamadım ve oturdum ağlamaya başladım. neden biliyor musunuz? ablam ankarada okudu annemin yanında istanbula çalışmaya gitti. ben eskişehirde okudum ve eskişehirde çalışıyorum. annemde garibim evlat özlemi demek ki , onları okutmayacağım diyor. yuvadan gitmesinler diye.

    ablamı aradım annem beni yıktı geçti diye. ablamında sesi bir buruk, bir hüzünlü. ofise doğru geçerken resmen düşündüm, basayım istifayı, gideyim evime. işsiz de olsam annemin dizinin dibinde olurum. hala onu görme fırsatım varken, onunla yaşardım.

    bakıyorum sözlük ankarada iş bakıyorum.

    öyle işte sözlük. ne yaşarsam annemle yaşıyorum (bkz: #38190243)
  • bir arkadaşım yeni çocuk sahibi oluyor, kardeşinin onu gördükçe evlenip çocuk sahibi olmak istemediğini anlatıyor.
    kardeşine 'bak ben yaşlanınca yanımda çocuğum, torunlarım olacak, sen ise gidip bir yaşlı bakım evinde yapayalnız kalacaksın' dediğini söylüyor.

    karşısında ben duruyorum, çocuğu olmayan, yapayalnız ben.

    yaralıyor, iç burkuyor. farkında değil.
  • yıllar evvel sabah işe gideceğim sırada eski komşulara denk geldim. yol üzerindeki hastaneye kadar bırakmamı rica ettiler. arabadaki konuşmalarını hala unutamam;

    kadın: kan testi yaptıralım, öyle geçelim doktorun yanına.
    adam: hanım keşke erken çıksaydık. şimdi çok sıra vardır kan testi için.
    kadın: yok yahu, kanserli olduğum için sıra beklemiyorum ben, hemen alıyorlar.

    kadıncağız öyle naif söyledi ki; diyecek laf bulamadım. birkaç ay sonra da vefat etti zaten. allah rahmet eylesin.
  • kızıma 9 yaşında . bugün öğretmeni 19 mayısla ilgili resim çizdirmiş. işte bayrak yapmış bizimki , atatürk resmi yapmış çiçek böcek 19 mayıs yazmış bir de "atam ülken bize emanet" yazmış

    - anne biliyo musun ben aslında "atam ülken emin ellerde" yazacaktım ama yazamadım o yüzden "ülken bize emanet" yazdım :(
    -neden yazamadın annecim?
    - ülke emin ellerde değil ki . o yüzden yazamadım :/ ama bize emanet di mi?

    ne desem boş
  • - elimizden geleni yaptık, 22 dakika boyunca döndürmeye çalıştık... başınız sağolsun.

    - bu kadar mı? nasıl olur? böyle mi oluyor hep...

    - gerçekten çok üzgünüm, allah sabır versin küçük hanım...

    (bkz: anne baba boşanınca babanın yanında kalan çocuk/@kokosh catwalk)
  • -günlük hayatın içinde aklıma gelmediği anlar oluyor. ama hâlâ tam olarak yok olmuş değil. sanki sahnede başka bir oyun var ama o hep perdenin arkasında. en kötüsü de geceleri.
    -bir süredir uyumamış gibi görünüyorsun.
    -artık uyumak istemiyorum. ne zaman yatağa gitsem aklıma o geliyor. onu düşünmek dışında bir şey yapamıyorum. sonra tutamıyorum kendimi ve ağlıyorum. sessizce... göz yaşlarım kontrolüm dışında süzülüp duruyorlar. bir süre önce hiç ağlayamıyordum. sorunum bu sanıyordum. şimdi ağlasam da geçmiyor. aksine, hiç olmadık zamanlarda aklıma geliyor. en olmadık yerlerde gözlerim doluyor. insanlar beni gülerken görmeye o kadar alışmış ki, bazen göz yaşlarımı tutamadığım anlarda çok gülüyor ve sanki gülmekten göz yaşlarım dökülüyormuş gibi yapıyorum.
    -sabahları nasılsın?
    -daha kötü. sanki tüm gece boyunca hiç durmadan ağlamışım gibi sabah uyandığımda kendimi yine ağlarken buluyorum. geceden bile daha yoğun yaşıyorum.
    -onu hâlâ seviyor musun?
    -hayır. ona karşı hissettiğim tüm sevgi tamamen nefrete dönüştü.
    -...
    -düşün artık ne kadar büyük olduğunu.
  • gecenin bir vaktidir.

    - yarin tirnaklarini kes annecim artik, su sakallarini da kes bak cok uzamislar. yarin kiyafet almaya cikcaz mi?

    + ruhum bunaliyo be anne. disari cikasim gelmiyo. tirnaklarimi kesesim gelmiyo. hicbi sey yapasim gelmiyo.

    - pantolon alalim sana yarin.

    + canim annem benim. sana bi sey ismarliyim mi yarin disarida?

    - aman yok oglum be bos ver. ay basini cikaramiyoz sonra. evde yapariz bos ver.
  • mekan: berber
    kişiler: tv haber sunucusu, traş olan adam, berber çırağı çocuk

    ths: afrikanın çok fakir bir yerinde açlıktan kemikleri sayılır hale gelmiş bir çocuğa yardım edilmiş, çocuk serpilmiş kendine gelmiş. onunla alakalı bir haber metni

    toa: bak görüyon mu, biz de bizimkilere yer misin evladım, bunu sever misin yavrum falan diyoz.

    bçç: bize demiyolar abi.
hesabın var mı? giriş yap