• muhtesem bir kitaptir.
    uzun zamandir aradigim ama uzun zamandir e kitap halini dahi bulamadigim kitaptir ayni zamanda. bu kadar uzun sure arayip bulamamanin ne demek oldugunu bildigimden kitap sever yazar ve okurlarla bu linki paylasmayi kendime gorev biliyorum. asagida ayn rand hayatin kaynagini indirebileceginiz link var hali hazirda aktifken durmayin indirin. yahut zorda kalirsaniz bana yazin ben yollarim size sevgiyle kalasiniz a dostlar.

    http://e-kitapindirmeyeri.blogspot.com/…ub.html?m=1
  • hayatın kaynaği ayn rand’ın 1943 yılında kaleme aldığı teması insan ruhundaki bireycilik ve kollektivistlik olan romandır.

    "ne istedigini kendin bilmiyor musun?nasıl dayanabiliyorsun bilmemeye?"

    "başkaları için yaşamaya kalkan kişi, bir bağımlıdır. amaçları açısından bir asalaktır, hizmet ettiği kimseleri de asalak haline getirir. bu ilişkiden doğabilecek tek şey, birlikte yozlaşmaktır. kavram olarak imkânsız bir şeydir bu. gerçek hayatta buna en yakın olan şey, başkalarına hizmet etmek için yaşayan kişidir ki o da köledir. eğer fiziksel kölelik bile iğrenç bir kavram gibi gözüküyorsa, ruhsal kölelik bundan ne kadar daha iğrenç bir kavram olmalıdır!
    ama kendini kendi isteğiyle köle haline getiren, bunu sevgi uğruna yaptığını söyleyen adam, yaratıkların en aşağılığıdır."
  • ele aldığı konu ilgi çekici de olsa ele alış tarzını fazla amerikanvari, nasıl desem fazla hollywood style bulduğum roman. üstelik sadece üslup açısından değil kurgusal yönden de aynı yaklaşım kendini hissettiriyor.

    biraz da kitabın yazarı ayn rand'in ele aldığı karakterlerin hayat
    hikayelerini uzun uzun anlatmış olmasının etkisiyle 900 küsur sayfalık büyük hacimli bir eser çıkmış ortaya.

    --- spoiler ---

    ideallerine bağlı, bu uğurda tüm dünyayı karşısına almaya hazır, bunu yaparken asosyal ve eksantrik kişiliklerinden de destek alan howard ile dominique'nin olaylar karşısında sergiledikleri tutumları betimlerken yazar dişe dokunur, gerçekçi tahliller yerine ilk bakışta okurun ilgisini çeken, çarpıcı ancak içi boş cümleler kuruyor sık sık.

    aynı şekilde kahramanların amaçları uğruna ödedikleri bedeller de aynı tarzda sunuluyor okura. idealist mimarımız gelen cazip teklifleri hoyratça reddediyor. kim bir bina yaptırırken kendi beğenilerinden tamamen vazgeçip her şeyi mimarın ideallerine bırakır ki zaten.

    elbette bu iki insan arasında yaşanan, kişilikleri kadar tuhaf, tutkulu aşk da es geçilmemiş kitapta.

    tüm bu özellikler de insanda kült bir roman değil de zaman zaman pembe dizi hikayesi okuduğu düşüncesi uyandırıyor.

    ha unutmadan kitapta değinilmeden geçilmemesi gereken iki karakter daha var. oyunu kurallarına göre oynayan ve iyi bir oyuncuda bulunması gereken yakışıklılık, zeka, sosyal yetenekler vb. tüm özelliklere sahip, howard'ın mimarlık okulundan arkadaşı, tam düzenin adamı bir tip olan keating ile görünüşte saygı duyulası bir kanaat önderi imajı çizerken gerçekte tam bir kumpasçı, hizipçi, lobici bir şerefsiz olan ellsworth toohey. üstte bir yazar bunu fetullah gülen'e benzetmiş. ben de romanda geçen karakterlerden birisi olan medya imparatoru gail wynand'ı aydın doğan'a benzettim, yalan yok. yanında çalışan alvah scarret de bildiğiniz ertuğrul özkök…
    --- spoiler ---

