• replikleri günlük hayata adapte edilebilen bir filmdir. ezberleyip gizli bir dilmişçesine bu şekilde konuşan insan sayısı çok etrafımda.

    karmaşık olan her durumda "bilemiyorum altan"lar, her yemekte "abi al domates, sen seversin"'ler, karşı tarafa sitem edilen her durumda " sen busun işte, yok yapmasaydım, etmeseydim"ler, kıyafet- aksesuar denenilen her dükkanda "böyle? böyle?" diye triplere girmeler, arabayla hızlandığında "araba sinirlendi altan" lar, etrafımızdaki yaşça büyük biri abuk sabuk bişi yaptığında " e gencligini de biliyoruz" demeler, mazideki başarısızlıklar anıldığında "geçmiş.." diye kendi kendine söylenmeler, park ettiğin arabayı bulmaya çalışırken mutlaka "çaldılar o zaman arabayı" diye üzülmeler... daha onlarcası..

    hayatımın her daim parçası, unutulmaz film.
  • cem yılmaz'ın en iddiasız belki de bu yüzden en güzel filmidir kanımca..

    çıt çıktığı anda kapıda beliren meraklı komşu teyzeler için kullanmak istediğim müthiş bir repliği barındırır içinde..

    --- spoiler ---

    - günaydın bedriye abla.. kapıcıyı doğradım da bizim.. fazla poşet var mı sende?
    - hadi ordan be!

    --- spoiler ---

    yapacağım bir gün bunu vallahi bedriye abla!
  • çok iyi slogan.
    karşıtını üretmek zor. "her şey daha kötü olacak" diyemezsin. "bizde her şey daha da güzel olacak" desen olmaz. "her şeyin en güzeli asıl bizde" desen pezo musun manav mısın anlaşılmayacak. slogan varlığıyla karşıtlarını yok ediyor.

    ikinci olarak din, dil, ırk, mezhep fark etmeksizin herkesi bu hedefte birleştirebilirsin. soyut olmasına rağmen herkese, kafasında kendine ait somut bir shell beach canlandırtabiliyorsun.

    bakalım imamoğlu hakkını verebilecek mi?
  • sadece bir komedi filmi olmasının dışında, parçalanmış bir ailenin ve birbirlerine sevgilerini gösteremeyen iki kardeşin konu alındığı filmdir.

    bence haketiği yeri bulamamış, cem yılmaz'ın stand up'çı kimliği nedeniyle tamamiyle bir komedi filmi olarak algılanmıştır.

    gözlerimiz kapayıp oyuncu kadrosunda bazı değişiklikler hayal eder, mesela cem yılmaz'ın yerine fikret kuşkan'ı, mazhar alanson'un yerine haluk bilginer'i koyarsak, festivallerde en iyi senaryo, en iyi yönetmen, en iyi oyuncu, en iyi yardımcı oyuncu ve bilimum ödülleri alması işten bile değildir.

    fakat n'olmuştur? süper bi oyunculuk çıkaran cem yılmaz kendini oynamakla suçlanmış *, mazhar alanson'un esamasi bile okunmamıştır.
  • --- öyle böyle spoiler değil bunlar ---

    filmde altan (bkz: cem yılmaz) 'her şey çok güzel olacak' cümlesini sadece bir kez çinli yengeyi uğurladıktan sonra abisine arabaya binerken söylüyor.bu andan itibaren filmde olanlar ise bu cümleyle tam bir trajedi oluşturuyor: eve döndüklerinde babalarını kaybettiklerini öğreniyorlar ki altan'ın 'benim babam nasıl ölür ya' diyerek ağlaması filmin en acayip sahnelerinden biridir.sonra altan'ın film boyunca ağzından düşürmediği bar için gereken parayı bir güzel yakıyorlar.bu andan sonra benim hala umudum var eşliğinde sahneler akarken altan 'en azından yaşıyoruz bu da bir şey be abi...' diyerek filmi mükemmel kılıyor. daha sonra ise eve çiçekle dönen altan en yakın arkadaşı ile eşini basıyor.bunu anlatırken ki cümlesi ise çok acayip...'düşünsene eve giriyorsun, böyle bir manzara... artık elinden hiçbir şey gelmiyo... sen diceksin ki ayla böyle bir şey yapmaz... yapta yapmadı neyse ne hayat işte... kısaca altan abisine o cümleyi kurduktan sonra her şey çok güzel olmuyor... ama filmin son sahnesinden de anlaşılacağı gibi o iki müthiş insan mutlu olmaya, umut etmeye devam etcekler.sonuçta 'hayat işte'...sanırım filmin müthişliğide burda yatıyor.

    --- öyle böyle spoiler değil bunlar ---
  • --- spoiler ---

    - ulan bi gittik herkes ölmüş!

