• birçok çizgi filmin aksine, bu güzide çizgi filmi seslendirenler gerçekten çocuktur. arnold'ın çevresindeki herkese yardım edişi anlatılır çoğunlukla. helga'nın kendisine olan aşkının farkına varmaz, çünkü helga kendisine hep kötü davranır (gerçi burdan bi şeyler çakması gerekiyomuş da öyle böyle diil, bayağı kötü davranır). buna rağmen helga her gün odasındaki gardrobun iç kısmında oyun hamurumsu bir şeyden yaptığı arnold heykeline şiirler okur.

    arnold çok üzülünce, anne babasını özleyince, bir sorunu çözmeye çalışırken ve uyumadan önce; kaldığı süper teknolojik tavan odasındaki yatağına uzanıp camlarla kaplı olan tavandan gökyüzünü izler. ben de bu sahnelerde cam tavanım olmasına karar verdim. sonra "oha hırsız girer ordan? en iyisi tavandan bi üst kat çıkalım, ama sadece duvar olsun. tavanı camla kapladık mı.." diye bok olan bu fikri bana veren arnold'a teşekkür borçluyum.

    bu arada kendisine aşık olan helga'yı sallamayan arnold, okula yeni gelen yeşil elbiseli kıza (lila sawyer) aşık olur bi bölümde. ancak kız arnold'ın kuzenine aşık olur, hatta bi süre sona çıkmaya başlarlar. bu arada helga, kızı kıskandırmak için arnold'a yardım etmeye başlar; sevgilisiymiş gibi davranır. bu vesileyle arnold'a ayak masajı bile yaptırır. ama sonuç olarak arnold'ın ezik ve silik kuzeni helga'ya aşık olup yeşil elbiseli kızıl saçlı kızı terk eder.

    arnold'ın en yakın arkadaşı gerald, kalabalık bi ailede büyümüş, "sup nigga" diye selam verebileceğimiz bir çocuktur. iyi çocuktur, kendisine bisiklet sürmeyi arnold öğretir. arnold'la gerald'ın bir işi başardıklarında yaptıkları el sıkıp ileri geri hareket ettirilen baş parmak hareketi de çok güzeldir.

    http://www.hey-arnold.com/ adresinde seslendirenler ve bölümler hakkında detaylı bilgiye ulaşılabilir.
  • jazz muzik esliginde cizgi film zevkine varmak isteyen genclerin seyrettigi program.
  • kendisine aşık olan tek kaşlı sarışın erkek fatma kızın ona sürekli pislik gibi davranırken, aşkından ölüp ölüp dirilmesi, dolabından çiğnenmiş sakızdan yapılmış heykelini çıkarıp onunla konuşması dans filan etmesiyle aklımda kalmış fantastik çizgi film.

    bir çiğnenmiş sakızdan heykeli çok iyi hatırlıyorum, bir arnold'un müthiş odasını, bir de su altı parkından kaçırıp denize bıraktığı kaplumbağayı.

    güzel çizgi filmdi vesselam. o odayla çok kız tavlamıştır arnold büyüyünce.
  • haa, bi de eugeune (yuucin) diye yan bi karakter var ki acayip renkli. her bölümde başına gelmedik bela kalmaz çocuğun. her talihsizlikten sonra salak bir edayla "ben iyiyim...ben iyiyim..."der. hem acır hem gülerim bu çocuğa. south parkın kenny'sini anımsatır bana.
  • kucukken izlerken, taa o zamanlar asık oldugum cocugu arnolda benzetip, kendimide devamlı helganın yerine koyardım. keyif alarak hala rastgeldigimde izledigim super cizgi film.
  • helga arnolda deli gibi asiktir ama bunu hep gizler. hatta arnolda "hey futbol topu kafali" diye de dalga gecer. arnold ortada yokken arnoldin fotograflarini oper falan. ben helgaya hak veriyorum arnold asik oluancak adamdir
  • öncelikle: hastasıyım!

    kocaman futbol topu kafasından düşürmediği minicik şapkası çok komik. bi' bölümde kaybedip bunalıma girmişti. annesi babası yok, bunak ninesi ve dedesiyle yaşıyor. "eğer ölmedilerse niye 9 yaşındaki çocuğu bu kadar ihmal ediyor bu anne baba" diye merak ederim hep.

    nickelodeon kabloludan kalkınca üzülmüştüm ama trt sabahları yayınlıyor. zenci kankası garold ve platonik takipçisi helga diğer ilginç tipler. ayrıca pansiyon olarak kullandıkları evin sakinleri de enteresan. örneğin birinin adı oscar kokosckha. bi' bölümde de kafka soyadlı biri vardı. fantastikooo!
  • arnold'un kendisi limon kafalı olsa da dedesi gibi sik kafalı değildir.

    http://24.media.tumblr.com/…4ljrjn1qbmts7o1_250.jpg
  • büyümüş halleri aşağı yukarı böyle olacakmış demek ki.

    bir de filmini yapmışlar 2002'de http://www.imdb.com/title/tt0314166/ ancak çizgi dizilerin filmleri genelde kötü olur, izleyip de arnold'dan soğurum diye korkuyorum, sanırım o benim anılarımda aynı havalı haliyle kalsa daha iyi olacak.
  • bir hayat istesem arnold'ın hayatını isterdim diye düşünürdüm 10 yaşındayken..
    25 yaşındayım, hala istiyorum..
    ancak bu hayata en yaklaşabildiğim an, uzaktan kumandayla çalışan ışıkları ve elektronik müzik ekipmanları olan arkadaşımın evinde kazağımın altından etekleri görünen kareli gömleğim dolaşıp jazz dinlemek olmuştur..
hesabın var mı? giriş yap