• akromegaliden mütevellit türeyen ve 9 mm seviyesinde,yani hala mikroadenom iken geçtiğimiz ağustos'ta erken teşhis sayesinde ve transsfenoidal cerrahi müdahale ile kurtulduğum tümör çeşidi. basit bir geniz eti aldırma işlemi için gittiğim yalçın varnalı adlı insanüstü şahsiyetin kendi ihtisası olmamasına rağmen (kbb uzmanıdır kendisi zira!) şüphelenerek bir dizi tahlil yaptırmamı istemesi sonucunda ortaya çıktı. bir nevi küçük çaplı bir mucizedir benim hayatımda, zira yavaş ilerleyen bir ayak ve el büyümesi dışında hiçbir belirti yoktu görünürde.
  • şimdi yazacaklarımı geçen ay tam da bu gün bana okutup bak sen bunları yaşayacaksın deselerdi sanırım önce kalpten giderdim sözlük... ama hayat bu ya , suyu yavaş yavaş ısıtıyor sonra her şey bir anda oluveriyor sonra geri dönüp baktığında sen bile inanamıyorsun neleri göğüslediğine...
    a bu ara da, bu tanı ile yeni tanışıp araştırıp bakana okuyana... korkmayın aslında hiç birşey yok , sadece duruduk yere can sıkıyor o kadar...

    yaklaşık 2-3 yıldır yılın bu dönemlerinde benim periyodik olarak başım ağrır olmuştu... ilk sene niye ise ilk iş dişçime gittim, diş sağlığıma yöneldim. baş ağrımı yok saymaya nedenler buldum.
    2. yıl yine bu dönemler ve ben yine ders çalışıp kafayı yerken baş ağrısı ile kıvranmaya başladım, bu sefer de kendimi göz doktorunda buldum. hatta ilk gittiğim göz doktor çok ütopik bi gözlük yazınca kadına epey bi sinirlenmiş, başka bi doktor da teyit edeyim durumu diye 2. bi göz doktoruna bile gitmiştim.. sonuç tam da umduğum gibi, taş gibiydim! gözlerde de problem yok , hadi yazalım bari diye yazılmış bi gözlük edasında reçete edilmiş gözlüğümü alıp baş ağrımı yok sayıp hayatıma devam ettim. hoş ilk gittiğim göz doktoru hatun optik disklerde silikleşme var bi nörolojiye gitmen gerek demişti bi ara ama o söylediklerini o gün çok silik duymuştum, şimdi şimdi netleşiyor..

    ve bu eylül-ekim döneminde yine bi baş ağrısı..
    hem de yine hiç olmayacak zamanlar da . o kadar işin gücün arasında. ama nasıl, ışık ses her şey mi rahatsız eder insanı... sağım solum sağlıkçı bide , benim bu şikayetlere önce sinüzit dedik, sonra migren dedik... actifed içince geçiyo gibi ama niye ışık ses rahatsız ediyor die kendi kendimize reçeteler yazıp muayene etmeye çalıştık ki foss oldu.

    sonra günlerden bi gün

    ekim 24 ...

    ben yine evde kronik olarak kpss'ye çalışırken sevgili aradı bininci defa başım ağrıyor demişim galiba ki o da bana pat die nörolojiye git bugün dedi.
    bu ara da sevgili doğu görevinde bi doktor, ben eskişehir de bi hemşire kız çocuğu. ben pek sıcak bakmasam da o çoktan arkadaşlarını aramış, bana da evden çıkıp karşısındaki hastaneye gitmek kalmış ki bu bile çok sıkıcı...
    lafı uzatmadan o gün ilk defa eskişehir osmangazi üniversitesi'nde nöroloji polk. gittim.
    fakat muayene eden asistanın dediklerinden çok hoşlanmayarak eve döndüm.

    ekim 25 ...

    bunun üzerine ertesi gün nöroloji polk.'den doç. dr. atilla özcan özdemir hocamıza gittim.
    o da bana bu ağrıların migren veya sinüzit ağrısından başka bişey olabileceğini bunu anlamak için mr çektirmek gerektiğini söyledi.

    ekim 26 ...

    hızlı olması için eskişehir acıbadem'de mr çektirdim. ki mr'a girerken de çıkarken de ağladım. ne gıcık ne bitmez bişeydi... tanı değil kabir azabı aracı gibi gelmişti başta. 40 dk. boyunca ömrümden ömür gitti. çıkışta dedim bi daha da mr'a girmem... aldım sonucumu gittim özcan hoca'ya... ve mr cd'me bakıp hipofizim de bi büyüme gözüktüğü muhtemelen bi tümör olduğunu söyledi... ki ben ondan sonrasını duymadım sözlük. error vermiş halimle hoca bana hemen bi tane de hipofiz mr'ı çektirmem gerektiğini söyledi.. hipofiz mr'ımı da çektirdim.
    sonuç olarak 20 mm bi adenom saptandı. bu süreç o kadar hızlı ilerledi ki arada ki günler kayıp sözlük.
    sevgilimdi annemdi eskişehir'e geldiler, beni bi ordan bi oraya götürdüler.. ben de error vermiş psikolojisi bozulmuş halimle adeta ordan oraya savruldum.

    6 kasım cuma...

    artık her şeyi netleştirmiştik . hipofizim de büyük bi tümör vardı ve alınması gerekiyordu. bunun için türkiye'nin önde gelen hipofiz cerrahı olan savaş hoca'dan (bkz: savaş ceylan) randevu almıştık. muayeneye gitmeden önce lazım olacak endokrin testlerini ve görme alanı testini de yaptırmış dosyamız da hazır etmiştik...

    9 kasım pazartesi ...

    kocaeline gittik ve savaş hoca'ya muayene olduk... açık açık oluşabilecek komplikasyonları riskleri konuştuk ve kesinlikle geciktirmemem gereken bu ameliyat konusunda nasıl bulantılar bunaltılar yaşadım anlatamam sözlük.

    10 kasım salı..

    nasıl olsa 2 hafta içinde ancak ameliyat tarihi gelir düşüncesi ile o gün mutlu uyandım.. kendimi dışarı güneşe attım ki daha sevgili ile mutlu mesut kahvaltıya oturmadan hastaneden telefon. perşembe hastaneye yatış isteniyor. pazartesi ameliyat. nasıl ruh sıkışmaları , daha ne oluyor ne bitiyor demeden biz hastane hazırlıklarına başladık.

    12 kasım perşembe ...

    kocaeline tekrar geldik.. hastane de yaptığımız işlemlerin hepsi sil baştan yapıldı. ve ben yine mr'dan hiç hoşlanmadım. neyse ki mr'da yanına eşlik edilebiliyor. bi keresinde de nil karaibrahimgil açmalarını istemiştim kırmamışlardı...

    16 kasım pazartesi ...

    ameliyat gecesi, overdose ataraxla geçen günler ,korkular, anestezi vs filan dersek, işin öznel kısımını geçersek başarılı bi operasyon olmuş benim için.
    normal de açık ameliyatta yapılabilen bu durumu savaş hoca ve ekibi transsfenoidal olarak yaptılar. sadece sağ burun kanadım kullanılmış üstelik. meraklısına operasyon süreci şöyle ve ben vakayı izlemeyi taburculuktan sonraya bırakmıştım ki benim için en iyisi olmuş bu sanırım... ki savaş hoca , asistanları ve hemşireleri için ayrıca upuzun bi teşekkür yazısı yazmak gerekir. gerçekten çok profesyonel , enerjik , kibar ve ilgililerdi. hepsine minnettarım!

    19 kasım perşembe ...

    her şey yolundaydı... kendimi çok iyi hissediyordum. büyük bi operasyon geçirmiş gibi hissetmiyordum ki bunda hastane de verilen bazı güzel =) ilaç tedavilerinde etkisi vardı tabi... yürüyebiliyor, hava almaya çıkabiliyordum bile.. ve ne gariptir ki gözlerimde ki o yoğun ağrı kulağımda ki uğultu hemen kaybolmuştu. sadece optik sinirlere bası yapıyor olması bile ne sıkıntılar çektiriyormuş meğersem farkında değilmişim. iyi ki savaş hoca'yı dinlemişim, yoksa ben baya baya geciktirirdim bu operasyonu...

    ve taburcu oldum.

