• hugo bahçede klasik gitarını çalarken, henry miller'ın bahçenin biraz ötesinde anais nin'i klasik gitar misali çaldığı filmdir.
  • "i feel innocent" diyip durur bu filmin karakterleri.. ama özellikle anais nin der.. heil hitler heil hitler ünlemelerini duyar duymaz radyoyu kapar ve şakımaya başlar henry miller.. karakterlerin neden innocence* için yakardıklarını, innocence ı kovalayıp durduklarını ve hatta lolita ile nabokov a yöneltilen saçma sapan eleştirilerin yanıtını bu film verir niteliktedir.. dönemin parisinde inadına eğlence, inadına festival, inadına şenlik der ahali yanıbaşlarındaki faşizm tehlikesini duymak-görmek-bilmek istemeyerek .. ve dönemin parisi o kadar sanatla doludur ki, kaufman ve sanat yönetmeni o kadar güzel yansıtmışlar ki, kadraja her an breton un, bunuel in, man ray in* girebileceğini düşünürsünz.. endülüs köpeği de vardır zaten bu filmde.. filme kin kusanlara domates atanlara sapıkça diyenlere yanıt veren (fuck you jack) anais nin de eşlik eder o sahneye henry miller eşi ian hugo ve osbond* ile beraber ..
    uma thurman sabina* yı hatırlatır ve hatta özdeşleşir bu filmde.. tutku dolu ama ne istediğini bilemeyen-özgür kadın rolünde.. öğrenci festivali de vardır 40 sene sonra olacak olan olaylara atıfta bulunurcasına.. parisin sanatsal ve seksüel acıdan zamanının çok çok ötesinde olduğunu portrelemiş kaufman, mekan ın karakterleri doğurduğunu söylemiş (binaların yüzlere yansıması,festival alanında kaybolmak vs).. anais nin ve henry miller ın karmaşık ne istediğini bilemeyen ve tatminsiz kişilikleri dönemin paris inin (renkli, kozmopolit, karmaşık, neşeli ve dünyadışı sanki) değerli ürünleri sadece ..
    karşımıza sürekli çıkan sihirbazlar da parisin bu anlaşılmaz halinin sadece bi yanılsamadan ibaret olduğunu, herşeyin bi anda değişebileceğini söylüyordu sanki..

    ıvır zıvır bilgiler dahilinde;

    anais nin günlüktekilerin ancak hikayede adı gecen herkes öldükten sonra kullanılmasını vasiyet etmiş o yüzden bu kadar gecikmiş bu filmin yapımı, en son kocası hugo ölmüş seksenlerde..
    senaryo philip kaufman ın eşi, rose kaufman , yapımcısıysa yine kaufmanların oğlu peter kaufman mış.. 15 haftada çekilmiş, 89 un ocağında mı ne başlamışlar ..
    paris sokakları kullanılmış genelede, ama festival sahneleri falan parisin taşrasındaki bi stüdyoda çekilmiş .. anais nin in günlükleri ve henry miller ın otobiyografik romanı (tropic of capricorn) filmin başlıca kaynakları ..
    erotic masterpiece demiş bi eleştimen bunun için dvd kapağında yazıyo.. doğru demiş bence..
    film daha kısa olabilirmiş sanki, bazı zorlama gibi görünen sahneler de var .. zaten en iyi filmi de değil bu film philip kaufman ın.. unbearable lighhtness of being var , right stuff ve quills var .. var yani..
  • iç çamaşırları ile naylon çorapları arasındaki kontrasta kendilerini bulmaya çalışan kadınların hikayesi. uma thurman'ın en güzel göründüğü film. yazarların "deneyim" açlıklarını çok iyi anlatıyor. deneyim kazansınlar ki yazacak malzeme çıksın. bu arayışta gözardı edilen ve harcanan kişi, o yazarı seven kadın ya da adam oluyor.

    june, henry miller'a "tüm güzellikleri çirkinleştiriyorsun. güzellik senin için bir şaka." der. adeta kocasını özetlemişir.

    filmde henry miller'ın yakın arkadaşı fotoğrafçı brassai'yi ünlü karelerini çekerken görmek mümkün.
  • bir şehvet senfonisi (tanıma gel). çalın ya da dinleyin (dileğe git).

