• yukarıdaki postun gerçekle alakası yok. hitler'in kurmayları hitler'e fantastik planlar falan satmadı.

    halder olsun, zeitzler olsun, guderian, von manstein, von rundstedt, rommel hepsi öyle yada böyle hitler'le ateşli kavgalar ettiler. hitler bu adamları dinlese savaşı kaybetmezdi, tüm gerizekalı kararlarını kendi verdi. almanlar umurunda da değildi, alman halkı umurunda olsa barış yapmaya çalışırdı, 15 yaşındaki çocukları askere almazdı.

    hitler her yerde yüceltiliyor bir burası eksikti.
  • üçüncü reich'ın yükselişini ve çöküşünü anlatan,birleşik krallık yapımı,22 şubat 2018 tarihinde 10 bölüm olarak çıkış yapan yeni netflix belgeselidir.olaylar uzman tarihçiler,yazarlar ve akademisyenler tarafından anlatılmakta ve anlatımlar profesyonel oyuncularla çekilen sahnelerle ve dönemin fotoğraf ve film arşivleriyle de desteklenerek ilgi çekici hale gelmektedir. yapım özellikle hitler veya reich'in okültist yapısından ziyade hitlerin beyin takımına odaklanarak dönemi anlatmasıyla benzerlerinden ayrışıyor.belki kendi cahilliğim olsada bu tarz hitlerin çevresindeki karakterlere odaklanan başka bir yapım hatırlamıyorum.hitleri hitler yapan insanların ve olayların anlatıldığı bu seri kanımca the untold history of the united states ile birlikte özellikle lise öğrencileri ve üniversitelerdeki ilgili bölümlerin -özellikle birinci sınıf- öğrencileri için önemli yapımlardır.

    not:iş bu entry kendini ilerleyen zamanlarda detaylandırarak güncelleyecektir.

    özel teşekkür:ne nedir ne ne degildir e verdiği ukteyi kaldırarak bu yaznın ve yazar adayının önünü açtığı için teşekkürü bir borç bilirim.
  • nazi almanyasının doğuşundan çöküşüne kadarki süreci hitler ve çevresindeki beyin takımıyla beraber anlatan belgesel. hitlerden ziyade çevresindeki beyin takımına odaklanması belgesele farklı bir bakış açısı katmış. başlık içinde bu belgesel için akp'nin de benzer propogandalar yaptığı söylenilmiş, doğru fakat eksik bana kalırsa. ülkede benzer propagandalar yapılmış olabilir fakat ülke gerek sosyal gerek ekonomik olarak uzun yıllardır bu kadar gerilememişti. bunun yanı sıra türkiye'de kışkırtıcı söylemleri olan bir muhalefet yok. belgeselden edindiğim gözleme göre de almanlar arasında o dönem gözle görülür bir yahudi düşmanlığı yok fakat hitler halka bunu zamanla empoze etmeye başlıyor. ülkemizde ise giderek artan bir suriyeli sorunu mevcut. hitler gibi toplumu kışkırtmaya gerek bile yok. şu an göbbels tarzı söylevleri olan biri çıksa, göbbels'i sollar geçer yemin ederim.* böyle bir durumda da almanya'daki yahudilerin konumuna kimlerin geçeceğini de az buçuk tahmin edebiliriz. belgeseli izleyeceklere yaşadığımız dönemle bağlantılı olarak ve tanıdık gelen imgeleri düşünerek izlemelerini tavsiye ederim.

    -belgeselin başlarında 1932'de almanya'daki işsizlik oranı %30* olarak belirtiliyor. hitler pat diye başa geçemiyor zaten. bunun için yıllarca uğraşıyorlar. hatta ilk başlarda %2-%3 oranında bir oy alıyorlar. 1929'a kadar almanya abd'den aldığı kredilerle beraber toparlanmaya ve ekonomik olarak düzelmeye başlıyor aslında. oylarının %2-%3 bandında kalması sırf bu sebepten. fakat 1929'da abd'de başlayan kriz almanya gibi borç alan ülkeleri bir anda etkiliyor. sonrasında işsizliğin %30lara çıkması hitleri iktidara taşıyan en önemli unsur oluyor.