    --- spoiler ---
  • 2019'daki yerel secim surecine iz birakmis, turkiye'yi degistirip donusturmus sav idi.

    altini dolduralim ki onemi belirginlessin.

    yerel secime giden surecte yurdumuz calkantili bir surecten geciyordu.
    iptidai zorbalik iktidara iyice cokmus. teskilatli kotuluk duzeni bile degistirip neredeyse padisahligi getirmis. yasamayi, yargiyi, denetlemeyi, basini, muhalefeti sindirip boyunduruk vurmus.

    eylemlerin canlandigi yahut secim donemeci sureclerde, muhalif devinimler toplumun ceperlerinde kabul goruyor manzarasi olustugunda, teskilatli kotuluk kendileri muhalefetteyken hic gorulmemis rezillikleri, pislikleri ifa etmisler.
    kalabaliklar sokaga dokulmus. pasif direnis ornekleri gorulmus. bunlar gaddarca gaza bogularak, zor kullanilarak sindirilmis.
    secim yitirdikleri yerde sonuclari tanimamislar. duymazdan gelmisler. bu kadar ileri gidebilimisler. secimleri kazanana kadar tekrarlatmislar. yahut yitirdikleri belediyelere merkezden yonetici atamislar.
    kurtcu hareket, bu zorlamalara karsi sokaga inip tepki vermeye calismis.
    iptidai zorbalik, sokaklari kana bulamaktan, sivil gostericileri katletmekten cekinmemis.

    muhalif parti vekilleri, bagimsiz gazeteciler mesnetsiz ispatsiz zindana tikilmis. muhalefet onderi, kilometrelerce yolu bir pasif direnis eylemiyle yurumus.
    gandi'nin hindistani'nda direnis firtinasi koparip, halkin britanya imparatorlugu'nu kovalamasiyla sonuclanan yuruyus, yurdumuzda yaprak bile kimildatamamis.

    muhalefet etki capini genisletebilmek adina, olabilecek her turlu ittifak olanaklariyla, normalde yan yana gelmeyecegi kesimlerle bir arada yurumeyi goze almis. yine de sonuc alamamis.

    isbu kosullar altinda, muhalefet adayi imamoglu, merkez sag halk dalkavugu politik soylemlerle, manevralarla, iktidarin kalesi istanbul'da secimi onceden kestirilemeyen bir bicimde kazanmis.
    ve zorbalar, bu secimi de tanimayacaklarini bildirmisler. yasayla, hakla, adaletle ilintisi olmayan bir buyruk sonucu, secimi iptal etmisler.

    gecmiste yasananlar, toplumun barut ficisi gerginligi dusunuldugunde cok tehlikeli bir surece gidiliyor. muhalif kesimde yilginlik, bikkinlik, ofke egemen.
    kilicdaroglu, yahut imamaoglu, yahut muhalefetten birileri, demirtas, kaplan yahut baydemir gibi filan cikip ofkeden sesi titreyerek dilinin ucuna gelenleri haykirsa, ulke binlerce olumun, ciddi bunalimlarin, catismalarin kucagina itilebilir. daha feci seyler de zincir tepkimelerle gelisebilir.

    iste bu anda, muhtemelen onceden tartilmis bir guler yuzlulukle, ama korunmasi cok guc bir sukunetle, "her sey cok guzel olacak!" deniyor.

    bu slogan, bir donum noktasi oluyor.
    iyimserlik, barisci cozum, direnc yukseliyor.
    inanilmasi guc ama, tum silahlariyla, tum hazinesiyle, propaganda aglariyla, medya perdesiyle, cirkef iftira kanallariyla tam guc cabalayan zorbalar maglup oluyor.
    zulum, kalesinde agir bir tokat yiyor. 806 bin oy farkiyla yeniliyor.
    degisimin mumkun oldugu goruluyor.
    belki bir halk, bir ulke ucurumun kenarindan donuyor.
    sanki bar acilmis gibi, ayla'yla ara duzelmis gibi, baba da yana alinmis gibi.
  • an itibariyle bilmem kaçıncı kez izlerken süre olarak 37.12'de 542 ile başlayan cep telefonu dikkatimi çekti. telefona kaydedip whatsapp'tan bakayım dedim. numaranın whatsapp profili herkese açık ve pp olarak altan ve nuri'nin bodrum yolculuğu fotoğrafı var. durum olarak ''ya ayla'ya bir çiçek al şurdan be. kadınlar çiçeğe bayılır'' yazıyor.

    gece gece bir tebessüm bıraktı yüzümde.
  • az evvel tekrar izledim bu filmi.

    uzun zaman geçmiş son izlediğimden beri. pek çok sahneyi unutmuşum bile. bu son izleyişimden sonra tam olarak karar verdim. izlediğim türk filmlerinin en iyisi, en gerçeği, en samimisi bu filmdir. cem yılmaz absürt komedilere abanacağına şöyle güzel senaryolu samimi işler çıkarsa hakkaten tadından yenmeyecektir.

    - kimsiniz lan siz?!
    + biz bar işletiyoruz!
  • senaryosu , mekanları , herşeyi bir tarafa sadece içinde geçen diyaloglar için izlenmesi gereken filmdir.

    +sahtekarsın sen sahtekar! seni sildim defterden.
    -niye baba?
    +sildiim canım istedi sildim , defter benim değil mi?
hesabın var mı? giriş yap