    "her şeyi söyleyebilmek ama yine de beni affedeceğini bilmek istiyorum".
  • henry miller hayranı bir okuyucu olarak beğendiğim filmdir. hollywood yapımı olmasına rağmen yönetmen kaufman'ın özenli sinematografisi ve atmosfer yaratmadaki becerisi sayesinde yer yer sofistike, kışkırtıcı ve seksi bir film olmayı başarmıştır. özellikle anaïs nin rolündeki maria de medeiros entersan ama kışkırtıcı görüntüsü, june miller rolündeki uma thurman'nın soğuk, gizemli, depresif sarışın güzellemesi ve iki kadın arasında yaratılan cinsel gerilimle oldukça kaliteli bir yapımdır.

    ikincil rollerin usta aktörlerinden fred ward belki de kariyerinin en önemli rolünde sınıfı geçiyor elbet.

    bir sanatçının yaşam öyküsünden kesitler görmek isteyen herkesin izlemesi gereken filmlerden henry ve june.
  • son derece vasat bir film. miller'ı ve anäis nin'i onlarla sevişircesine okumuş ve hep de okuyacak biri olarak söylüyorum ki; bu yazarların kitaplarının, edebiyatlarının ve mektuplaşmalarının gücü, tadı, hissiyatı, derinliği ve zekâsı yanında bu film son derece bayık, renksiz, ölü ve silik.

    ancak ille de methedecek birkaç şey söylemem gerekirse; anäis nin'i canlandıran nisan devrimi'nin yönetmeni ve âşık oldugum kadınlar listesinin başlarındaki oyuncu maria de medeiros zarafet ve tip olarak nin'e epey benzemiş. paris gerek sokak sahneleri olsun gerekse dönemin dekor ve kostümleri olarak iyi betimlenmiş.

    filmdeki en büyük eksiklik; zekâ ve edebiyat. hele miller'ın karısı june karakteri çok ama çok kötü canlandırılmış. ve tüm bu bayağılıklar erotizmle, seksle kapatılmaya çalışılmış. benim için fazla beklentiye girmemiş olduğum halde hayal kırıklığıydı. izledikten sonra 15 dakika bile beynimde yer etmedi. sadece henry'nin o muazzam kitaplarını ve ikilinin zekâ dolu, nefis mektuplaşmalarını anımsadım ve özledim.
  • eğer henry miller seven biriyseniz asla izlemeyin. soğursunuz. henry miller hayranı değilseniz de izlemeyin. bir film bu kadar kötü olabilir. filmin zaten henry miller ile alakası da yok. niye çektiniz lan bu filmi?
  • günümüzde artık pek bulunamayan kıvamda iyi bir film.

    https://www.imdb.com/title/tt0099762/

    https://en.wikipedia.org/wiki/henry_&_june
  • bastırılan duyguların keşfi....ne yaparsa yapsın kendini masum hisseden tutkulu kadınlar. tuhaf güzelliği ile bir adet maria de medeiros** ve aklımı başımdan alan bir adet uma thurman.
  • öncelikle film hakkında bi sürü gerçek ifşa edeceğim ama kimse buların hepsi birer spoiler diye ispiyonlamaya kalkmasın, bunların hepsi filmden önce de bilinen gerçekler(miş). kırmayayım kafanızı.
    efendim film, henry miller ve karısı june'un aşk dolu evliliklerini, henry miller ve anais nin'in tutku dolu aşklarını, anais nin ve kocası hugo'nun sevgi dolu evliliklerini ve inanmayacaksınız ama anais nin ve henry miller'ın karısı june'un sevgi, tutku ve aşk dolu ilişkilerini anlatan, biraz karışık bir eser.
    film bir ara anais nin'in ortak payda oldugu, çeşitli sevişmeler resmi geçidi haline gelse de, kapanışta anais nin'in söyledikleri gerçekten etkileyici. büyük aşk yaşamış meğer bu arkadaşlar. (hep birlikte)
    ayrıca henry miller, anais nin olmasaymış yengeç dönencesi isimli kitabını ya hiç basamayacakmış ya da ekvator şarkısı gibi baştan kaybedecek bir isimle çıkaracakmış. allah kurtarmış.
    anais nin'in söylediklerine gelince, hatırladıgım kadarıyla:
    "o sabah ağladım.
    ağladım, çünkü beni henry'den ayıran yollar, beni ona tekrar götürecekti.
    ağladım, çünkü kadın olmamı sağlayan süreç, çok acılıydı.
    ağladım, çünkü bundan sonra daha az ağlayacaktım.
    ağladım, çünkü acımım kaybediyordum ve onu hala unutamamıştım."
hesabın var mı? giriş yap