• yaş yirmibeşi geçtikten sonra daha çok hissedilebilen durum. ve tabi huzursuz ruhların başucu duygusu. mücadele ruhundan çok mücadele etmeye değecek bir şey bulunamaması durumu. bekleyince geçer. hobi olarak yapılacak bir şey değil. fobi olaraksa çok daha kötü. biraz aidiyetsizlik, biraz kendini sevmeme, biraz suçluluk, biraz da pişmanlık yapıp ruhuna karıştırdığında tadından değil, tatsızlığından yenmez bir hayat belirir önünde. boktan durum yani. depresyon filan basit kalır. bildiğin karamsarlık, bilidiğin karanlık. ama boş ver kötücül olma sen. göm yastığa yüzünü bağır bağırabildiğin kadar. utanma istersen otur ağla. biriktirme içinde işte. bir şekilde yeniden başlayamasan da kaldığın yerden devam edebildiğini görürsün elbet. ve unutma, duygularının farkında ol. onların seni ele geçirmesine her zaman fırsat verme. yoksa huzursuz ruhun battıkça batmak ister dibe.
  • başına gelmeyen birinin asla anlayamayacağı olaydır.
  • sabahin 5'inde uyanip yasamak icin bir neden bulamamak. insan ogrenmeye yatkinya, gun icinde ogrendigi seyleri yapip gunu anlamsiz bile olsa gecirebiliyor da, sabahin 5'inde karsisinda dikilen o koskoca anlamsizlikla nasil basedebilecegini bilemiyor iste.
  • hayattan bıkmak...siz çoktan bıkmışsınızdır hayattan ama o sizlen uğraşmaktan bıkmamıştır.en acıklı sahnelerde başrol oynatır size hayat.hep ağzınıza bir parmak bal çalar,herşey güzel gidecek diye düşünürsünüz rolünüze ısınırsınız,ne yapılması gerekiyorsa yaparsınız fakat oynadığınız bölümü görünce hayalkırıklığına ugrarsınız.siz içiniz parçalanarak o rolü oynamışsınızdır oysa.bir ödül istersiniz elinizde olmadan, çektiğiniz acıya karşılık bir nevi teselli beklersiniz.elinize geçen tek şey yaşadığınız hayalkırıklığı sayesinde edindiğiniz derstir:hayat tek kişilik bir gösteri değildir. daha acı olanı bu gösteride beraber oynadığınız rol arkadaşlarınıza güvenmemeniz gerektiğidir.hayattan o an bıkarsınız.yeteri kadar cesaretiniz varsa filmi bırakıp gidersiniz,yoksa kenara gecer yeni rolünüzü beklersiniz.bundan sonra oynayacağınız rollerdende edineceğiniz dersin "öğrendiklerini uygula" olacagını biliyorsunuzdur ne yazık ki....
  • bazen şu hayatın bir stand by tuşu olsa da ara sıra kapatsam diye düşüneme sebep olan ruh hali.***
  • dün ile bugün arasındaki farkın sıfıra yaklaşması, yarının da farklı olmayacağının anlaşılması sonucunda umudu ve isteği kaybetmek. zamanla oluşur sonra buna da alışılır.
  • aslında sevilmemekten kaynaklanır. gündelik yaşamın telaşı, geçim derdi eğer büyük sağlık problemleriniz yoksa göğüs gerilmeyecek güçlükler değildir. insan sevildiğinde güçlü hisseder, yalnız olmadığını anlar, kendisinden başkasını da umursamayı ve sorumluluk almayı öğrenir.

    kısacası problemin özü sevilmemek, birisi tarafından en kıymetli olmamaktır.
  • her birimiz evren dediğimiz bu yapbozun bir parçasıyız. sen ve ben bilinmeyen nedenlerden dolayı onun içinde var olabildik ve bu çarkın bir parçası hâline geldik. er ya da geç bilinen ya da bilinmeye nedenlerden dolayı hayatımız altüst olacak. her seferinde yaşamdan bıkacağız ve yine her seferinde bundan kaçınarak kendimizi kandıracağız. bugün hayatlarımızı yaşama şeklimiz bizden öncekilere göre yeni; sadece birkaç on yıl öncesine kadar her şey çok farklıydı. belki de aynıydı. kimsenin beklemediği, ruhsal rahatsızlıklarla dolu karanlık bir döneme girdik. birkaç örnek vermek gerekirse aşağıdaki sendromları düşünün:

    bilgi yorgunluğu sendromu

    mesleki tükenmişlik sendromu

    sınırda kişilik bozukluğu

    size, bu gibi durumlarda, dini inanacınınız yardım edeceğini söyleyenler olacak. yaşam koçluğu yapmaya soyunanlar olacak. hobi edinmeniz gerektiğine inandıranlar olacak. seyahat etmenizi isteyenler olacak…. hep tanıdık birileri sizinle aynı yoldan geçmiştir ve o birileri bu klişe yollarla mutlaka hayata dönmüşlerdir.

    gerçek şu ki, yarattığımız toplum bize giderek daha fazla boş zaman sağlıyor ve bunun sonucunda iki şey oluyor: o boş zamanın varlığını inkâr ederiz ve bu zamanı işgal etmek için varoluşumuz boyunca mantıksız tutumlara düşeriz: görevleri uzatmak, ne kadar meşgul olduğumuzu göstermek vb. böyle bir zamanın varlığını inkâr etmezsek sorun, düşünmek için çok fazla zamanımızın olmasıdır.

    fazladan düşünme zamanı kimsenin beklemediği bir şeydir ve bize bu kadar çok zihinsel sorun yaşatan da budur.
  • çok dğal bir duygudur. bir insanın gerçekten mutlu olabileceğine inanmıyorum zira. çok istediğin bir şeye sahip oluyosun mutlu hissettiriyo fakat zaman içinde buna alışmak gibi bi yapımız var. o yüzden mutlu insan yok mutlu anları olan insan var. sürekli mutlu an biriktirmeye çalışmak yorduğundan bunu farkedince de hayattan bıkıyosun. bıktım yeminle.
  • ne pis bir haleti ruhiyedir.
hesabın var mı? giriş yap