• bir ateist olarak hic aklima gelmemis olan sorudur.

    nasil ki bir musluman'in aklina
    "ulan ya apollon varsa"
    "ulan ya thor gercekse"
    "ulan ya ulu cuvcuv dini en degismemis en dogru din ise" sorulari gelmiyorsa

    bir ateistin aklina da bu soru gelmez.
  • her dincinin ateist karşısında içinden geçirdiği ''ulan ya gerçekten de yoksa?'' sorusunun karşısındakine yansıtılmış halidir.
  • bak yine tanrı sorgulamasını kurnazca bilimden ayırarak felsefe atmışlar. bilimde hipotez oluşturmayı önce bir anlamak lazım. bu durumda sınayacağımız temel hipotezimiz "tanrı vardır" değildir. temel hipotez "tanrı yoktur" üzerine kurulur, bilim bunu gerektirir. tersi durum o kadar saçma ki sistemi felç etmekten başka bir işe yaramaz. örneğin temel hipotezin "ejderhalar vardır" olduğunu varsayalım, bilim bunun tersini ispatlamaya mı çalışacak? ya da yokluğuna dair bir kanıt yok o zaman vardır mı diyecek ya da daha da salakçası bu beni siklemez bu konu tamamen felsefik bi sorudur deyip işin içinden mi çıkacak? hayır efendim, temel hipotez 'ejderhalar yoktur'dur. bunun tersini iddia ediyorsanız tüm kanıtlarınızı toplar alternatif hipotezinizi de oluşturarak bunun karşısına çıkarsınız. alternatif hipotez kendini ispat ederse temel hipotez olur.

    'tanrı vardır' diye temel hipotez yoktur. dolayısıyla tanrı var mıdır? sorusunu bilim 'yoktur' diye cevaplar günümüz itibari ile. ha diyorsanız benim elimde müthiş nesnel kanıtlar var; buyrun meydan sizin. öyle hipotezi tersten kurup saçmalamak kolay.
  • varsa da var. ne yapalım? canımızı alacak değil ya. *

    şaka bir yana. alnımız açık hiç değilse, yalan söyleyip aldatmıyoruz. menfaat uğruna inanmıyoruz

    işin asıl komik tarafı bu soru, kendi dinini hiç sorulamamış insanlar tarafından ateistlere soruluyor genelde. peki ya başka bir din doğruysa? ya var olan bir yaratıcı kuranda yazan yaratıcı değilse? önce sen bir sorgula bakalım. sonra tartışırız yine.
  • - bu kadar çelişki varken hala nasıl gözü kapalı inanabiliyorlar?

    - kutsal kitapların her birinde yazan masallar 3000 yıllık mezopotamya masallarında birebir geçmekteyken, bunları nasıl tanrının sözü olarak kabul edebiliyorlar?

    - bugün nefes alsak bile kaydedilirken ve buna rağmen çarpıtılırken 1500 yıllık, 2000 yıllık, 2500 yıllık kutsal kitapların bozulmadığını nasıl varsayabiliyorlar?

    - mutlak güçlü olduğu iddia edilen tanrının yönetimindeki dünyanın günden güne kötüye gittiği alenen ortada olduğu halde bir tanrının varlığını nasıl savunabiliyorlar?

    - din denen şeyin yalnızca coğrafi bir kültür ortada olduğu halde neden herkes dinini çarpıştırıyor? "hayır senin dinin kötü ve bozulmuş, benimki ise iyi ve korunmuş."
  • "evde bira var mıydı lan ?"
  • "ocağın altını kapattım mı?"

    eminim hepimizin aklına en az bir kere gelmiştir.
hesabın var mı? giriş yap