    her şeye rağmen sıkılmadan okuyabileceğiniz, içinde kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz, hayata dair ilginç tespitlerin yer aldığı ancak çok fazla beklentiye de girmemeniz gereken bir eser.
  • çok fazla potansiyel alıcısı olmasına rağmen hala basımı olmayan kitap
  • -ruhunu satmak dünyadaki en kolay şeydir. hayatının her saatinde herkes bunu yapar. senden ruhunu korumanı istesem - bunun neden daha zor olduğunu anlıyor musun?
  • ellsworth toohey adlı karakterini fetullah gülene benzettiğim kitap. adam değişik çevrelerden insanları etkisi altına almış.hayır işleriyle uğraşıyor filan derken kurumlara gizlice adamlarını yerleştiriyor.kitabın sinan çetin'in ön sözüyle plato film yayınlarından basılmış oluşu ironik. romanda yetenekli mimar roark'un kendisini yok sayan medya,mimari dünyası ve akademik çevrelere karşı verdiği özgünlük ve özgürlük mücadelesi anlatılıyor. objektivizmi öğrenmek adına iyi bir okuma deneyimi.
    "kendi başına ayakta duran birini kabul etmeyip onun dışında her şeyi kabul edişlerine dikkat ediyor musun?iç güdüsel olarak öyle birini hemen tanıyorlar.ona karşı sinsi ve özel bir nefretleri var. katilleri bağışlarlar.diktatörlere hayranlık duyarlar.suç da şiddet de özel bir bağ.bağlara ihtiyaçları var onların o küçük sefil kişiliklerini karşılaştıkları her tek kişiye zorla kabul ettirmek istiyorlar.bağımsız adam öldürüyor onları, çünkü kendilerini o adamın içinde bulamıyorlar."
  • "görüyorsunuz ya, bay roark, dinsel bir yer olmakla birlikte, çok daha derin bir anlamı var. insan ruhu tapınağı adına dikkat etmişsinizdir. başkalarının belki müzikle yapmaya çalıştığı gibi, biz de taşlarla bir şeyi yakalamaya çalışıyoruz. dar bir mezhebi ya da inancı değil, tüm dinlerin çekirdeğini. nedir dinlerin çekirdeği? insan ruhunun en yüksek, en soylu, en iyi haline ulaşma çabasıdır. idealin yaratıcısı ve fatihi olan insan ruhu. evrenin o büyük, hayat veren gücü. insanın kahraman ruhu. göreviniz bu, bay roark."
    roark ellerinin tersiyle gözlerini ovdu. çaresizlik içindeydi. mümkün değildi bu. asla mümkün olamazdı. adamın istediği şeyin bu olmasına olanak yoktu. bu adamın! onun ağzından bunların çıkması korkunç bir şeydi.
    roark yorgun bir sesle, "bay stoddard, korkarım bir hata yaptınız," dedi. "aradığınız adam ben değilim. bu işi üstlenmemin doğru olacağı kanısında değilim. ben tanrıya inanmam."
  • zamandır.

    dünyadaki hayat, değişiklik yapabilme yeteneğidir aslında. örneğin rüzgar yeterince güçlü eserse, yerdeki tozları ve hatta taşları bile savurabilir. ama hayat, rüzgar yeterince güçlü esse bile beklenene uymamak, kendi kararını verip, yerini rüzgara karşı korumaktır.

    bir kimyasal reaksiyon, dışardan hiçbir müdahale yapılmazsa beklenildiği gibi sonuçlanacaktır. neredeyse tüm kimyasal reaksiyonların sonuçlarını biliyoruz. nasıl ürünler meydana geleceğini, reaksiyonun oluş şeklini biliyoruz. oysa hayat, etkiye karşı verilen tepkide keyfi değişiklik meydana getirebilme yeteneğidir. işte hayatı yalnızca kimyasal reaksiyonlar olmaktan ayıran da budur.

    dünyadaki fiziksel tüm tepkimeler ve değişimler; rüzgar, kimyasal reaksiyonlar, dalgalar, yer çekimi, gök itimi... ne varsa. hepsi zamanın akması sayesinde meydana getirirler etkilerini. zaman duracak olursa yaşam da etki de tepki de duracaktır. neden bir kaya cansız da ben bu satırları yazarken canlıyım sorusuna cevap olmasa da, dünyadaki hayatın kaynağı zamandır. zamanın durmaması, sürekli akmasıdır.
  • kitabı bulamıyorum diyenler için pdf olarak indirip okuyabilirsiniz

    academia link
  • bana göre ayn rand’ın en iyi eseri: mimarlık mesleğine duyduğum saygı, yaratıcı bireye duyduğum sevgi, yerleşik düzenle ilgili farkına vardığım gerçekliklerle birleşince hayata karşı duyduğum hevesi destekleyen bir duygu bıraktı.

    kitap özeti
hesabın var mı? giriş yap