her dem yeni
-
yeni türkü'nün 1996 çıkışlı toplama albümü... best of yerine her dem denmesinden tutun da, kapak tasarımına, parça seçimine kadar herşey harikadır... kasetde 18 parça varken cd'de 20 parça vardır... gördüğüm en güzel kapak tasarımına sahiptir bu albüm... tek kusuru dönmek'in bu albümde yer almamasıdır... albümde şu parçalar bulunur:
1- aşk yeniden
2- yağmurun elleri
3- olmasa mektubun
4- telli telli
5- yeşilmişik
6- destina
7- bana bir masal anlat baba
8- maskeli balo
9- karanfil
10- rüzgar
11- çember
12- fırtına
13- yedikule
14- günebakan
15- istersen hiç başlamasın
16- başka türlü bir şey
17- vira vira
18- resim
19- açelya
20- bahar şarkısı -
ortaokulun ilk senesinde serviste dinleye dinleye satın alma kararı verdiğim, on bin milyon kere walkman ve kaset çalarımda dinlediğim, "yeni teknolojiden ötürü kasetlerden kurtulma" projem kapsamında çöpü boylayan, ama bu esnada bana en sağlamından vicdan azabı çektiren yeni türkü albümü. bi yerden cd versiyonunu bulmalıyım diyorum şu anda.
-
tumuyle harika olmasina karsin donmek ve sonbahardan cizgiler'in yoklugu fazlasiyla hissedilir bu albumde..
-
telli telli ve istersen hiç başlamasın'ın yeni yorumlarını içeren, günebakan'ın da vokal kayıtlarının yeniden yapıldığı yeni türkü albümü. sonrasında yeni türkünün dağıldığı albümdür.
-
yeni türkünün 11. albümü.. bir "best of" tur..
-
günlerdir beni ele geçiren albüm. sanki dün çıktı, yayınlandığını gördüm ve düştüm peşine, dinledikçe inanamadım ne kadar iyi bir albüm dinlediğime. sanki bin yaşındayım..
bazen durduk yere içimden şarkıya giriş yapan derya köroğlu'lar geçiyor sözlük.
'pembe yeşil güzelim açelya,
yakışır o başka yarınlara..'
hani yeni türkü şarkılarında hiçbir şeye benzemeyen bir şey vardır, bir çeşit mevsim gibi, rüzgârıyla, sıcağıyla ele geçirir her şeyi, gözündeki lense -belki sepya- bir filtre atar adeta.
öyle oluyor deryacığım köroğlu şarkıya giriş yapınca. içimde seslendiği mikrofon nefes borum sanki benim, sesi duvarlarında çınlıyor, buhar yapıyor ve damlıyor bir yere.
hiç su sızdırmıyorum dışarı, ama damla damla dökülen bir şey var içime, anlatması güç bir his.
günlerdir işte, açelya'yla söze giren deryacığım köroğlu hiç susmuyor içimde sözlük. önce sürekli açelya söyledi, durmamacasına, doymamacasına açelya. sonra nasıl olduysa loop'u bozuldu spotify şeysinin, karışık modda albümü söyledi söyledi söyledi, söyleyip durdu diyemiyorum sözlük, durmadı.
durmuyor.
bak bugün mesela sürekli
'o kadar sevdim ki resmini
işte bugün konuştu benle' diye başlıyor da başlıyor. ne oluyorsa yakalayamıyorum o başladıktan sonraki kısmı, bir bakıyorum tekrar başlamış. bir şey de başlatıyor içimde ama ne, adını koyamıyorum.
sanki dün çıktı albüm.
sanki bin yaşındayım.. -
-
cocukluktan bu güne kasetteki sarkilardan aldigim haz hemen hic degismedi. eve geldigim zaman birkac* sarkiyi önceden de atlardim, simdi de atliyorum onlari. bazen ergenligi hic yasanmamis sayiyorum. kücükken dinlediklerim, hepsi muhtesemler.
ayrica en güzel türkce yol albümü diyebilir miyiz? oyum her dem yeni ye! -
yanlış hatırlamıyorsam bunun kaset versiyonunda bahar şarkısı mevcut değil.
(bkz: yeni türkü/@resneli geyik) -
içine deliler ve göç yolları da konulabilirmiş kanımca.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap