• belli bir süre sonra cinsel doyumda yaşanınca kişi arayışa girer özellikle erkeklerde oluyor bu ve eşinin genellikle duygu ve bedensel çekimi değil yaptığı irite söz ve davranışlara takılır neden çünkü eril bireyin tensel çekimi bitmiştir eşine ve bu nedenden ötürü mutsuzluk olur durum bu açıkçası sadakat yoksa ve tensel çekimle bir arada yaşama kararı aldı iseniz o belli süre sonra geçiyor iki somurtkan surat oluyorsunuz.sonuçta kendi isteğiniz değil hormonlarınızın tepkimesi miktarı ile hareket ediyorsunuz farklılık olmayıncada hareketlilik ilgi olmuyor.buda gözün dışarı kaymasına yeni arayışlara gidilmesine neden oluyor.
  • şimdi "neden evlenmeliyim" veya "neden evlenmemeliyim" diye düşünen genç erkekler vardır, biraz da onlar için yazıyorum. hanımefendiler, siz de okuyabilirsiniz.

    kendinize soracağınız ilk soru ben bu insanla "aile" olmak istiyor muyum? normal şartlarda anne, baba, abi, abla, kardeş ne yaparsa yapsın, her zaman onların iyiliğini istersiniz, gerekirse siz az yersiniz, onlara verirsiniz. para pul dışında, organ verme, can vermeye kadar gider bu konu..

    şimdi eş adayınızı düşünün.. siz bu insan için, dünyada "mutluluğu hak eden biri" diyor musunuz? geçmişte yaşadığı acılara üzülüyor musunuz? ona aldığınız hediyeler, harcadığınız zaman ve para feda olsun, hesabını bile yapmam diyor musunuz?

    biraz paradan bahsedelim. çünkü para dünyadaki en iyi turnusol kağıdıdır.

    üniversitedeyken 1 hafta yumurta yerdim ben kız arkadaşıma yemek ısmarlayabilmek için. hiç de koymuyordu, kadir kıymet bilen, iyi birisiydi. öyle aklınıza hemen itici bir profil gelmesin. o da biliyordu çok param olmadığını. bir gün olsun da müsade etmedi gururumun kırılmasına. yıllar sonra görüştüğümüzde bu anılarımı anlattım, o kadar ağladı ki zor susturdum..

    (bkz: hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları)

    ekonomide utility diye bir şey var. mal veya hizmetlerin kullanımından elde edilen haz anlamına gelir. şu parayı kendim harcasam bu kadar mutlu olmam, ama gerçekten sevdiğim birine harcayınca, onu mutlu görünce ben zaten 2 kat haz duyuyorum. kendim için 10 liranın hesabını yaparken, öğrencilere burs veriyorum. oksimoron bir durum gibi görünüyor sanki, ama değil. ben belki taksiye binmek yerine dolmuşa biniyorum ama onlar da yürümek yerine dolmuşa binebilsin istiyorum.
    bu hazzı anne ve babaların çocuklarına bir şey aldığında, çocuğun mutluluğunu gördüklerinde, yüzlerinden okursunuz. işte o haz.

    eş adayına geri dönersek, para pul konularını oldukça rahat konuşabilmeniz gerekiyor. siz yokluk çektiyseniz, onun da "yok"tan anlaması, para varken de harcama ve tasarruf alışkanlıklarınızın örtüşmesi gerekiyor.

    şimdi diyeceksiniz ki evlilikte seks de önemli değil mi? önemli kardeşim. oldukça önemli. ama para öyle bir şey ki; en kötü seksi, en uyumsuz çifti bile uyumlu hale getirir. zaten bu gibi birliktelikler küçük bir sarsıntıda büyük yıkımlara gebe.

    çalışan evli eşlerin maaşlarını ayrı tutmaları konusu var bir de. para aynı hesapta durmuş farklı hesapta durmuş bir önemi yok. ortak bir mantalite var mı yok mu, o önemli. ben bugün gidip bütün maaşımı saçma sapan bir hobim için harcasam, benim mutluluğumu gören eşim de beni destekliyor mu? onun kişisel harcamalarına eleştirel mi bakıyorum, yoksa aile bütçemizi düşünerek hareket ettiğine inancım tam mı? rahat rahat harcama yapabiliyor mu? farklı miktarlarda da olsa ikimiz de birikim yapmaya çaba sarf ediyor muyuz?

    diyelim nişanlandınız. nikah ve düğün hazırlıkları birbirinizi daha iyi tanımanız için süper bir fırsat. bu süreçte birbirinizi yıpratıyor musunuz? istekleri size anlamsız geliyor mu, yoksa bu süreci birlikte sorunsuz ve mutlu mu atlatmaya çalışıyorsunuz?
    ayrıca bütçenizin oldukça üzerinde yüzük, düğün, gelinlik, şatafat istekleri var mı? bu size yük mü geliyor yoksa sevinerek mi yapıyorsunuz?
    istediği şeyler gösteriş için mi, yoksa gerçekten sevdiği şeyleri mi istiyor?

