her halükarda
-
-
(bkz: bi şekilde)
-
(bkz: halükar)
-
(bkz: öyle ya da böyle)
-
izmirli müzik grubu.
"her hâlükârda, değişik müzik geçmişlerine sahip, tembellik ya da iş yoğunluğu gibi muhtelif sebeplerle prova yapma fikrine sıcak bakmayan bir grup genç irisi (bf'nin notu:yaça da iri) izmirli müzisyen tarafından kuruldu. 'kararlaştırılmamış' doğaçlama bir müzik üreten, dolayısı ile bir çaldığını bir daha çal(a)mayan grup, perşembe günleri hayalbaz bar'da (alsancak) sahne almaktadır."
http://profile.myspace.com/…file&friendid=428507417 -
evleviyetle,binaenaleyh etkisi yaratan.
-
<<"her hâl ü kâr" farsça kuralla oluşturulmuş bir isim tamlaması değil. bu nedenle de tamlama işareti olarak kullanılan kısa çizginin (-) burada yeri yok. aradaki "ü" harfi ise bir ismin belirtme durumu eki ya da üçüncü kişi iyelik eki değil. "ve" anlamına gelen bir bağ edatı, bir bağlaç. eski adıyla "atıf vavı".
böylece doğru imlâ, ya bitişik olarak "her hâlükârda" ya da ayrı olarak "her hâl ü kârda" biçiminde.
bu vesile ile, ilk "a"nın uzun, ikinci "a"nın ise ince olduğunu bir kez daha anımsatalım.>>
aydın sami güneyçal
"türkçenin şikayeti var"
http://www.kongar.org/…lukarda_nasil_yazilirmis.php -
yerini her halde'ye bırakmıştır. evrimleşen dilimiz, her halde gibi kati bir netlik içeren bu güzide hedemizi alıp soru öbeği içine meze yapmıştır.
tdk -
"her halükarda sana sürpriz yapmayacağım ama gelirsem perşembeye de kalmam. eğer gelirsem sana pnömatik postayla mektup yollayacağım -senden başka kimseyi görmeyeceğime eminim- ama salı gününden önce olmaz." franz kafka - briefe an milena
(bkz: illa ki)
(bkz: behemehal)
(bkz: mutlaka)
(bkz: kaçarı yok)
(bkz: her durumda), ne olursa olsun -
her hâl ve kârda.