• geçen haftaydı; sanırım araba sokak köpeğine çarpmıştı öyle bir ses çıkarıyordu ki zavallı ben ve arkadaşımız ağlamak üzereydik aradık belediye vetenirleği sonra genç şık giyimli bir genç geldi ve köpeğe sarıldı şefkatle ona sarılmış teselli eder gibi köpek sustu ona bakıyordu, belediyenin aracı geldi genç onlara yardımcı oldu. gözlerimiz yaşardı. genç delikanlıya baktım ne güzel bir insansın sen dedim. abi can bu can demesi ağlattı. hayvan severler abartmıyor biz insanlığımızı yitiriyoruz.
  • son zamanlarda iyice ayyuka çıkmış gerçek. öncelikle söyleyeyim, troll de değilim cani de değilim. sadece kedi, köpek tüyüne karşı alerjisi olan, bu nedenle evde hayvan besleyen arkadaşlarına gidince nefesi daralan, burnu tıkanan ve öksürük nöbetine giren bir vatandaşım.

    5 yıl önce bornova'da aldığım eve ilk girdiğimde sokakta oynayan tatlı bir kedi vardı. çöpün kenarında artık yemekleri eşeleyip karnını doyurur, miskinlik yapardı. ben de uzaktan uzaktan severdim, görünce mutlu olurdum. sonra komşumuz onu beslemeye başladı, kedi yedikçe yedi, dana gibi bir şey oldu. yavaş yavaş çevredeki kediler de lan burada bedava yemek var diyerek gelmeye başladı o çöpün yanına. komşumuz daha çok yemek vermeye başladı onlara. 2 yıl içinde o kedilerden ikisi doğurdu. doğan yavru kedileri de şırıngayla besleye besleye büyüttü komşumuz. ve artık bu sene fark ettiğim kadarıyla onlardan da bir kaçı doğurmuş durumda ve şu an çöpün etrafında yaklaşık 9-10 kedi, yanlarındaki kutuda da ciyak ciyak ağlayan 5 adet yavru kedi var. ve her gün komşumuz bu kedileri beslemeye, sokakta çöpün yanında kilolarca yemek vermeye devam ediyor. artık yemekleri vererek başladığı bu serüvene, şimdi sadece kediler için büyük bir tencerede yemek yaparak devam ediyor. her şey iyi güzel de ablacım, nereye kadar sürecek bu? bire bir aynı tip yazlıkta da var. ama şimdilik orada 5 tane kedi oldu.

    yahu evimin önünde 10-15 tane kedi olsun istemiyorum, her kış arabaya binerken 5 dakika boyunca kedi kaçmış mıdır motora diye tedirgin olup arabamı tekmelemek istemiyorum ya da sokağa arabayla girerken lan buradan da bir kedi fırlar da kedi katili olur muyum diye düşünmek de istemiyorum. istemiyorum işte abi 15 tane kediyle beraber yaşamayı. madem bu kadar çok seviyorsun evinde bak kedilere, ya da git kedileri kısırlaştır ablacım? neden bu kadar insan içinde rahatsız olan vardır, ben kedi üretim çiftliği işimi bırakayım demiyorsun? şimdi aşağıya linç başlayacak. beğenmiyorsan siktir git vs diye bunu da biliyorum, ancak bu derdimi bir şekilde anlatmak istedim hepsi bu.

