• sigara içtiğim dönemlerde tanımadığım insanlardan çok sigara istedim, başkaları da benden istediğinde sigara uzattım. benden sigara istediklerinde hiç bozulmadım ve başkalarının da bana bozulduğunu hatırlamıyorum. nihayetinde aynı bokun soyusun. sigarayı bırakmayı becerememişsin, karşındaki de becerememiş. yapacak bi şey yok.

    gel gör ki, hiç tanımadığın birinden bilmediğin bir dilde sigara isteme kısmı sakat.

    yer: üsküp - custom pub
    tarih: 6 mayıs 2012
    saat: gecenin bi körü

    burası bi sokağın köşesinde, dışarıda masalar var ve bar taburelerinde oturup içiyorsun işte. o gece de bayağı kalabalık. cayır cayır rock çalıyor. ben de arkadaşlarımla buluşmuşum, içiyoruz. arkadaşların müdavimi oldukları bir yer, yan masalardan da gelip tanışıyorlar, bazısı kalıyor, bazısı yerine dönüyor. ingilizce anlayana hikayemi ben anlatıyorum, anlamayanına yanımdakiler anlatıyor. özetle türküm, onların eski arkadaşıyım ve üsküp'e bu gelişimden önce sırbistan'daymışım. herkese bir posta daha aynı olayı anlatıyoruz. artık herkes durumu öğrendikten sonra kendi halimizde, muhabbet ede ede içmeye devam ediyoruz.

    bi ara masadaki sigaralar bitiyor. zaten zoma yaklaşmışız ama benim canım bi sigara daha çekiyor. e ben de kalkıp yan masalardan isteyeyim diyorum. cigarettes? diyorum bir iki kişiye, ama o kadar gürültü var ki, millet tam duyamıyor muhtemelen.

    bana nereden cesaret geldi bilmiyorum. ama işte sırpçada sigara içmek için puşenye sözcüğünü kullandıklarını biliyorum (bkz: zabranjeno pusenje), makedoncada da bi ihtimal öyle diyorlardır, diye düşünüp bunu deniyorum.

    puşenye?

    tipler gülmeye başlıyor. neşe içerisinde sigara veriyorlar. bana bi tane yeter aslında ama herkesten sigara geliyor, hatta biri bütün paketi veriyor. ben de ne güzel makedonca konuşuyorum diye sevindiler herhal diyorum. ama masaya dönerken arkadaşların da güldüğünü görüyorum, biri utançla yüzünü kapatıyor. ben yine anlamıyorum. bi bok yemişim, belli. herhalde makedonca değil de sırpça konuştum, insanların sırpça hatırladıklarını varsaymak ayıp diye düşünüyorum o anda.

    tam masaya oturuyorum ve arkadaşlar durumu açıklayacaklar ki yan masadan daha önce tanıştığım, oralarda pek ünlü bi tv yıldızı olduğunu öğrendiğim bi herif yanıma geliyor. herkes bize bakıyor. şimdi sen sırbistan'dan geliyorsun ve tek öğrendiğin kelime puşenye mi, diye soruyor. birkaç kelime daha öğrendiğimi, ama o kelimeyi orada öğrendiğimi söylüyorum. adam elindeki boş bardağa bakıyor, onun üzerinde puşenyenin ne demek olduğunu bana gösterebileceğini söylüyor ve insanların tezahüratları eşliğinde koca bardağı diklemesine ağzına sokuyor (alkışlar alkışlar...).

    bu sayede kelimenin ikinci anlamını da öğreniyorum.

