• bok yesili renginde olani da vardi, hendrix'i bile muzikten sogutabilecek bir aletti.
  • türkiyenin biricik flut markası. müzik derslerindeki yegane can yoldaşımız. arkadaşlarımın elinde çoğu zaman kılıç kisvesine bürünen enstrüman. [benimki krem bir yamaha olduğundan hiç bi zaman tokuşturamadım oraya buraya] (bkz: sözlükçülerin aslında demek istedikleri)

    renk çeşitliliği üst boyuttaydı bu markada. hemen her renk flütü bulabilirdiniz. çingene yeşilinden,uçuk pembeye kadar. aslında düşününce genelde hep feminen renkler varmış diyor insan.şahsen siyah ya da şöle gri bir helvacıoğlu gördüğümü hatırlamıyorum.
    ses kalitesi konusunda bi standart ı yoktu bu markanın. şansınıza nasıl çıkarsa. mesela daha sonra kardeşime aldığımız sütlü kahve renkli helvacıoğlunda bir kaval havası yakalamıştım ben.böyle bi buğulu çıkardı hep sesi,türkülere güzel giderdi. (bkz: bu da böyle bir anım işte)
  • yurdum gençlerinin hemen hepsinin özellikle ilköğretim yıllarında elinden geçmiş blok flütlerin markası. ne yazık ki bir oktavın yanına ince reyi katıp, bonus olarak da si bemol ve fa diyesi koyan müzik dersi, repertuarı sınırlı tutmuştur. çalışılırsa süper baba çıkartılabilir.
  • 5 yaşında falanken içine tebeşir soktuğumu, akabinde "niye ötmüyo lan bu" dediğimi hatırlıyorum. hastalıklıymışım.
  • sayko oburlara, isminden dolayı durup durup ağızlığını ısırtabilen bir blokaj flüt markasıdır.
  • yamaha flütlerden daha ucuz olan flüt markasıydı. her sınıfta, helvacıoğlu değil de yamaha flütü olan birkaç cins çıkardı, bu o çocuklarla aramızda sınıfsal bir uçurum yaratırdı. onlar havalıydı zengindi, ben değildim.
    benim iğrenç turuncumsu kiremit rengi helvacıoğlum vardı 91 model berbat klasik tiz sesli...hiç yamaha flütüm olmadı benim...umarsız çocukluğum sade renkli tok sesli yamahalara bakıp ağlamakla geçti*.
  • 80li yıllarda doğmuş çocukların büyük bir kısmı tarafından kullanılan kaliteli olarak adlandırılabilecek flüt markası.. temizleme çubuğu olurdu bunların.. bir de kılıfı.. üç parçadan oluşan flütün üstteki iki kısmı birbirine sıkı sıkıya girerdi, en alttaki parça ise devamlı düşerdi.. kağıt vs sıkıştırarak bu sorun halledilir lakin bir süre sonra tekrar çıkarmaya üşenildiğinden en baştaki kısım tükürükle dolup ses vermezdi.. kırıldığını görmediğim flüttür ayrıca.. ama bu bizim kendisine olan saygımızdan kaynaklanabilir..
  • tenefüslerde ve ingilizce derslerinde yapılan skeçlerde kılıç olarak kullanılırdı.
  • biraz dandirik olduğundan parçaları arasına kağıt sıkıştırılarak bütünlüğü sağlanan flüt, markası...

    bir de bunun yanında temizleme çubuğu olur, çubuğun ucuna çaput bağlanarak tükürük ve toz karışımından mamul pislik temizlenirdi. zannedersem hammaddesi plastik olduğundan doğada ve bizim evde yok olmamış, gelecek kuşakların kendisini çalabileceği ümidi ile varlığını devam ettirmektedir.
hesabın var mı? giriş yap