    şunu şuraya bırakayım: #71055593 . bu her konuda aza kanaat edilecek demek değil. örneğin yüzük 500 tl iken çamaşır makineniz 5000 tl olabilir. balayı tatiliniz düşük bütçeli iken, kışın gittiğiniz bir tatile 5 katı bütçe ayırabilirsiniz. zaten anlaşmanız gereken konu bu.

    tavsiyeleri bi kenara bırakın, yukarıdaki soruları cevaplayın.

    başka bir zaman da maneviyattan bahsederiz..
  • sırf evlenmek için saçma sapan evlilikler yaptıklarındandır.
  • bu evliler hep böyle, her gece eşlerinin sıcacık koyunda yatarlar, sonra da bize, evlenmeyin çok kötü ayağı yaparlar.
  • kendiniz dışındaki herkes sizin bünyenize yabancıdır. buna aileniz de dahildir. hayatınıza, evinize ve zamanınızın her saniyesine başka birini dahil etmek işte bu yüzden zor olabilir. çünkü bünyenize yabancı olan bu kişiyle tamamen doğru iletişim, anlayış, saygı, ilgi seviyesini belirli bir seviyede tutmak kolay değildir.

    evlenmeden önce hormonal baskılar sebebiyle karşındaki kişinin bünyenize uymayan daha da keskin taraflarını görmeyip, bir yuva kurduğunuzda hayat sizin için daha da kısıtlı veya yorucu olacaktır.
  • işin özünde dost kara günde belli olur.en iyi dostunuz eşinizdir.o dostu bulmadan evlenip perişan olmayın..
  • vardır bir sebebi!
  • tavsiye etmezler ama boşanmazlar da
  • geçim sıkıntısından dolayı olabilir. malumunuz ne evlilikler eski evlilik nede hayat şartları eskisi gibi.
  • bu tip malların akıllarının bir köşesinde hep çok rağbet gören bir adam oldukları düşüncesi yatar. aslında evli olmasa tüm kadınların peşinde koşacağını düşünür, o yüzden bekarlığa hep bir özlemleri vardır. bilmiyor ki boşansa 3 gün sonra kaldığı evi bok götürür 4. gün de açlıktan ölür, gerçi bilmiyor dediğime bakmayın ilkel benliği boşanmak ister ama süperego yaşanacak katastrofinin farkında olduğu olduğu için buna müsaade etmez.
    benzer düşünce yapısı evli kezbanlarda da mevcuttur.

    evi bok götürme süreci ve açlıktan ölme konusunda detaylı olarak bilgilendirme isteyenler oldu, istisnalar tabii ki var ama;
    1) doğduğunuzda her şeyinizi anneniz yapar, evlenene kadar tüm bakımınız annenin sırtındadır.
    2) evlenince bu sorumluklar eşin sırtına yüklenir ve anneden görülen muamele ondan beklenmeye başlar.
    3) ilerleyen yıllarda bir ayrılık yaşanması durumunda temizlik ihalesi bu sefer kız çocuklarına kalır. baba, evin temizliği ve yemek yapma beklentisini kız çocuklara yöneltir.

    durumun böyle olmadığını iddia eden varsa anneleri veya eşlerinden ayrı kaldıklarında 1 hafta sonunda herhangi bir arkadaş veya yakınını eve çağırıp obejktif bir durum değerlendirmesi talep etsin.
    kadın veya erkek fark etmez, bir mani yoksa eğer insan kendi yemeğini pişirebilmeli, kendi temizliğini yapabilmeli ama bizdeki evlilikler zamanla angaryalar bütününe dönüşüyor.
    tüm bunlara karşılık erkeğin sırtında da anlamsız bir şekilde yeteri kadar para kazanma yükümlülüğü vardır, bu yük o kadar ağırdır ki hiçbir zaman eş ve eşin ailesini memnun etmez. tüm fiziksel işler erkekten beklenir çünkü o erkektir ve bunları yapmak zorundadır aksi takdirde eziktir, sümsüktür.

    önemli not: oğlum kadın sanıp yürümeyin sabah sabah midem bulandı. 37 yaşında adamım ben sıçarım ağzınıza.
hesabın var mı? giriş yap