    evet, hiç tanımadığı insanlara en sevimli gülümsemesiyle "blowjob? blowjob?" diye soran salak benim.
  • - bir sigara istesem sizden?
    - ama ben hiç tanınmayan biriyim.
    - olsun. alt tarafı bi sigara, verseniz n'olur?
    - bakın orada bedri baykam var, ece vahapoğlu var, safiye soyman var, gidin onlardan isteyin.
  • dublin sokaklarında ilk defa tek başına yurtdışına çıkmış olmanın verdiği heyecan ve mutlulukla ağzı kulaklarında, tabiri caiz ise şapşal şapşal yürürken başıma gelmiş olan hadisedir. üstelik o connel street'in paralelindeki nispeten daha küçük caddelerde cep telefonu bayisi arayan şahsımın dublin'deki ilk saatlerini geçiriyor olması da yaşadığım şaşkınlığı ve endişeyi bir kat arttırmıştı. hiç tanınmayan birinden (bkz: ben) sigara istemekte olan hafif serseri görünümlü irish, "dublin'deki ilk günümde gasp edilmem umarım" şeklinde endişelenmeme sebep olmuştu. bu endişe ile henüz bir kaç saat önce atatürk havalimanı'nın free shopundan almış olduğum sigaralardan açmış olduğum paketi mevzu bahis gence uzatarak üç dal sigara ikram ettim. irlanda'daki sigara fiyatlarının uçukluğundan insanların arkadaşlarına tek dal sigarayı para ile sattığı bir ülkede kendisine üç dal birden ikram edilen genç sevinçten şaşırmışken bunu fırsat olarak bilen ben fıtı fıtı ortamdan uzaklaştım, aynı sırada az önce tırsan gözlerle baktığım delikanlı arkamdan "you're very gentleman" diye bağırıyordu.
  • - ateş alabilir miyim?
    - buyrun
    - şimdi de bi sigara alayım
    - vay amk, al
  • yıl 2007 yer de denizli otogarı.

    izmir'e gidiyorum cebimde 1 kuruş para yok. mola'dayız ve canım inanılmaz sigara çekiyor. gömleğinin cebinden full paket tekel 2000 çıkaran orta yaşlı bir amcayla aramda geçen bir diyalog:

    ben: pardon varsa bir sigaranızı alabilir miyim?
    amca: yooook!
    ben: peki.

    ulan paramız yok diye de bu kadar vurgulu yok denir mi amk. vermezsen verme yavşak altı üstü bir dal sigaranı istedik orospu çocuğu ya. başlığı görünce yazayım dedim o kadar yıl geçti hala unutamıyorum amk.
  • zor durumda kalmış sigara tiryakisinin yapabileceği bir eylem. ayrıca gergin bir durum. hele ki burda tanınmayan biri ben olursam eğer daha çok geriliyorum. kendim de kullanmama rağmen sanki sigara içen herhangi biri tehlikeliymiş, böyle çakalmış, her an vermezsen götünü kesecekmiş gibi hissediyorum. ilginç tabi..
  • trafikteyken yan araçtaki yolcudan sigara istemiştim. otlanmayı seviyorum.
  • yaparken hiç çekinmediğim eylem. bokunu çıkarmıyorum tabi ki. gerçekten ihtiyaç duyduğum anda birinden rica ediyorum. bunda bir sakınca yok bence.

    aynı şekilde benden isteyenler de oluyor bazen. dünyanın en kısa arkadaşlık hikayesi.

    en son bugün bir kadından rica ettim. hemen gülümsedi, bir dal sigarayı uzattı. üstüne bir de ''kusura bakmayın iyi bir sigara değil ama'' diyor. ne büyük incelik. olur mu öyle şey dedim, gülümsedim. beraber içtik sigaramızı, sonra yanından ayrıldım. bir gülücük nasıl iyi geliyor insana. suratsız, solgun bakışlar olmasa keşke kimsede.
  • adam gibi ve nazikçe, artistlik yapmadan isterseniz sigarayı alamasanız bile ayar yemeden sonuçlandırabileceğiniz eylem.

    otobüs mola veriyor, elemanın biri etrafa bakınıyor ve yanıma geliyor
    -abi sigaran var mı?
    -var kardeşim buyur..(elimi pakete götürüyorum)
    -abi valla parasını veriyim. inince dayım alıcak beni otogardan paketi yakalarsa .... .... ....
    -yok kardeşim istemez(sigarayı veriyorum elemana)
    -yok abi ne kadar istersen veririm valla ne kadar abi?!?!?!?
    -tamam kardeşim önemli değil
    -ne biliyim kendimi kötü hissediyorum böyle sigara istiyorum flan (para çıkarmaya çalışır)
    -valla önemli değil kardeşim uzatmayalım
    -yok yok al (3 4 tlyi almam için bana uzatır arkadaş ve film kopar)
    -ver kardeşim sigarayı
    -al abi (aldığı sigarayı geri verir elinde parasıyla ne olacak diye beklemektedir)
    -ha şimdi bak karşıda market var ya
    -evet?
    -ordan koş bi paket sigara al içinden bi tanesini yak gerisini çöpe at
    -tamam abi saol...
  • abartılacak bir durum değil kesinlikle. tanınmış birinden istemek daha zor olabilir çünkü. geçen gün ben gülriz sururi'den istedim ama vermedi mesela.
hesabın var mı? giriş yap