    -joseph göbbels denilen bir herif var, hitler'in propaganda bakanı. bütün pislikler bu puştun yüzünden ortaya çıkıyor sanki. bana göre beyin takımı içinde en uç görüşlere sahip olan, yahudilerden ölesiye nefret eden adam bu. diğerlerinin asıl amacı güç ve iktidar elde etmek. misal beyin takımından birinin manevi babası yahudi, biri sırf asker olup egosunu tatmin etmeye çalışan bir manyak, komutanlardan biri eşcinsel falan ama buna ne hitler o kadar önem veriyor ne de diğerleri. göbbels denen puşt yüzünden bunlar sonraları düşman ilan ediliyor. göbbels sayesinde hitler'e 1933te şansölyelik veriliyor. bu onlar için mükemmel bir şey oluyor aslında. bu sayede sokaklarda savaşan teröristlerden yönetimdeki koalisyonun parçası olan siyasetçilere dönüşmeye başlıyorlar.*

    -hermann göring'in içişleri bakanı olmasıyla birlikte ülkedeki bütün kaynaklar ss güçlerine aktarılmaya başlanıyor.*

    -ss ler dışında başka bir polis gücü daha var: gestapo*. kendileri buna gizli devlet polisi diyorlar. gestapolar o dönem devlet terörünün korkunç bir örneği oluşturmuştur. canları istediğine istediği gruba saldırtıyor, istemediğine saldırtmıyorlar. misal koministlere saldırtıyorlar fakat nazi saldırılarını görmezden geliyorlar.*

    -reichstadt'ta büyük bir yangın çıkınca hitler bu fırsatı kaçırmıyor. hindenburg'u reichstag kararnamesi'ni imzalamaya ikna ediyor. halkı koruma kisvesi altında temel haklar askıya alınıyor ve nazilere yasal olarak herhangi bir direnişi bastırma yetkisi veriliyor.* o dönem polis sayısı %36 arttırılıyor.*

    -göbbels yahudi işletmelere ülke çapında büyük bir boykot uygulamaya başlıyor. mesela görring bu konuda o kadar katı değil çünkü manevi babası yahudi ve onun sayesinde iyi koşullarda yetişmiş. göbbels'in kışkırtmasıyla ülke genelinde "yahudilerden satın almayın", "yahudiler felaketimizdir" tarzında boykotlar düzenleniyor. ilk başlarda almanlar bu boykotları tınlamıyor. hatta yahudi işletmelerinin girişlerine polis falan koyuyorlar fakat ilk başlarda halka fiziksel bir müdahale yetkisi olmadığı için almanlar polisleri umursamayıp alışverişlerine devam ediyorlar.

    -göbbels o dönem medya organlarını etkin bir şekilde kullanıyor.*

    -naziler ilk başta güçlü bir almanya vaadi ile iktidara gelmişti. bu yüzden göbbels halka duymak istediklerini söyler.* nazilerin icraatleri arasında otoban yapımı gibi devasa bir inşaat projeleri vardı.*

    -toplumsal mühendislik çalışmaları başlar. volksgemeinschaft yani halk ortaklığı fikri ile birlik ruhunu canlandırmaya çalışırlar. böylece hitler'in en bilinen söylemlerinden biri ein volk ein reich ein führer* ortaya çıkıyor.*

    -bir olayda askerin biri ölüyor. bunun üzerine hitler polisi geride tutmalarını,
    olaylara müdahale etmemelerini, yahudilerin halkın öfkesini hissetmeleri gerektiğini söylüyor.**

    -hitler başa geldiğinde işsizlik %30larda demiştik. o dönem akıllıca bir hamle yapıp silah imal eden ve diğer endüstrilerde çalışan işçilerin ücretlerini arttırarak onların greve itibar etmemelerini sağlıyor. başarılı da oluyor aslında, böylece üretim miktarı artıyor. bu taktik aynı zamanda ülke genelinde kontrolü sağlamak için çok mantıklı bir hamleydi bana göre. gerçekte olan ise bir taraftan alıp diğer taraftan verdiğiydi.