    şimdi ailemin yanında deltacortil'in açtığı iştahla dinleniyorum.
    taburculuktan sonra diyabet insipid yönünden kendinizi takip etmeniz gerekiyor. halk arasında şekersiz diyabet. çok su içtim mi ne kadarını çıkardım vs.. hastanede öğretiliyor zaten bunlar.işin basit kısmı oluyor bu.
    bi süre şekerden ve tuzdan kısıtlı diyet almanız gerekiyor.
    ilk günler çok başınız dönecek.. ama dinlenince geçecek abartmayacak sizi yormayacak. kafanızın içi dolu dolu olacak ama o da gün be gün azalacak....
    ameliyattan bi hafta sonra endokrin testleriniz tekrarlanacak ki ben bu gün daha postop 8. günde olarak yeni gittim.
    sonra aylık yıllık kontorlerle o deli baş ağrılarından kurtulmuş olacaksınız...

    a bu arada en önemlisini yazmamışım sözlük.
    adenomlar genelde iyi huylu olarak bilinen tümörler olmakla birlikte kesin sonuç vaka sonu patoloji çalışmaları ile netleşir.
    hipofize komşu olduklarından kendilerini bişey zannederler ve onlar da bazen kafalarına göre hipofiz hormonlarını salgılarlar.
    bu yoğun hormon salınımları asıl belirtileri verir. kişiyi adenoma götürür. ama normal şartlar da, kadın cinsinde yoğunlukta olmakla birlikte insanlarda yaygın gözüken adenomlar , rastlantısal olarak bulunur.

    benimkisi mi?

    nonfonksiyonelmiş puşt.
    ama yine o da patoloji sonucu netleşecek bakalım....

    neyse işte ne diyordum...

    tam bi ay önce bu gün başım ağrıyordu ve sevgilim aradı ... =)
  • en sık görülen fonksiyonel hipofiz adenomu prolaktinomadir.

    ve prolaktinomalar hariç bütün hipofiz adenomlarinin tedavisi cerrahidir. sadece prolaktinomalarin ilk tedavileri medikal tedavidir.
  • 2009 senesinde 18x20x22 mm iken 2013 senesinde 25x27x25 mm olması sebebiyle artık vedalaşmamız gerektiğini düşündüğüm ve geçen perşembe aldırdığım tümör.

    2009 senesinde bir halı saha maçında dizimi kale direğine çarpmıştım. ayağımda önce ağrı sonra uyuşmalar olunca doktora gittim ona bakalım buna bakalım derken sinir sıkışması olabilir birde beyin mr'ı alalım dedi. sonuçları ertesi gün aldım. doktoru beklerken neymiş bir bakayım dedim. sonuç kısmında bir sürü şey yazıyordu. altı çizilmiş olan " bu görünüm ve bulgular nekrotik transformasyona uğramış makroadenumu ilk planda düşündürtmektedir." cümlesinin ne anlama geldiğini okuduğumda anlamamıştım. kendi kendime nekrotik transformasyona uğramış makroadenom tanıya bak , kesin eften püften birşeydir böyle artis artis yazınca birşey oluyor sanki diyordum. sıram gelince içeri girdim. doktor sinir sıkışması yok ama hipofiz bezinizde bir makroadenom var. yani iyi huylu bir tümör , pek çok kişide doğuştan bile olabiliyor , tedavisi var bla bla birşeyler söylüyordu, bense beyninizde tümör vardan sonrasını duymadım bile.

    neyse o şok kısmı atlatıldıktan sonra tümör çok korkunç , makroaedenomda söylemesi zor olduğu için kendisine ercüment adını koyduğum adenomumla yaşamaya başladım. pek şanslı biri değilim , biz tanıştığımızda ercüment ebatları itibariyle mikroadenomluktan ( 10 mm den küçük) çıkmış makroadenom ( 10 mm den büyük) olmuştu. yani bizim ilaçla küçültme ve sabit tutma şansımız yoktu , tek kurtuluş en başından beri cerrahi operasyondu. ama şanslı olduğum bir nokta ercüment hormon salgılamıyordu. non fonksiyonel tip bir adenomdu yani endokrin kısmı ile pek işim olmadı baştaki testleri saymazsak.

    tüm doktorlar aynı şeyi söylüyordu önce izleyip büyüme var mı onu göreceğiz ona göre hareket edeceğiz ilk sene 3 er aylık dönemlerle ikinci sene ve sonrasında 6 şar aylık dönemlerle izledik ercüment'i.