    büdüt: alerji kısmına çok takılan olmuş. arkadaşlar ben de biliyorum sokaktaki kedinin benim alerjimi tetiklemeyeceğini. sadece kendimi tanıtmak istedim yazının başında. konuyla hiç alakası yok yani, anlam bütünlüğü açısından bir aksaklık olduysa affola. bir de madem alerjin varsa tedavi ol diyip ege üniversitesini önerenler olmuş. kendilerine teşekkür ederim ama zaten ben tıp eğitimimi oradan aldım. ancak hiç kimse kedi okşayabilmek için immünoterapi gibi uzun ve pahalı bir tedaviyi almak zorunda değil. alerjen ile temastan kaçınmak ilk ve en etkili tedavi yöntemidir ki ben de onu yapıyorum, hayvan sahiplenip evimde bakmamak da benim için dünyanın sonu değil açıkçası. immünoterapi almak yerine hiç bulaşmamayı tercih ederim.
  • maaşının yarıdan fazlasını, zamanının da çok büyük çoğunluğunu sokak hayvanlarına ayıran biri olarak, maalesef katıldığım durumdur. insan açısından değil ama hayvanlar açısından bile bazen hayvanseverler bokunu çıkarıyor evet bu işin. tamam beslemek güzel ancak kedilerin bu kadar doğurtulması zaten gelecek kedi nesilleri için de iyi değil. o kedilere bakan ablaya bir şey olsa kimse o kedilere bakmaz ve birçok adaptasyon problemi yaşar hayvanlar. benim en çok düşündüğüm konu bu. bana bir şey olursa bu baktığım hayvanlara ne olacak diye düşünüyorum en çok. o yüzden de elime geçen bütün hayvanları imkanlarım ölçüsünde kısırlaştırıyorum. insanın da hayvanın da kontrollü üremesi gerektiğinden yanayım. sadece besleme yapmak hayvan refahını maalesef sağlamıyor. rahatsız olan insanlar olabilir, bu konuya bir şey diyemem. kendi hayatımda da çözüm getirmeye çalıştığım konu, rahatsız olan insanlar değil, hayvanların daha sağlıklı koşullarda yaşaması üzerine. önemli olan sayısını bile bilmediğin kadar çok hayvana bakmak değil, önemli olan aynı hayvana yıllarca bakabilmek. 5 tane bakarsın, doğurmazlar ama ömürleri boyunca bakarsın. doğan hayvanların sürekli üremesi, hali hazırda bulunan hayvanların da yaşam şansını düşürüyor sonuçta.
  • ne seveceğimi şaşırdım lan!

    şimdi hayvan seviyoruz ama bir otobüs de insan mı seviyoruz? insanı mı seviyoruz, otobüsü mü? hayvan sevmezsek insan mı sevmiş oluyoruz? kedileri besliyoruz, insan sevmiyoruz ama mahallede alerjisi olanları seviyoruz? net yazın abi neyi sevip sevmeyeceğimizi kafam karıştı gitti. gideyim çöpün kenarındaki insanları besleyeyim bari. otobüse de mazot doldurayım.

    ha götüreyim ben kısırlaştırayım demek haşa yok tabii. başkası yapsın.
  • polene alerjisi olan insanlar için de bütün doğayı katledelim diye arttırdığım önermedir. hadi bakalım.
  • kapının önünde 10-15 tane kedi istemiyorum diyorsun ama bu konuda ne yaptın ki? sevabına her ay birini kısırlaştır, sen de rahat et, kediler de rahat etsin. 2 ayda bir doğurmayınca eminim sana dua edeceklerdir.
  • artik iyiden iyiye can sikmaya baslayan durumdur.

    ben esas sunu anlamiyorum, asiri hayvan sevgisi neden bunca insanin icindeki fasist yonu bir anda ortaya cikariveriyor? bunun psikolojik bir temeli oldugunu dusunuyorum.

    eger hayvanlarla ilgili yanlis bilinen bir seyler varsa -mesela alerjik reaksiyonlar gibi- o zaman dogru duzgun, uslubuyla anlatin dostlar. hemen bu kadar agresiflesmenizin sebebi nedir ki?

    kendini hayvansever olarak tanimlayan siz -cunku biz hayvansever degiliz(!)-, istisnasiz hepiniz saniyesinde saldiriya geciyorsunuz. biraz sakin kalabilseniz de, ne dediginizi anlayabilsek; zira merak ediyoruz.
  • bugün 5+ çocuklu kişilere ''o kadar çok çocuk yapılır mı ne kadar çomarsınız ne kadar cahilsiniz, bu çocuklara kim bakacak, kim okutacak, okuyamazlarsa ya eşkiya olurlarsa? yazık o çocuklara'' diye laf yetiştirmekten geri kalmayan hesapta ''hayvansever'' olduğunu iddia edenler aynı hassasiyeti kedilere göstermiyor. kedilerin bu kadar çok üremesinin insan elinden kaynaklandığını kavrayamıyor. siz bu kafayla sadece ''ponçik, minnak'' diye adlandırdığınız bir canlıyı ''mıncıklama'' ihtiyacınızı gideriyorsunuz. halbuki zarar ve eziyetten başka bir şey yapmıyorsunuz.

    yazar haklıdır, sizin bu ''ponçiği mıncıklama'' ihtiyacınız yüzünden üreyen yavru kediler yollara fırlıyor, motorun içine giriyor,soğuktan, açlıktan hayatını kaybediyor. ama yok umrunuzda değil. sadece onlar tatlişko, minnak...
    siz hayvansever falan değilsiniz, siz ruh hastasısınız.
  • veteriner bir arkadaşımın söylediğine göre bazen insanlara saldıran köpekleri hayvanseverlerden dolayı toplayamıyoruz demişti. bir hayvansever internete yazıp duyar kasıyor o başka köpektir bu değildir falan diye sonra hem veterinerlerin başı ağrıyor hem de cani ilan ediliyorlar.
  • bu şekilde düşüneceğim aklıma gelmezdi ama bazı kişiler açısından gerçekten öyle.

