• aziz nesin in 1992 yılında yayımlanmış bir kitabı. hazreti dangalak-taşlamalar diye de bilinir.
  • https://www.youtube.com/watch?v=s5gk-0dpsui

    dinleyin, dinletin, ezberleyin, ezberletin efendim. ezberletin ki başka dangalaklar hazreti olmasınlar.
  • gün itibariyle genco erkal'ın dramatize edip youtube kanalından yayınladığı aziz nesin'in memleket sınırlarında hiç eskimeyen öyküsü. karantina günlerinde onca sanatçının yapamadığını yapıyor koca çınar; üretiyor ve seyircisiyle buluşuyor.

    https://youtu.be/woysabutyxc
  • sultan palamut’un saltanatında
    inim inim inlerken halk zorbalığın altında
    sultan palamut tahtında
    astığı astık
    kestiği kestik
    öttürdüğü düdük
    dediği dedik...

    o zamanlar bir de ozan vardı
    başı her zaman dik
    ne ezilir büzülürdü
    ne eğilir bükülürdü..
    zorbanın karşısında dimdik!

    sultan palamut ‘ un bir huyu vardı
    “huyunu sevsinler”
    dik olan olan herşeye
    nedense düşmandı
    bütün dikleri, dikilenleri ve diklenenleri
    hizaya sokup yamyassı etti
    yassıkadayıfına döndü memleket..
    “ha bereket, ha bereket!..”

    bir tek kişi kaldı ülkede zorbalığa diklenen
    o dikbaşlı ozan
    ne baş eğiyor, ne bel kırıyor
    ne köçek gibi kırıtıyor
    ne boyun büküyor
    ne de girsin diye göze
    sultan palamut’a diller döküyor

    sultan palamut tilki mi tilki
    ozan’a başeğdiremez mi sanki...
    konuk diye çağırdı sarayına
    ozanı tavlamak için
    ama ozan tınmadı

    ne tuzaklar kurdu, ne tuzaklar...
    ozan’ı avlamak için
    ama ozan zokaları yutmadı
    sonra başladı türlü baskılar:
    sorgular, yargılar, sürgünler, zindanlar filan...
    ama ozan bunları da takmadı
    öyle kızdı ki sultan palamut
    yerde kara toprak, gökte kara bulut...

    hop oturup hop kalkarak
    haykırdı avaz avaz:
    “bu millete iyilik yaramaz!
    nankörler!
    adam etmek için sizi
    nerde yeşerse bir umut
    tankla, panzerle bastırmadım mı?
    başkaldıranları beslemektense
    hepsini gencecik astırmadım mı?
    hepinizi sokup bir kalıba
    dümdüz etmedim mi?
    vatan sathını dikensiz gül bahçesi
    ve dikenli tel tarlası yapmak için
    korku fırtınaları estirmedim mi?

    öyleyse düğmelerinizi ilikleyin!
    ve beni iyi dinleyin!
    bulmalısınız ki öyle bir teknik...”

    ve sonra aklına bir plan geldi yepyeni
    çağırıp yok üniversitelerinden pürefüsürlerini
    onlara şöyle bir zılgıt verdi:
    “ önce düğmelerinizi ilikleyin,
    açın kulağınızı, beni iyi dinleyin!
    bulmalısınız ki öyle bir teknik
    o dik başlı ozan
    sonunda düşmeli yenik
    huzuruma girerken başını eğmeli
    işte böyle sizler gibi
    o kopası başı yere değmeli
    bu görev hepinizin
    hepinize kırk gün kırk gece izin
    yiyin, için, herşey sizin!
    ister yatın, ister gezin!..
    yeter ki huzuruma girerken
    o ozan’ a başeğdirin!
    yada o dik başı ezin!”

    pürefüsürler yan gelip yattılar ama bilimsel
    devirip küfeyi uyudular ama bilimsel...
    dinlendiler kırk gün kırk gece
    ama bilimsel...
    dinlenmekten yorulunca
    vur patlasın, çal oynasın
    başlıyordu eğlence
    ayranları yoktu içmeye
    mersedesle gittiler mcdonald’ı yemeye
    bol bol kakakola, pepsikola içmeye

    sonunda prefüsürlerden beşon dalyaprak
    usa marka modern teknolojiden yararlanarak
    buldular ozan’a başeğdirmenin yöntemini
    sultan palamut sarayının kabul salonunda
    tahtında oturacak
    salonun kapısı öyle alçak, öyle alçak
    öyle alçak yapılacak
    ozan kapıdan girmek için
    iki büklüm olup
    başını eğmek zorunda kalacak
    böylece sultan palamut’ un
    huzurunda alçalacak

    pürefüsürler buluşlarını bildirince
    sultan palamut boğuldu sevince
    sultan palamut’ un tahtını daha da yükselttiler
    tahtı yüksek mi yüksek
    bir kapı yaptılar salona alçak mı alçak
    ozan bu kapıdan sokulacak
    eğerek başını iki büklüm
    onuru kırılıp süklümpüklüm
    alçaldıkça alçalacak

    iki silahlı asker aldılar araya
    ozan’ ı tutuklayıp getirdiler saraya..
    ozan görünce kapısını salonun
    anlayıp amacını o’ nun
    arkasını kapıya dönerek eğildi
    kapıdan öyle girdi
    sultan palamut’ un ilk gördüğü
    ozan’ın kıçıydı, başı değildi
    sultan palamut’ un beti benzi uçmuştu

    kıçıyla girince salona ozan
    kaldırıp dik başını konuştu:
    “kıçımla verdimse reverans
    bağışlayınız ekselans!...
    çünkü bir hazret-i dangalak
    zorla geçmişse başa
    onu kıçıyla selamlamak düşer
    her onurlu yurttaşa.”
  • aziz nesin'in kenan evren için yazdığı söylenen taşlamasıdır.
  • (bkz: malum şahıs)
  • ne güzel yazmış aziz amca, ne güzel anlatmış genco baba...

    https://www.youtube.com/watch?v=woysabutyxc
hesabın var mı? giriş yap