• himalaya dağlarının zirvelerinden elde edildiği iddia edilen, %100 saf ve hiçbir katkı içermediği için son birkaç yıldır tüm dünyada ve yeni yeni de türkiye'de beslenme uzmanlarınca önerilen tuz. doktorlar, bu tuzun mineral açısından vücut için mükemmel bir bileşimi olduğunu söylüyorlar. içinde 90 kadar mineral ihtiva eden himalaya tuzu, şekere, kolesterole, tansiyona karşı vücudu koruma altına almasıyla tanınıyor. bu tuzların sadece yemekte kullanılmayıp, küçük yuvarlak kitleler haline getirildikten sonra tuz mumu formunda da satıldığını gördüm, tuz mumlarının da oda havasını yenileyici, temizleyici özelliği olduğu iddia ediliyor.

    bu ürün, bildiğimiz tuz gölü tuzlarının 10 katı kadar bir fiyat ile satılıyor.
  • yurdumun kackar tuzu varken yuzune bakilmamasi gerekir. yerli mali yurdun mali di mi ama?
  • ekonomi çarkının dönmesini, bazılarında bulunan fazla paranın (fazla, zira fazla olmasa tuza bu kadar para vermez) başka insanlara aktarılmasını sağlayan ürün (ürün bile değil).
  • eric valli'nin yönettiği "himalaya" adlı filmde, himalayalardaki dolpo halkının tuz taşımak için (-25 derecede) kış şartlarında ne zorluklar yaşadığını izlemiştim. pahalı da olsa dolpo halkının kalkınmasına katkısı olacağını düşündüğümden himalaya tuzunun popülerliğini destekliyorum.
  • bilinen en doğal, saf tuz. 250 milyon yıl önceki denizlerin kurumasıyla meydana gelmiş tuz havzalarından elde ediliyor. 84 adet mineral ve element barındıyor. hücrelerin iç sıvı dengesinin ve sinir sisteminin elektriksel faaliyetini destekliyor. vücutta biriken ağır metallerin ve toksinlerin atılmasını sağlıyor. satın almak için himalayalara gitmeye gerek yok. türkiye'de de satılıyormuş.
  • bu adla satılan tuz; hawaii, utah/abd, bolivia, avustralya, peru, pakistan, polonya ve iran'dan çıkarılıyor. %95-96 sodyum ve klorid, %2-3 jips ve geri kalan %1-2'lik kısmı da 10 farklı mineralden oluşuyor. 84 mineral içerdiği doğru değil. en saf tuz olduğu da doğru değil, olsaydı içinde herhalde sadece tuz olurdu.

    bu verileri, 2003'te konuya gereken şüphecilikle yaklaşan bavarya tüketici koruma derneği'nin yaptığı araştırmaya borçluyuz (konuya cum grano salis yaklaşmaları cuk oturmuş!)

    himalaya'nın derdi beni neden gerdi peki?

    kurnaz yeni çağ şifacıları, himalaya tuzundan geçen ışığın süzülüp iyonize olduğunu, bu özel ışıkla aydınlatılan ortamda zararlı manyetik dalgaların yok edildiğini, cep telefonu dalgalarının sıfırlandığını vs. iddia ediyorlar (bu olay çok farklı şekilerde de formüle edilebiliyor, iddia hep aynı). odayı pembemsi bir ışıkla aydınlatmaya yarayan, renkli bir taş olmanın ötesinde hiçbir anlamı bulunmayan bildiğimiz tuz lambasını bu hikayelerle satıyorlar. millet de bunlara inanıyor. benim beynim de orada cozurduyor işte. çünkü yakın çevrem bu tür oltalara en ufak bir şüphe duymadan gelen sazanlarla dolu.

    tuz üzerinden döndürülen sahtekarlık şu yazılarda da konu edilmiş:

    http://www.dailymail.co.uk/…alse-health-claims.html

    http://www.loritironpandit.com/…ientific_truth.html
  • kurudur.
  • himalaya tuzu, hindistan altkıtasının afrika'dan koptuktan sonra gelip asya'nın tamponuna alttan geçirmesinden sonra oluşan himalaya sıradağlarının ardında çarpışma öncesinde yer alan denizin çökeltisidir. ki burada hindistan sekizde sekiz kusurludur. park halinde duran kıtaya frensiz çarpmıştır.

    bu tuzun bölge halkı için öneminin anlatıldığı, bir alman-isviçre ortak yapımı olan "die salzmänner von tibet" (the saltmen of tibet) adlı belgesel izlemeye değerdir. dağbaşında senenin sadece birkaç günü kurulan bir pazarda on adet patates, üç beş kilo çay, bir litre gazyağı ve altı adet yumurta gibi bizlere göre çok sıradan komoditeler karşılığında birkaç çuval tuz için aylar boyunca süren macera, aşılan dağlar, katedilen mesafe, çekilen çileler, yaşanan tehlikeler ve bu sıkıntının her yıl tekrarlanan bir rutin olması insanın gözünden yaş getirir.

    ahanda imdb linki: http://www.imdb.com/title/tt0120056/

    filmde bugün pazarlanan egzotik "himalaya tuzu"ndan hiç söz edilmez. ancak filmin bu tuzun bir fenomene dönüşmesinde payı olmuş mudur derseniz, olmuştur derim. neden demeyeyim ki?
  • turkiyede sanki mucizevi biseymis gibi pazarlanan aslinda gayette bildigimiz tuzdur. tuz tuzdur.
    hatta parapsikoloji seminerinde vede ufo konferansinda betul arim denen mehmet ali alabora anasi kadin getirmis bunu sanirsam, standin basinda durmuyordu ama tuvalette falan ben bunu kullaniyorum tum hastaliklarim gecti diye reklamini yapiyordu sagda solda. iyice gicik oldum.
  • hikaye o dur ki; iskender zamanında, himalaya eşrafında dolaşırken, dinlence sırasında atları mağaraya bırakıyorlar. önlerine de tuz koyuyorlar. lakin bakıyorlar ki, atlar tuzu yememiş. sonra tekrar koyuyorlar, ertesi gün bakıyorlar, yine yememiş atlar. bunlar sonra fark ediyorlar ki, atlar önlerindeki tuzu değil duvardaki tuzu yalıyorlar. bu da bizim henüz o zaman meşhur olmamış pembe tuzumuz himalaya tuzu. ondan sonra iskender sırf oradaki tuz için orayı elinde tutmuş.
hesabın var mı? giriş yap