    -göbbels chirchill'in krizin eşiğindeyken yaptığı konuşmadan çok etkileniyor. bundan etkilenerek alman halkını her cephede savaş çabalarına inandırıyor. sonuçta savaşmak aslında sadece savaş meydanlarında değil ekonomi ve sanayi de başta olmak üzere her alanda olan bir şey. tasarruf tedbirleriyle ilgili bir öneri sunuyor. hitler düşünce olarak alman kadınlarının çalışmalarına taraftar değil fakat göbbels hitleri bir şekilde ikna ediyor ve alman kadınları silah fabrikalarında çalışmaya başlıyor. fabrikalarda kadınların mecburi hizmete alınması iyi bir çözümdü. bu aynı zamanda o dönem için iş gücü sorununu çözebilirdi.

    belgeselde gösterilenler dışında o dönem yaşananların ardında kadın, çocuk ve gençlerin de olduğu büyük bir toplum mühendisliği vardı. bunlardan bir kısmına bakacak olursak:

    -hitler'in kadınları iş hayatına dahil etmesiyle birlikte o dönem yaklaşık olarak 600 bin hemşire, nazi subayları ve hükümet için 500 bin asistan ve tarlalarda çalışan 500 bin kadın vardı. hitler totalde 1.5 milyon kadını iş gücü olarak kullandı.

    -1933'ten itibaren rejim bir aile kurmayı arzu edenlere hediye olarak düğün kredisi öneriyordu. kredinin tutarı bir işçinin 1 yıllık maaşına kadar çıkabiliyordu. her kredi sonraki çocukta %70 daha az geri ödeniyordu. böylece 4. çocuktan sonra kredi kapanıyordu, ki bu zaten rejimin istediği minimum sayı.* hitler: "beşikler uyuyan ordulardır" söylemiyle bunu desteklemiştir. motivasyona bakar mısınız sayın seyirciler? o dönem anne haçı denilen bir şey var. buna göre 4 çocuk bronz, 6 çocuk gümüş, 8 çocuk için altın takıyorlar. o dönem bu madalyaları 5 milyon kadın kazanmış. böylelikle doğum oranı %25 artıyor.

    -aryan bir ırk elde etme hevesi yüzünden t4 programı diye bir şey ortaya çıkıyor. bu program zihinsel ve bedensel engellileri hedef alıyor. ebelerin doğum yaptırmak ve bebeklerin kaydını tutmak dışında başka bir görevi daha var: engelli çocukları ihbar etmek. bu ihbarlarla doğru orantılı olarak ebelere prim ödeniyor. şizofreni gibi sonraki nesle aktarılacak rahatsızlıklara sahip olan 100 bin erkek ve 200 bin kadın o dönem kısırlaştırılıyor.

    -nazilere göre o dönem aynı zamanda "alman çocuklar devlete aittir" ilkesi geçerliydi.

    -polonya'nın işgali sırasında hem iş gücü yaratmak hem de o toprakları almanlaştırmak adına 500 bin alman kadın polonya'ya gönderiliyor.

    -toplama kamplarında da çalışan bir ton kadın var. toplama kamplarında çalışmak için alınan kadınların sözleşmelerinde "...keine beruflichen kenntnisse..." tarzı cümleler geçer. yani bu kamplarda çalışmak için alınan kadınlarda herhangi bir vasıf aranmamaktadır. sözleşme şartlarında ise istediği an istifa etme hakları mevcuttu fakat o zamanki kayıtlara göre istifa eden hiçbir kadın yok. hiçbir istifanın olmamasının altında başkaları üzerinde güç sahibi olma psikolojisinin yattığı söylenir. sonuçta buraya alınan kadınlar vasıfsızdı ve burada çalışarak sosyal statüleri yükseldiği için gurur duyuyorlardı.*

    -hitler kadınlar ve yeni doğan çocuklar dışında gençlere de el atıyor. 1930'ların başında ülkede yaklaşık 9 milyon genç var. hitler 1933 sonrası bütün partilerin gençlik kollarını dağıtıp kendi partisinin gençlik kollarına geçiriyor. böylece parti gençliği 1 yılda 100 binden 2 milyona çıkıyor. bunun dışında okullardaki müfredatı da onlar belirliyordu.*
  • oldukça başarılı belgesel. adolf hitler'in nasyonel sosyalizm ile tanışmasından intiharından hemen sonrasına kadar yaşanan dönemde, dietrich eckart, rudolph hess, hermann göring, joseph goebbels, martin bormann, albert speer, heinrich himmler ve reinhard heydrich'in kariyerlerinin yükselişi ve düşüşü, bu arada birbirleri ile güç mücadeleleri gayet güzel anlatılmış.

