• en guzel orneklemesi bir sarkida ahmet kaya tarafindan belli belirsiz yapilmistir:

    "oysa ben bu gece yuregim elimde, sana bir sirrimi soyleyecektim."
  • "kursak diye bir yer var. heveslerimiz, hayallerimiz, sevdiklerimiz, dostluklarımız. hepsi orada."
  • - (röntgen filmine bakan doktor) hmm, hevesiniz kursağınızda kalmış.
    - evet, denkleştiremedik röntgen parasını.
    - bunu kim yaptı?
    - dayıoğlu pavır poirt'te çizdi.

    (bkz: yiğit özgür)
  • balonu aldıktan sonra değil, alırken elden kaçması,
    dondurmanın külahtan henüz sizin dilinize değmeden düşmesi,
    pazar pikniğine hazırlanılmış giderken, yolda şimşek çakmasıdır.
    gecenin bir yarısı açık tekel bayii bulamamaktır.
    kesilmesidir elektriğin son dilimi kalan pizzayı ısıtacakken...

    tam gol atacakken, akşam ezanının okunmasıdır ve anne balkondadır, dudaklarında adınız
  • ne zaman bizim fakültenin sekreterine işim düşse yaşadığım hadisedir. adam sanki insanların şevkini kırmaya and içmiş gibi, bir şey sormaya görün andında iğneli cevabı hazırdır, hemen karşısındaki öğrenciye kendini kötü hissettirmeye çalışır ve bunu güler yüzlü gibi görünerek yapar. en tavan yaptığı olay da dün oldu ve bu insanın özünde çok mutsuz bir kişi olduğuna emin oldum. uyuz bir kişilik yapısının ötesinde belirtiler gösterdi resmen. tek ders sınavının sonucunu bir heves bir heyecan öğrenmeye gittim. okuldan öğrenirsiniz nette açıklanmıcak gibi abuk bir şey sölylemişlerdi. ona rağmen nette baktım bir kaç defa açıklanmamış. bu zat-ı muhteremin yanına gitmek zorunda kaldım. tüm stresim ve hevesimle "tek ders sınavının sonucunu öğrenmek istiyordum" dedim. "biz onları bugün nette duyurduk" dedi. şaşkınlıkla "peki şimdi benimkini sizden öğrenebilri miyim? kalan var mı?" diye sorunca adam eteğindeki taşları dökmeye başladı. "emin değil misin geçtiğine? herkes kaldı" espri yapmaya çalışıyor diye düşünürken "stresliyim" dedim. bu sefer cevabı yapıştırdı "herkes geçti ama kimse hakkıyla geçmedi"
    e yuh be adam sen fakülte sekreterisin, sen mi okuyup not verdin de kimse hakkıyla geçmedi deme hakkını kendinde buluyorsun? ne yani bak mezun oldun ama hakkınla olamadın diyemedi de yüzüme böyle cevap veriyor. sen mi okudun benim kağıdımı 10 puanı 50 mi yaptın da benim mezuniyetimi öğrenme hevesimi böyle baltalama hakkını kendinde buldun? yine soğuk kanlılığımı korumaya çalışarak ve gülümseyerek 50 almak yeterli değil miydi dedim. anlamadın gibilerinden "biz anlaşamadık" dedi gülerek. ben de ben 50 alacak kadar yapmıştım zaten dedim ve iyi günler dileyip çıktım. eminim o mezun olduğunu yeni öğrenmiş bir gencin tüm mezuniyet hevesini ve mutluluğunu hakkınızla olmadınız diyerek kursağında bıraktığı için iyi bir gün geçirmiştir ama ben onu düşündükçe nasıl insanlar var yarappim diyerek küplere biniyorum. hoca asistan yalakalığı yaparak, kopya çekerek, atıp tutup bala göte geçenler hakkıyla geçti de biz tek ders sınavı diye haksız geçtik öyle mi? mutsuz insan seni..
  • (bkz: mustafa satıcı / karikatür)

    (bkz: baltalı ilah)
  • düşüncesiz hıyar kisinin sevgilisinin her yaptgını elestirip 1 tanesini de taktir etmemesi hatta her birinin yanlıs ve gereksiz oldugunu iddia etmesi, herseye ayrı bir kulp takması halinde icine dusulen ruhsal durumu anlatan guzel bir deyim...
  • çok isteyerek planlanan ve uygulanmasına az kalmışken problem çıkması sonucu oluşan durum.
  • başıma çok gelen bir olay resmen modum düşüyor ve bir daha o gün mutlu olamıyorum. hevesim kursağımda kalmıyor sanki vücudumda kalıyor.
hesabın var mı? giriş yap