    benim hem kalbimde hemde beynimde herkese yer vardı oysaki ama yok illa ben büyüyeceğim olduğum yerde duramam dedi ercüment efendi. ameliyata karar verdiğimde ne görme bulanıklığı , ne çift görme ne de başa çıkılamaz baş ağrılarım vardı. ( bunlar ameliyat sinyalleri) tamamen tırsaklığım neticesinde ameliyat olmaya karar verdim. bu adenomların alınması iki yolla oluyor 1.si transsfenoidal yaklaşım yani burun deliklerinizden girip beyin tabanından hipofize ulaşmak ve ordan temizlik yapmak bunun için adenomun belli büyüklükte olması gerekiyor. 2.si ise adenom burundan alınamayacak kadar büyükse kafatasınızı yarıp beyninizi iki loba ayırıp ordan alıyorlar. eee ercümentte sürekli büyüme eğiliminde olduğundan beynimin iki loba ayrılması fikrine katlanamadım. verdik kararımızı , meselenin tamamı o kararı verebilmek zaten ,sonrasında veriyorlar narkozu sen "alice harikalar diyarında" modunda dolanırken kesiyorlar biçiyorlar ruhun duymuyor.

    transsfenoidal yöntem endoskopik ve klasik ( mikroskobik) iki yöntemle yapılıyor
    doktorum endoskopik yöntem ile ameliyat edeceğini söyledi. endoskopik yöntemin en önemli riski beyin omurlik sıvısı (bos) kaçağı olması % 1-3 arası düşük bir yüzde ve operasyon sırasında müdahale edilebiliyor. klasik sisteme göre en önemli avantajı ise burun içi tamponlarının olmaması. bu sistemde görme sinirleri ve şah damar sinirleri daha korunumlu oluyormuş.( doktorun yalancısıyım) klasik sisteme göre daha erken taburcu ediliyorsunuz ayrıca. pazar günü hastaneden çıkabilirdim ama doktorum yoktu pazartesi günü taburcu oldum.

    aşağıda ameliyatla ilgili bir iki link var. ben bu kısımları pek hatırlamıyorum son hatırladığım şey anestezi uzmanının korkulacak bir şey yok birazdan uyuyacaksın dediği.

    ayıldıktan sonra akşam üstü kısa bir yürüyüş yaptırdılar. verdikleri ağrı kesici çok etkili ama etkisi geçince çıldırtırcasına bir baş ağrısı oluyor.

    hapşırmak , öksürmek , ıkınmak sıkınmak, kafaya sert darbeler almak 10 gün kadar yasak. bunlar için çeşitli ilaçlar verdiler. operasyondan sonra 1 hafta içinde normal hayatınıza dönebiliyorsunuz ama bizim evde aşırı ilgili ve pipirikli aile sonucu henüz ben dönemedim.

    şu sıralar burnumda ve başımda orta şiddetli gelip geçici ağrılar oluyor. 1-2 ay içinde tamamen ortadan kalkacakmış. değişik bir durum olursa gelir yazarım. yani inşallah yazabilirim :))

    son bir notta ercüment'e olsun. biliyorum tekrarlama riskin çok yüksek ama geri gelme be paşam , herkes kendi yoluna gitsin , tek ayrılan biz miyiz ?

    tam olarak nerde olduğu ve nasıl alındığının basit hali.

    http://i.imgur.com/k7k0i6i.jpg

    bunlarda ameliyatla ilgili bir iki link
    http://www.youtube.com/watch?v=fi7ja3nlv5q

    benim midem kaldırmaz diyorsan buna bakma
    http://www.youtube.com/watch?v=opfzmjuxt9w
  • dostinex alma sebebinin çoğulu.

