477 entry daha
  • benim. nedeni basit; kazık yemeye niyetim yok.
  • buyurun benim
  • ne oldu yargılanacak mıyız cezaevine mi gireceğiz ne bu telaş
  • gitmek ne kadar normalse gitmemek de o kadar normaldir. insanları bir yere gidiyor ya da gitmiyor diye yargılayamayız.
    bugün kıytırık mekanlarda bile çay kahve olmuş ateş pahası. en azından bilinen bir mekana gidip alırsın kahveni, saatlerce garson baskısına maruz kalmadan rahat rahat kahveni içersin, ya da içmezsin tercih meselesi.
    ben içiyorum, o ayrı.
  • gitmek ya da gitmemek kimseye bir şey de kazandırmaz, kaybettirmez de. paran varsa ve o içeceklere o kadar para verebiliyorsan gidersin. yoksa oturursun evinde kendi çayını gayfeni içersin. türkiye'ye daha 2003 yılında gelmiş bir markanın bu kadar kanıksanması ve neredeyse bir sosyal statü göstergesi haline gelmesi de ilginç. hayır yani hiç içmesem uzaylı mı olacağım?
  • ben
    nasıl diğer fostfoot zincirlerine gitmiyorsam buda aynı.
    yani çok mecbur kalmadıkça gitmeye de niyetim yok.
  • çok da bir şey kaybetmemiş insandır lakin bu starbucks = kazık denklemini kim yerleştirdiyse helal olsun. efendim eğer istanbul'dan bahsediyorsak starbucks kazık falan değildir. hiçbir özelliği olmayan, keko işletmecili kafelerdeki türk kahvesi, filtre kahve gibi ürünlerin fiyatlarıyla aşağı yukarı aynıdır. ama en azından burada, cadde üzeri bilmemne dünyası/diyarı/evi gibi, ürünlerinde hiçbir kalitenin olmadığı fotokopi kafelerdekinden daha iyi kahveler tüketirsiniz, daha nezih bir hizmet alırsınız.

    edit akbayram: arada sırada starbucks'ta oturan insan. öyle müdavimi falan değilim.
  • bugüne kadar bir kere gittim. yaklaşık 5 yıl önceydi. ne içtiğimi bilmiyorum ama tadını çok beğenmiştim. kazık olduğu konusuna kesinlikle katılmıyorum. günümüz fiyatlandırmalarına bakacak olursak normaldir.
  • çocukluk dönemlerimde, 80'lerde mc donalds türkiyeye yeni girmişti. hamburger yiyen hollywood ünlüsüne hayran hayran bakan, sonradan görme masum modern köylüler için mcdonalds, mişelın yıldızlarını donunda dizmiş, aşmış bir restoran olarak algılanırdı. malum, antikomünizmin ya da daha doğru ifade ile kapitalizmin sembolü bir marka var ortada.

    işte o 80lerin sonları, hatta 90ların başlarındaki bu sonradan görme kitle kızılay'daki mcdonalds şubesinde, amerikanvari bir star edasında yediği hamburgerinin yanındaki mc donalds baskılı karton coca cola içeceğini ise gün boyu elinde taşırdı. o zamanlar adı henüz konmamıştı ama angara'nın tiki bebeleriydi bunlar. pankçıları neyin o zamanlar billur kalkavan adlı performans sanatçımız temsil ederdi.

    işte 2000lerde doğanlar da bu starbucks loserlarından bahsedecek aynı şekilde. kartonuna adı yazılı starbucks kahvesini gün boyu içi boş şekilde her yere taşıyan kitleyi. yoksa starbucks'ın doğrudan bir suçu yok bu ezik resimde. sadece ciddi anlamda kompleks küpü insanları mıknatıs gibi içine çektiği için bizler de o mekana girmiyoruz.
  • gitmiş insanla arasında sosyokültürel bir fark yoktur. varsa da bu starbucks ile ilgili değildir.

    ama starbucks kazık diyen ya vizyonsuzdur, ya kahve kültüründen bihaberdir, ya da önyargılıdır.

    sütlü filtre kahve orta boy 7-8 lira falan. hizmet ve mekan kalitesi eşdeğer olan hiçbir kahvecide daha aşağısına bulamazsınız. farklı bir kahve içmek isterseniz zaten starbucks ilk akla gelendir(çeşitlilik ve ulaşılabilirlik açısından). he çok mu kazık yemiş gibi hissediyorsunuz, büyük boy çay alın saatlerce için oturun.

    çay bile kazık geliyorsa hiç bir şey almadan girip oturup beleş wi-fi kullanın, yine kimse bir şey demiyor. belanızı mı arıyorsunuz anlamıyorum hakikaten.

    özetle, starbucks kurumsal ve yaptığı işin hakkını veren bir kahve dükkanıdır. beğenebilir ya da beğenmeyebilirsiniz ama kazık olan starbucks değil ülkenin ta kendisidir.
409 entry daha
hesabın var mı? giriş yap