• hayatın kendisiyle dalga geçmek için devam ettiğini anlayan şanslı ya da şanssız ama akıllı olan kişi, ne yaparsa yapsın, nasıl davranırsa davransın hiçbir şeyin asla kendisini mutlu edebilecek düzeye ulaşamayacağını bilmektedir. kişi bazı durumlarda gerçekten mutluyum cümlesini kurabilecek koşullara ulaşmıştır kendince ama bilmektedir ki nasılsa yine gereksiz bir şey olacaktır ve her zaman olduğu gibi hayal kırıklıkları içinde yüzmeye başlayacaktır. çok fazla değil bir-iki kere bu durumu yaşayan kişi, "hayatta en önemli şey ben olmalıyım" diyerek ciddiyetsiz, sorumsuz, duygusuz, sevgisiz öylesine yaşayan biri haline gelir. çünkü saçma, anlamsız hayatla ancak böyle başa çıkabileceğini düşünmüş, ancak bu şekilde hayatın kendisini üzemeyeceğini, salak yerine koyamayacağını zannetmiştir. uyuşturucu gibidir aslında bu deneme yaşam... çünkü ilk başta daha önceden hiç yaşanmamış mükemmellikte zevk veren bu kaçış, daha sonraları gerçekten değer verilmesi gereken ve belki de bu dalgacı, şakacı, yaramaz hayatın anlamına kavuşturabilecek iyi kişilerin hak etmedikleri davranışlara maruz kalmasına sebep olabilecektir. ve sözkonusu ciddiyetsiz kişi daha da çıkmaza girecektir. kısacası ciddiye almamak hadisesini her şeye lök diye uygulamamak gerekmektedir. belki de ciddiye alınacak şeyler vardır hayatta... hayatı ciddiye almamak mı yoksa hiçbir şeyi ciddiye almamak mı? ne kadar aynılar acaba, ya da ne kadar farklılar aslında...
  • hepimiz nasılsa bi gün öleceğiz... cümlesinin bolca sarf edilmeye başlaması ile gün ışığına çıkar...
    ve aslında hayatı ciddiye almanın anlamsızlığı da ortaya çıkmış olur... omuzlarınız bayağı bi hafifler... aslında sorumluluklar azalmaz ama siz onları fazla umursamazsınız artık...
    güzel bi şeymiş... ben biraz geç kalmışım o ayrı...
  • "gayriciddi olmak
    bir korunma biçimidir
    yahut yaşamak"*
  • kendisi mutluluğun tek yoludur. gerçekten. bunu yapanların da hayranıyım ayrıca, idolümsünüz.
    doğrusu hayatı ciddiye aldıkça, sorgulamaya başladıkça mahvolup gidiyorsun, mutsuzluk yüzünden yok olmayı istiyorsun.
  • imkansız olandır. halen hayatta olan biri için de söz konusu değildir. hayatı ciddiye almadığını iddia eden kişi kendini ve kendi yaptığı şeyleri gereğinden fazla ciddiye almıyordur. veya dayatılan yaşam tarzını ciddiye almıyor olabilir, vs. vs. ki bunların hepsi de gayet takdir edilesi şeylerdir. ancak hayatı ciddiye almamak yaşayan biri için mümkün değildir, nefes almayı bırakmak filan lazım o durumda. en sefil, en umarsız hayat tarzını yaşıyor bile olsanız bu hayattır, kıymetlidir, ciddidir.
  • hayatı ciddiye almamak yaşama gücünü arttıran olumsal bir özellik değildir aksine nihilizmdir. yaşamı ciddiye almamak, onu değersizleştirmek ve önemsiz hale getirmektir ki bu genelde öte dünya inancı olan dinlerin içeriğidir. platonik kökenli bu bakışa göre 'asıl' olan ve 'ebedi' olan şey bu dünyaya aşkındır. bu dünyada yaşanan ilişkiler, verilen sözler, yaşanan mutluluklar ise hep anlık ve eksik olacaktır. dolayısıyla anlamsızdırlar, yerlerine başka şeyler geçebilir, vazgeçilebilirdirler. burada ve şimdi olan gerçek sayılmaz, ciddiye alınmaz.

    bu madde altında genellikle bahsedilen durumlarda ciddiye alınmadığı için olumlanan şey ise yaşam değil aksine bizi yaşamaktan alıkoyan toplumsal kurallar, ahlak diye dayatılan zorunlu ilişkiler, kendimizin değil ama toplumun yeniden üretimini gerçekleştirmek için içine sokulduğumuz sorumluluklar yumağıdır. ayrıca sosyal sorumluluk, politik duyarlılık, evrensel değerlere inanç, adalet ve eşitlik talebi gibi diğerkam duygulardan dolayı yaşanan sıkıntılara ve içine düşülen dertlere ilaç olarak da hayatı ciddiye almamak önerilir. halbuki ciddiye alınmayan bir hayat sadece bir kaçış ve savunma mekanizmasıdır. sorunları çözmez, onları erteler ve büyütür. burada ve şimdi olan şey hep daha sonraya, başka bir zamana ve mekana ertelenip durur.

    bence yaşam nazım hikmet'in sincabı gibi ciddi yaşanmalıdır. sabah yüzünü yıkarken mesela insan suyun, havlunun, yaşlanan yüzünün hakkını vermelidir. çay demlerken ciddiyetle yapmalıdır işini. doğanın verdiği bitkinin, onun eve gelinceye kadar geçirdiği emek süreçlerinin hakkını tadına vararak ve paylaşarak vermelidir insan. ciddiye alınan bir yaşam değerlenir, çevresine değer katar, kendini çoğaltır. bu ciddiyet asık yüzlü ve ahlakçı bir ciddiyet değil, aksine yaşamın tam da şu anda bitebileceğinin farkında olan, onun her zerresine kavuşmak isteyen güler yüzlü bir ciddiyet.

    yaşamanın ciddiyetine varmayanlar yaşamış sayılmazlar.
  • hayatta ciddi başarılar elde etmek için en gerekli tavırlardan biri...
  • her bireyde belli bir miktarda bulunmasi gerektigini dusundugum ama bende zerre kadar bulunmayan bir ozellik
  • aptalların yapacağı şeydir.

    hayat ciddi bir şeydir. hayatta neyi ciddiye alıp neyi almayacağını belirlemek lazımdır sadece. bunu beceremeyenler ise komple hayatı ciddiye almamaya yönelir (bkz: yasakçı zihniyet). an'ı yaşayabilmek için de hayatın ciddiyetini anlamış olmanız gerekir.
  • hayatla ilişkimiz çok dengesiz
    bi obsesifim her söylediği umrumda
    bi götümde bile değil
hesabın var mı? giriş yap