• dün akşam canım sıkkındı nedensiz yere. dolaşmaya çıktım. caddedeki tekçiden bir sigara aldım, yaktım. öksürttü onca zaman sonra. "belki de hiç bırakamadım şunu" diye düşündüm. bir anda hayatıma hakim olan neden - sonuç ilişkisi kurma merkezini kapattım beynimdeki ve eve dönüp arabanın anahtarını almaya, sonra da depoyu doldurup çanakkale'ye gitmeye karar verdim.

    her şeyi yakacaktım. her şeyi. oradan 1+0 bir daire alıp param bitene kadar bohem bir hayat sürecek, sonra da en kötü ihtimalle bir dükkan açacaktım steve jobs'ın hayat hikayesini okuyup cesaretimi topladıktan sonra. kitap da yazabilirdim belki, kimbilir? michael douglas'ın falling down'ını düşündüm, gözlüklerim de vardı ama gülümseyemedim.

    evin önüne geldiğimde, sağ ön lastiğimin hafif inik olduğunu gördüm. çanakkale'ye kadar götürse bile, iskeledeki trafik polisi kesin çekerdi kenara. yeni hayatıma trafik cezasıyla başlayamazdım, hiçbir masalda ceza makbuzuyla banka kuyruğuna girilmez bir sabah vakti.

    aniden sakinleştim. sağduyu hakim oldu yeniden. tırıs tırıs içeri girdim, üzerimi değiştirdim, elimi yüzümü yıkadım ve çay demledim. akıllı bir insan olduğum için kendime teşekkür ettim, sigarayı bırakmakla iyi ettiğimi düşündüm. daha iyiydim limonlu çayımı içerken.
  • uzun zaman önce nedenini keşfettiğim durum. şöyle ki; insan hayatı boyunca irili ufaklı sıkıntılar yaşar, bu hayatın gerekliliği olan kaçınılmaz bir gerçek. işte zamanında kafamıza takmadığımız bu birikintiler sözleşip aynı gün, kendilerini önemli hissettirmek adına ya da akıllarındaki her neyse, ortaya çıkıverirler. hiç olumsuzluk yaşamadığınız o anda kendinizi mutsuz ve canı sıkkın hissedersiniz. o kadar çok neden birikmiştir ki unuttuğunuz, hangisine sıkıldığınızı farketmediğiniz için bu durumu yaşarsınız. geriye dönüp düşündünüzde nedenini-nedenlerini bulacağınız can sıkıntısıdır da diyebiliriz kısaca.
  • tanım: azap. tam olarak hem de.
  • gelince gitmeyen,ağızda acı bir tat bırakan ruh halidir...

    yalnızlık senfonisidir fon müziği...

    alışırsın zamanla ya da alışmış gibi yaparsın...
  • birikmiş bulaşık yıkayarak rahatça atlatılabilen hede. can sıkıntısına birebir.
  • işsizliktendir o.
  • günümü geceye gecemi kabusa çeviren anlık bastıran üstesinden gelmeyi hiç mi hiç öğrenemediğim acı verici duygu.

    oturduğum yerden kalkasım gelmiyor ayaktaysam bir yere gidemiyorum boş boş dolanıyorum, bir yere oturasım gelmiyor.

    geldi mi gitmek bilmiyor çok fena. :(
  • moral bozukluğunun ve çaresizliğin sonucudur.
  • güzelce içilip sarhoş olunan akşamın ertesi günü daha baskın şekilde hissedilen...
  • (bkz: al abi snickers ye)...
hesabın var mı? giriş yap