herkes aynı hayatta
-
herkes aynı hayatta
kendini birşey sanma
ne kadar çok bilirsen
o kadar bela başa
sen bilirsin aslında
aklımdan geçenleri
zaman herşeyi çözer
şu beklemek olmasa
gözlerimi açsam da
sen çıksan karşıma
gel beni azat et
kayboldum karanlıkta
ben bizi unutmam
gitmek yakışmaz bana
yolcuyuz hayatta
sen gel otur yanıma
sözlerine sahip, şu günlerde pinhaniye ait olduğu söylenen parça. güzel de olmuş esasen.
edit: şarkının pinhani ye değil, mehmet erdem e ait olduğu kesinleşmiş bulunmakta. rrr ye teşekkürler. -
şarkı zaten çok güzel ama söyleyen her kimse (bence pinhani değil) katbekat güzelleştirmiş. artık ses tonundan mıdır söyleyişinden midir bilmiyorum ama dünden beri sayısız kere dinlememe rağmen hala her dinleyişte bir acayip ediyor bu şarkı beni.
karanlıkta kaybolmuşum haberim yok. aklımdan geçenleri bilen yok. unutmaya hevesim çok da gitmeye kalksam gidecek yerim yok. gözlerimi açtığımda karşıma çıkan hiç yok. gel yanıma otur diyecek olsam, yanımda yer yok. zaman çok, beklemekten başka bir şey yaptığımız yok. kendi kendimi azat etmeye cesaretim var da umudum yok. bir bok bildiğim de yok ama başımdaki belalar niye bu kadar çok?
gözlerimi açsam? meğer çoktan açmışım, hatta karanlığa da alıştırmışım. bunca zamandır haberim yok. -
insanda, türkçe söyleyen chris rea dinliyormuş hissi uyandıran şarkı.
-
dinlediimde evet ben de aynılaşma sürecindeyim sanırım, bildiklerim bazen ağır gelio, aklından geçenleri tahmin etmeyi istediimi nerden biliosun dilinden çıkanlar varken, gözünü açtıında mümkünse oralarda olmiim, uç uç böcek saldım seni, biz diye bişey var mı ki belki bana yakışıodur gitmek , ben ayakta da giderim oturmiim dedirten keskin kararlar alma vesilesi olan şarkı.
-
(bkz: ignorance is bliss)
-
sınıf dizisi muhtemeklen yayından kaldırılacak ama bu şarkıyı duymamıza vesile oldu. bu aralar duyduğum en güzel şarkı.
-
arka vokallerde sinan kaynakcı varmış hissi veren mehmet erdem şarkısı..
damardan girsede.. böle birden..tatlı bi kıpırtı verio insanın içine
seviyorum ben! -
bazen, hayatın bir dönemi işte..
sizi dünyanın döndüğüne inandıran birileri vardır.
dünyanın hala iyi olduğuna inandıran birileri..dosttur, candır veya aşktır.
canına yandığımının dünyasında aldığınız tertemiz nefes olur.
inanmaya başlarsınız ufak ufak, tekrar güvenirsiniz güzelleşeceğine herşeyin.
o kadar ayrı yerlere koyarız ki o kişiyi adeta küçük prens in gülü gibi saklarız, savunuruz, incinmemesi için gönlümüzle fanus öreriz, yara almasın diye.
unuturuz, insanların hep iyi olmadığını. unuturuz.
unuturuz, herkesin aynı olduğunu.
unuturuz çok şey bilmenin, görmenin en acıtıcı şey olduğunu.
unuturuz, hayatta yolcu olduğumuzu..
yüzünüze bakınca ne istediğimizi biliyor sanarız.
gözümüzün pınarından, yaşını anlar sanarız. öyle davranılar.
bizim içinizdeki öbür biz gibi...
aynadaki sırrımız zannederiz, aks i sedamız. o kadar bizdir ki.
belki bundandır bu kadar şefkatle sarmalamamız.
savunma mekanizmaları, maskeler yoktur o varken. gerek duymayız. acıtacağını düşünmeyiz.
özümüzü, o en kıymetli yanımızı seriveririz ruhunun merdivenlerine. basıp geçebileceğini düşünmeden. güven de böyle birşeydir ya hani, basacağını düşünsen, bir ihtimal dahi versen, açamazsın ruhunu. güveniriz, unuturuz.
farklı zannederiz, farklı addederiz. bizi azad edecek acılardan, bizi anlar sanarız. bir yere kaçmamız gerekse, o sığınıverecek bir liman sanarız.
gözümüzü kapatıp savunuruz, "o böyle birşey yapmaz" deriz. unuturuz..
"gözlerimi açsam, o çıksa karşıma" deriz.
"karanlıkta kaybolunca yolumu bulduracak" deriz.
"aklımdan geçenleri bilir "deriz...
sonra bir gün fanustaki gül ün dikenlerini hissederiz.
onun biz olmadığını...
önündeki merdivene serdiğimiz ruhu çiğneyip geçer, kalakalırız.
aynı olduğunu anlayınca, kısa süreli felç olur ruhumuz.
hangi gözyaşı sıvayabilir ruhuna batan dikeni?
dünyaya doğan hangi güneş aydınlatabilir şimdi düştüğümüz kuyuyu..
kimle kaçarsınız dünyanın balta girmemiş, hala temiz yerlerine,
hangi bitki örtüsü dindirebilir bu acıyı?
o maskesiz, o savunmasız karşısında dimdik durduğunuz insan bilir sadece yaranız nerede.
birgün, hiç beklemediğiniz bir an çimdiriverir tam da yaranızın üstünü.
kanar, yara olduğu için değil. kanar, acıdığı için değil.
yara, kimin eliyle deşildiğine bakıp kanar.
yara, sevdiğiniz tuz dökünce yanar...
anlarsınız..hatırlarsınız unuttuğunuz şeyi...
herkes aynı hayatta...ve aynadaki sırrımızdan geriye kalan bir yara izi olur sadece.
herkes aynı hayatta..ve üzerini okşayınca hala acıtan bir yaşanmışlık izi var sadece.
herkes aynı hayatta...unutmuştuk, hatırlarız sadece. -
sozler pinhani ye aitmistir
-
bu şarkıdaki temel çelişki şurada bana kalırsa: "herkes aynı hayatta, kendini bir şey sanma" diye başlayan şarkıyı, yine aynı "kendini bir şey sanan" hissiyatla bunalımdan bunalıma koşarak, yahut koşuyormuş gibi yaparak dinliyor dinleyici. hani sanki kendi hayatının fon müziğiymiş gibi bu şarkı. öyle sahte, öyle vıcık vıcık. halbuki bak ne diyor sana: "herkes aynı hayatta". hayır şarkıyı övmeyeceğim, -ki övülemeyecek bir şarkı olduğundan değil- tersine, bu birtakım şarkıları dinleyip kendi hayatlarının bir "film gibi" enteresan olduğunu sanarak cümleler kuran, tabir yerindeyse şarkıdan gaza gelen o duygusal, o çok enteresan, o korkunç dinleyiciyi yereceğim.
tiksiniyorum bu dinleyiciden sevgili okur.
"hayatımı yazsam roman olurdu"culardan!
evet, sanırım yeterince yerdim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap