her neyse
-
redd'in yeni albümü ile gelen 21 güzellikten sadece biri.içimde prensesin uykusuyum ve senden sonra'nın yaşadığı odanın yeni sakini.
biraz gevşetebilsem göğüs kafesimi
dokunup durdurabilsem attığın yeri
boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
dakika başı bir of içimden hiç eksik olmuyor
her neyse işte özledim seni o kadar
boş düşünce balonu başımın tam üstünde
bir şey yazmaz oldu senden sonra içinde
boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
koşmak istesem de sana hayat beni geri çekiyor
her neyse işte özledim seni o kadar
bir şiir olamadım kafiyene uyamadım
sen kaçtın ben kelime bulup seni tutamadım
boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
dakika başı bir of içimden hiç eksik olmuyor
her neyse işte özledim seni
her neyse işte böylesi hayat nereye kadar -
bir özdemir asaf şiirinin son dizesi. başlı başına bir aşk ilanı.
türkiye’de istanbul ne ise,
istanbul’da gece ne ise,
gecede yürümek ne ise,
yürürken düşünmek ne ise,
seni unutmamacasına düşünmek ne ise,
unutmamanın anlamı ne ise,
seni sevmek ne ise,
saklayayım, yok söyleyeyim derken
birden aşka düşmek ne ise,
her neyse... -
herkesin vardır ömürde biri.
kaç yaşında buldun ve kaybettin bilinmez amına koyim.
bir şey yazmaz olur ondan sonra içinde, boşalttığı yere ne koyarsan koy dolmaz, ondan sonra gevşetemezsin göğüs kafesini, dokunup durduramazsın onun attığı yeri, koşmak istesen de ona, hayat seni geri çeker.. bir şiir olamazsın, kafiyesine uyamazsın, o kaçar, sen kelime bulup onu tutamazsın, dakika başı bir of içinden hiç eksik olmaz. boş düşünce balonu başının tam üstüne, bir şey yazmaz olur ondan sonra içinde..
her neyse işte özlersin onu, o kadar..
her neyse işte böylesi hayat nereye kadar.. di mi?..
dinlemeyin bu şarkıyı. insanın kendini sabote etmesi için başka da bir şeye gerek yoktur. böyle naif, böyle deşen bir redd şarkısı.. -
"biraz gevşetebilsem göğüs kafesimi
dokunup durdurabilsem attığın yeri"
nefes almak bu kadar zor muydu önceden? insanın kalbi kendine fazla gelir miymiş?
"boş düşünce balonu başımın üstünde
bir şey yazmaz oldu senden sonra içinde"
senden sonra her şey boş, her şey anlamsız. düşünce balonum boş olsa ne olur sanki?
"bir şiir olamadım, kafiyene uyamadım
sen kaçtın ben kelime bulup seni tutamadım"
kaçan bendim, kaçması gereken..
"boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
koşmak istesem de sana hayat beni geri çekiyor"
doldurmaya çalışmadım yerini. beyhude çabaların bizi daha fazla yormasına izin vermedim..
"her neyse işte özledim seni
her neyse işte böylesi hayat nereye kadar"
attığın yerin durmasını bekliyorum şimdi. nereye kadar gidecek bilmiyorum.
her neyse işte özledim seni, çok.. -
''her neyse işte özledim seni o kadar''
her neyse
kendinden önceki tüm cümleleri, nedenleri, bahaneleri, olumsuzlukları, kırgınlıkları, aldanmışlıkları, yanılgıları, yıkıntıları... her birini anlamsız kılan, yeni açılan bir sayfanın davet parolası..
her neyse -
-
göz yaşlarına acı veren şarkı.
"ve ben artık seninle yapamıyorum..." . anlamsızlığı gözlere taşır. göze nefes gelmiş gibi buğulandırır. buğu duramayacaktır...
"sen de mi
ben de mi
her neyse her kimdeyse neyse
bilemiyorum..."
bilememenin, acının doruk noktasında buluştuğu şarkı.
"aşk sözlerin batıyor..." gökteki tek yıldız olmak gibi.
"bilemiyorum"... -
beklenildiğine değen bir albümün*, beklentileri nasıl boşa çıkartmadığının en güzel örneklerinden biri olan redd şarkısı. bir insana duyulan özlem ancak bu kadar güzel ve bu kadar sakin bir şarkıyla ifade edilebilir. müziği kulakta akıp gidiyor; sözleri ise nokta atışı yapıyor. bir de bağımlılık yapıyor, insan dinledikçe dinlemek istiyor. adamlar yapmış, saygıyla önlerinde eğiliyorum.
-
redd tarafından türk müzik dünyasına kazandırılmış bir başyapıt.
-
daha ikinci kadehte başımı döndüren şarkı. duşa giriyorum saçlarımdan akan su fısıldıyor kulağıma; biraz gevşetebilsem göğüs kafesimi...
ağzım kanla doluyor tükürmek istiyorum, takatim yok. nasıl bir acıdır içinde kıvrandığım, insan bu kadar mı nefret eder kendinden, insan bu kadar mı özler geride bıraktığı kendini, bu kadar mı eksik hisseder bir şeyleri.
eski/yeni...
insan tutunmaktan korkar mı birine yeniden, ben korkuyorum. bir daha böylesine düşmemek için dayanmak istemiyorum bu kez, yapılabilecek her türlü kötü şeyi düşünüyorum. ''hepsini yapar'' diyorum ama olmuyor işte, açıyorum fotoğraflarımızı ve herşey değişiyor bir anda. ıslak saçlarım dokunurken omzuma, ellerini düşünüyorum. güzel ellerini... gülümsüyorum. bir kahve yapıyorum kendime hiç anlamadığım halde ters çevirip kapatıyorum, göreyim geleceği diye, ''ne olur bu kez bir adım öteyi görebileyim, ben doludizgin koşarken uçurumun kıyısında gezindiğimi anlamak için düşmem gerekmiyor değil mi, böyle bir anda pat diye düşmek koyuyor adama, ne olur olmasın bir daha'' diye yalvarıyorum tanrıya.
hiç bir şey göremiyorum o falda, her zamanki gibi bir adım ötesi asla bilinmez benim için. esasen pek de şikayetçi olmuyorum bir an, bakıyorum fotoğraflara yeniden, gülümsüyorum...
''bu kadarını başarabileceğime bile hiç ihtimal vermezken gülümseyebiliyorum ya işte, başka hiç bir şey yapmasa da olur'' diyorum.
birilerinin boşalttığı yerleri doldurmak imkansız ama birileri yeni yerler açtıkça kendine, daha az göze batar oluyor o boşluklar sanki.
hep gerideki kendimi aramaktan yoruldum ben artık, başka bir ben yaratmak istiyorum yeniyle, yeniden.. hiç kırılmamış, hiç kavga etmemiş, hiç ayrılmamış, hi... her neyse işte özledim, o kadar.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap