• lisede verdiğiniz kopyalarla sınıf geçen, araya girmelerinizle hocayla kavga etmekten ve muhtemelen okuldan atılmaktan sayenizde kurtulan, kitap okuma, sinema kültürü, müzik kültürü vb konularla alakası olmayan arkadaşınızın baba parası sayesinde, o bmw senin bu mercedes benim fink atıp, yurtdışı tatillerde çektirdiği fotoğrafları facebookta paylaşırken, sizin, yaşınız 30'a yaklaşmışken, hala, ders çalışmanız durumunun kısaltılmış halidir.

    he, amk, arbeit macht frei de mi?
  • biraz irdeleyince anlaşılacaktır ki, hayatın 'renkli' gibi gelmesi de, hayalkırıklığı da bu adaletsizlikten doğuyor. adaletsizlik olmadan renklilik, adaletsizlik olmadan hayal kırıklığı da olmuyor. hayal kırıklıklarımızın toplamı kadar hazlarımız da büyük olur, bu da bir başka gerçek. kapitalizmin kıskacı da bu yüzden hiç bir şeyi affetmiyor.

    adalet olunca hayat sadece 'yapılması' gerekenlerden ibaret hale gelir. bu ölümle eşdeğr bir durum. bunun dayanılmazlığı ile adaletsizlik giderek büyüyor. dünyadaki adaletsizlik kaç yıldır dünyanın tarihi tutuluyorsa tüm bunlardaki 'ölümden kaçma'nın bileşkesidir de denebilir.
  • çalıştığınız yerden çıkmaması gibi. sen otur çalış deliler gibi. öğren iyice sonra sınavda çıkması. adalet mi bu?
  • geçen gün 8-9 yaşlarında bir çocuk ağzında "nınınını" diye bir şarkı, arkasında küçük bir çöp arabası gidiyordu. bir anda çöp kovası görüp durdu. arabasını bırakıp koşarak çöp kovasına gitti; ağzında yine şarkısı vardı. kocaman çöp kovasını kenarına basarak, üzerine eğilip çıplak elleriyle karıştırdı. bir şey bulamayınca yine ağzında şarkısıyla arabasına koştu...

    geçen sabah bir kadın, çöpü karıştırıyordu. biraz ilerisinde de bir çöpçü yerleri süpürüyordu. süpürdüğü çöplerin içerisindeki pet şişeyi alıp kibar bir sesle "al" deyip çekinerek uzattı kadına.

    bir başka gün su satan bir çocuk bankta oturmuş bisiklet süren, kay kay yapan yaşıtlarını izliyordu. yanına oturdum. 6. sınıfa geçtiğini öğrendim. gözleri bisikletli çocuklarda olduğu için benimle ilgilenmedi. hatta çocukları daha iyi izleyebilmek için diğer banka geçti. çocuklar onun yanında konuşurken o ve diğer çocuklar arasındaki farklar çekti dikkatimi. bir 6. sınıfa giden 12 yaşındaki çocuğun 9 yaşında görünen cılız, çelimsiz vücuduna, vasat giyimine, sanki suçlu gibi bir köşede boynunu bükerek çekingen oturuşuna; bir de diğer çocukların sağlıklı görünümlerine, güzel giyimlerine, şen sakrak konuşmalarına, özgüven dolu hareketlerine baktım.
    eşitsizlik ve adaletsizliği hiç bu kadar yakından görmemiştim. hiçbir vakit unutmayacağım, her aklıma geldiğinde üzülecegim bir görüntü olacak benim için.

    dünya düzeni bazen gerçekten üzüyor beni. utanıyorum; benim ve birçok insanın çöp atarken kokusuna bile tahammül edemediği çöp kovasıni karıştıran insanları gördükçe gözlerim doluyor. başımı yere eğerek geçiyorum yanlarından. pet şişeleri bir poşete biriktirip çöp kenarına koymaktan, çocuklarla biraz sohbet edip sattıkları şeylerden almaktan başka elimden bir şey gelmiyor. sonra her şey kaldığı yerden hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor...
  • artık şunu öğrenin. adalet isteyenler başkalarına karşı adaletsiz. bundan dolayı adaleti istemek son derece mantıksız. önemli olan uyum sağlayıp sağlayamadığınızdır. birileri öyle ya da böyle birşey başarıyorsa şu bu demenin faydası yok. tüm koşulları düşünüp alt etmeniz gerekir. bahane hiçbşr zaman birşey elde etmenizi sağlamaz. kabullenin ve hırsla çalışın.
  • güçlünün hayatta kaldığı bir düzende adalet ancak aptalların umudunu yeşerten bir araç olabilir.
  • hayatın hep aslında göründügü gibi olmayan insanlara iyi olması nedendir ya da nasıl bir adaletsizliktir ben bunu anlayamıyorum. her türlü kekolugu yapıp yapıp ondan sonra, kendini bi bok sanmalar ama nasıl oluyosa her seye ragmen cevresindekileri entelektüeligine başarıyla inandırmayı da becerebilmek. inanamıyorum böyle insanlara, bazen hayatın pause tuşuna basıp, ordan bi ayna alıp, karşımdakini sarsıp, ulan kendine bi aynada bak allah rızası icin, kendinin farkında degil misin diyesim, geliyo. diyo muyum, demiyorum. ha uzun lafın kısası hayat adaletsiz. bu kendini bilmezler yüzünden.
  • son derece. aşmış. öyle böyle değil.

    yalnız çok net bir gerçek ne yazık ki.

    güzel kadınlarla beraber olan çirkin erkekler mi dersin.

    %50+ mı dersin.

    bmw binen kırolar mı dersin.

    haybeye ünlü olan andavallar mı dersin.

    boş yere hapiste yatıp sonrasında pardonlananlar mı dersin.

    türkülerin yeterince kıymet görmemesi mi dersin.

    behzat ç.'nin liseliler arasında popüler olması mı dersin.

    istanbul'un erzurum'a çok uzak olması mı dersin.

    bim'deki ürünlerin kalitesinin yıldan yıla azalması mı dersin.

    bilmiyorum ne olacak mı dersin.

    ne dersin?
  • şeker portakalı kitabında geçen çok güzel bir cümle:

    "bir kış sabretmişsin de tam çiçek açacakken dolu vurmuş gibi oluyor bazen hayat..."
hesabın var mı? giriş yap