    hem insan "olmasaydın be!" diyor, sonradan yine de kendine "sus, isyan etme!" diyor. bir sürü insan daha da ciddi boyutlarda olan ne hastalıklarla uğraşırken sen düzenli kontrol gerektiren ve belli bir süre ilaç alarak tedavi olacağın bir şey ile karşı karşıyasın. raporu alıp da yine dostinex yolları görününce böyle diyorsun.
  • 2007 de ameliyatını 2008 de gamma knife‘ını olduğum makroadenom.
    sonra akromegali olduk kaldık.
    yıllar geçti, düzenli iğnesi, ilacı, mr ı , check up ı devam ettik.
    sonra eylül 2019 da hadi bakalım her şey yolunda bırakalım ilacı (iğne büyüme hormonunu dengelesin diye ) denildi.
    ben şok!
    şimdi geçti zaman, 11 ay sonra 7 ağustos ta iğnesiz ne kadar iyi haldeyim bakmaya gideceğim. gergin değilim! en fazla tümör tekrarlamıştır ameliyat olurum. ya da en iyi ihtimal ayda 1 iğne olurum ne olacak.
    ama diyorum 13-14 sene oldu.
    ağrı içinde geçen heba olan yasayamadigim 20 li yaşlarım oldu. sahip olamadığım bebek, çocuk, evlat oldu. (belki hastaliktan belki başka şeyden bilmiyorum çünkü 20 li yaşlarımda yasaktı, sonra yaş geçti ama cesaret edemedim korkudan )
    yine de çok iyi bir hasta oldum. hocalarım beni hep övdü. ignemi aksatmadım, ne deseler yaptım...
    “kolonoskopi mi? ver hortumu.! ne olacak!
    safra kesesi mi? al gitsin ne olacak?
    mr mı? eve de mi alsak git gel uğraşmasak?”
    yeter ki canım yanmasın, başım ağrımasın. ama hepsi geçti şükür tabi gençliğimle beraber ama süper iyiyim bana göre. hamdolsun.
    şimdi umarım gh ve igf değerlerim normal seviyede çıkar da ben bu 20 mm lik tümörün diyetini çoktan ödediğime inanırım.
    yoksa da canım sağolsun.

    bu başlığa işinde 1 numara özellikle hipofiz adenomlarda bana göre otorite bir isim
    savaş ceylan
    hocam için gelmiştim. ama içimi de döktüm iyi oldu. olur da gelirseniz bu başlığa savaş hoca candır bilin isterim.
  • kadınsanız doktorunuzun 2 soruyla teşhis edebildiği tümör çeşidi.

    - adetin kesildi mi?
    - evet.
    - göğsünden süt geliyor mu?
    - evet.

    ek olarak tümörün göz sinirleri üzerine baskı yapması sonucu, görme bozukluğu şikayetiniz de varsa en kısa zamanda ameliyat olmanız gerekecektir.
    geçmiş olsun.
  • sayesinde salı günü ameliyat olacağım oluşum.

    bilgilendirme : ameliyat sorunsuz geçti, iyileşme sürecinde 1-2 gün sıkıntı yaşanıyor ama çok dert edilecek şeyler değil.
  • büyüyen tümör göz sinirlerine baskı yaparak görme bozukluğuna, hatta geçici görme kaybına, şiddetli ve kusmayla sonuçlanan baş ağrılarına sebep olur. burundan sinüs boşluğu geçilerek yapılan ameliyatla tümörün içi boşaltılır. görme bozukluğu bende ameliyattan sonra kısmen düzelse de eskisi gibi olmamıştır. ameliyatın tecrübeli bir doktor tarafından yapılması, tümörün tam olarak temizlenmesi ve bir daha nüksetmemesi için çok önemlidir.

    buradan ameliyatı izleyebilirsiniz. http://www.youtube.com/watch?v=ftjwm8bz9oi

    ameliyattan sonra düzenli bir şekilde hastalığı takip etmek gerekmektedir. 4 yıl önce endoskobik yöntemle temizlediler tümörü. iyi huylu dediler ancak ameliyattan yaklaşık 2 yıl sonra mikro ölçekte tekrar büyüme eğilimine geçmiş dedi doktor. ya büyümesini bekleyip ikinci kez ameliyat olursun ya da ışın tedavisi (gamma knife) olursun dediler. ışın tedavisi yüzde doksan başarıya sahipmiş. 2013 nisan ayında acıbadem hastanesinde ışın tedavisi gördüm (dr. selçuk peker'di tedaviyi uygulayan). tek seanslık bir işlem ve ameliyat gibi rahatsız etmiyor. işlemden sonra günlük hayatına devam edebiliyorsun. ışın tedavisindne sonra hormon dengemde kısmi bozulma oldu. hormon ilacı alıyorum şu an. ilaç kullanma haricinde bir sıkıntım yok.
  • hipofizimi dürten şey bu sanırım. teşhis çok geç konulmuştu aman dikkat. prolaktini yükseltir, bunu duyan abim doktor olan arkadaşına sebebini sorar aldığı cevap; - e abi prolaktin hamilelerde yüksek olur. çok gülmüştüm sözlük. *
hesabın var mı? giriş yap