    evde ayı gibi bir sokak köpeği besliyorum. travmaları geçsin diye onlarca emek ve para harcadım. diğer iki kedim de sokaktan. ailedeki herkesin engelli hayvanları var. hayvanseverliğimi sorgulatmam. bugün 3 tane sokak köpeği deli gibi köpeğe doğru havlayarak gelirken köpekleri ses ve komutla bertaraf ettiğim için moda’da bir kadın tarafından dakikalarca azarlandım. sosyalleşmeye geleceklerdi bahanesi ile (köpekler sosyaleşmeye havlayarak gelmez, kuyruk sallayarak gelir) köpekleri köpeğimden uzaklaştırdığım için (dövmedim, vurmadım vs) türlü laf işittim. köpek nedir, psikolojileri nasıl işler, dış etkiler bu hayvanları ne derece etkiler hiç öğrenemeden sırf köpeğimi korku içerisinde o kadının köpeklerinin ruh hallerine bırakmadığım için hakaret işittim.

    onlarca yüzlerce hayvan geçti elimden, onlarca sokak hayvanı besledim bugüne kadar ve kimse kusura bakmasın; kimsenin yüzüne bakmadığı at kadar köpek düzelsin diye emek, para, zaman ve dahi hayatımdan feragat ettim ama yok. hiçbir manası yok. o an orada, o köpekleri besleyen kadının egosuna yenilmeli ve kabullenmeliyim, gerekirse köpeğimi parçalatmalıyım, gerekirse hayvan korkudan çıldırmalı ama haşaa huzurdan öte hayvansever ablaların köpeklerine bir yürü git diyemem.

    birkaç benzer tecrübe ile karşılaşırsam “iyi niyetim” kalmayacak çünkü ben de sahip olduklarımı korumak zorundayım. köpeğimi binbir zorlukla düzelttim ve tekrar onun fiziksel ve dahi zihinsel zorluklar yaşanmasına izin veremem. sırf bu zihniyette insanlar yüzünden hem eski evimin olduğu şişli’de, hem şimdiki evimin olduğu kadıköy’de bir tanesine bile mama desteği yapmıyorum. anadolu’nun çeşitli yerlerinde ormanlara atılmış köpekleri besleyenlere yardımımı yaparım.

    insana olan nefreti kanale yöntemi değildir hayvan sevmek. en iyisi benim ve ben rahatça yaşayacağım demek de medeniyet değil. ben birkaç köpek bana doğru koşup köpeğe hamle ederken “sadece köpekleri sesle uzaklaştırdım” diye hakaret duyacaksam ben sizden değilim. kanun, mevzuat çerçevesinde o gariban hayvanlarla değil ama sizinle mücadele ederim ve artık edeceğim. valla kimisi deli görmediğinden kendini deli sanıyor onu anladım.

    elim ayağım korkudan atmış, benim ayı gibi köpeğim korkudan kuyruğunu arasına almış ve korkudan neredeyse çişini yapacak; bu esnada köpekleri uzaklaştırdım diye (profesyonel birinden öğrendiğim basit bir iki komutla yaptım bunu ayrıca) ; ne orospuluğum, ne aptallığım, ne caniliğim kaldı. öyle iki kilo adi mamayı önlerine koymakla olmuyor bu iş tam olarak. evde king charlesları besle, sokakta garibanlara 2-3 mama at; evimde o sokaktakilerin tıpatıpına yuva açmış bana orospu diye bağır.

    toloremin son raddesindeyim ve hayvan hakları konusunda okumadığım kanun, yönetmelik, karar neredeyse yok. bundan sonra sokaktaki gariban hayvanlara hiçbir zarar vermeden, onları ego tatmini için besleyen ve bu nedenle hayatımı zorlaştıran herkesle savaşacağım. siz kadıköy, bostancı, nişantaşı, beylikdüzü, şişli, beşiktaş derken deli görmemişsiniz de kendinizi deli bellemişsiniz. ona buna ego tatmini yaparak mutsuz hayatlarınızın mutsuzluğunu başkalarına sıçratmaya çalışıyorsunuz ve buna hayvanları alet ediyorsunuz. hadi oradan.
hesabın var mı? giriş yap