• mesela markete gidiyorsun, raflardan istediğini seçiyorsun; dolduruyorsun poşetlere, evine gidiyorsun. kurumlara gidiyorsun; hiçbir ücret ödemeden tedavini de oluorsun; eğitimini de alıyorsun. yeri geliyor şu şehre gideyim deyip, sadece taksiye biner gibi uçağa binip gidiyorsun.

    peki her şey yağmalanmaz mı? her şeyin fiyatının olduğu bir dünya, her şey için mücadele edilmesi gerektiğinin kanıksandığı bir dünyadır. "bize kalmaz" düşüncesiyle her şeye saldırır sanılır. ama herkes, her şeyin, herkese yeteceğini bilirse, bu haramilik olmasa gerek. her şey ne kadar talep görüyorsa ona göre üretilmeli; serbest bırakılmış; kafesi açılmış bir edinme özgürlüğü, kendiliğinden bir dengeye ulaşmaz mı? yoksa herkese her şeyden yetecek kadar yok mu?

    voltaire; felsefe sözlüğü'nün "eşitlik" maddesinde şöyle diyor; "tarla sahibi olan iki komşudan, tarlası bereketsiz olan, tarlası iyi mahsul verene eninde sonunda ya hizmetçi ya da köle olacaktır. çünkü yaşamak için ya onun himayesine girecek ya da onunla kavga edecektir eninde sonunda".

    insanların somut bir gerekçeye dayanmayan parayı bir değişim aracı olarak kabul etmesi ama, bununla birlikte, paylaşma erdemine dayanan bir duyguyu benimseyememesi hayli ilginç.

    peki paranın olmadığı bir dünyada insanlar hangi saikle üretecek? bilmem. belki, hiçbir kazancı olmamasına rağmen, pek çok kaynağı internet ortamında tüm dünyayla paylaşanların egoist hazzıyla olabilir. belki zaten hayatta yapılabilecek daha iyi bir şey yoktur. yani gerekçesiz, ücretsiz de olsa bir üretimi desteklemeksizin ne yapılabilir ki?

    öyleyse şöyle toparlayalım; bir şey olmaksızın, karşılıksız bir şey yok; erdem veya ahlak yalnızca bununla sınanmayanlarda görünür.
  • hicbir seyin fiyatinin belli olmadigi bir dunya olsa daha ilginc olabilirdi.

    eger dunyada para diye bir deger olmasaydi nasil olurdu diye merak ediyorsaniz buna bir de politikacilar ve siyaseti de ekleyip su kitabi okuyunuz. ]

    su da beyin gidiklayici guzel bir yazidir:
    (bkz: tam kontrol reçetesi)
  • insan doğası gereği yürümeyecek sistemdir. ne kadar iyi niyetli bi insan da olsa kendi veya ailesinin refahı için en azından hakkının tamamını alacaktır. arzı talepten fazla hale getirsen bile talep onu yakalayacaktır.
    bir bedelinin olmaması azmi azaltacak üretimi azaltacak arz azalacak ve kriz baş gösterecektir. zor durum da çakılmayı hızlandırır.
    ütopyalar güzel ama realiteler var.
    bi köyde pirinç ekmekle komünizmin iyi sistem olduğunu söylemek kadar saçma.
  • buna bir nevi kapitalizmin yıkılışı ve sosyalizm hayali diyebiliriz.sosyal statü farketmeksizin herkes pastadan eşit pay alacak.sorun şu:böyle bir dünyada üretkenlik ne derece olur yada insanlar potansiyelin farkına varabilir mi?böyle bir dünyada kimse potansiyelinin sınırlarını zorlamayacaktır zira..
hesabın var mı? giriş yap