    nazi almanyası denildiğinde hep akla hitler gelir, ama onun bir adım gerisinden nazi almanyası'nın asıl mimarı olan ekibini bu belgesel dizisi güzel anlatmış.

    tabi belgeselde sürekli olarak bu ekip üyelerinin acınası yönleri de rahatlıkla verilebiliyor, nasıl olsa açıkça nazizmi savunabilen yok. ama bu durum, günümüzde de varolan diğer diktatörlük saraylarında da nasıl otorite kavgaları verildiğine dair bir fikir verebiliyor...
  • hitler'in etrafındaki yardımcılarını ve yol arkadaşlarını anlatan netflix belgeseli. heinrich himmler , joseph goebbels , hermann göring, rudolf hess , martin bormann, reinhard heydrich, dietrich eckart ve şu an aklıma gelmeyen diğer adamlar üzerinden o dönemin almanya'sını, hitler'i, nazi partisi'nin kuruluş yükseliş ve çöküşünü gerçek görüntüler, profesyonel oyuncular ile canlandırmalar ve tarihçilerin anlatım görüntüleriyle işlemiş. o dönemi anlamak isteyenler için harika bir belgesel. izlerken aslında benzer şeyleri şu an bizim de yaşadığımızı fark ediyorsunuz. ekonomik kriz ile iktidara gelme, iktidara geldikten sonra medyanın ele geçirilmesi ve medya üzerinden insanların yaşamlarına müdahale edilmesi, tek adamı yükseltme ve yüceltme, etrafındaki danışmanların çıkar kavgaları ve ona yakın olmak için verdikleri mücadeleler, şansölye ve cumhurbaşkanı makamlarının birleştirilip reichsführer ünvanı ile diktatörlüğe geçiş falan çok tanıdık geliyor.
    bu belgeseli izledikten sonra gerçek görüntülerle hazırlanmış 6 bölümlük (bkz: apocalypse the second world war) belgeselini de izlemenizi tavsiye ederim. sıralama olarak hangisini önce izlediğiniz önemli değil.
    yine aynı dönemi bilimsel gelişmeler bakımından incelemek isterseniz einstein'in hayatının anlatıldığı genius dizisini de izlemelisiniz.
  • nazi dönem belgeselleri arasında ismini en iyiler arasına yazdırmış yapımdır. 10 bölümden oluşmakla birlikte her bölümde yaklaşık olarak 50 dakika civarındadır. bir bölümü bitirdikten sonra bir diğer bölüme geçiş yapma isteği beraberinde gelir.

    bu belgeseli muadillerinden ve diğer örneklerden ayıran en temel özellik, hitler'in kurmaylarını ve nazi partisinin çekirdek kadrosunu mercek altına almasıdır. yani nazilerin yükselişleri ve çöküşleri çekirdek kadro üzerinden anlatılır. belgeselin esas öznesi hitler değil, hitler'i çevreleyen göring, himmler, goebbels, hess, speer, bormann, heydrich gibi diğer kişiliklerdir. hitler's circle of evil vasıtasıyla bu adamların hitler ve birbirleri arasındaki ilişkileri, entrikaları ve yükselme arzuları izleyiciye aktarılmıştır.
  • ikinci dünya savaşı’na dair bilgilendirici ve birçok detaya dair merak uyandırıcı 10 bölümlük belgesel. insan bitmesin devam etsin; almanya bu ruh hastalarından sonra nasıl bir psikolojiye girdi, bundan nasıl sıyrıldı vb soruları da aynı fotmatta anlatsın istiyor.

    hitler’e dair birçok bilgiye kulak aşinalığımız var fakat onu kimler bu noktaya getirdi, yanındakiler nasıl insanlardı görmek isterseniz seyretmenizi tavsiye ederim.

    ayrıca politikanın ve güç merakının nasıl bir batak olduğunu anlamak için de çok iyi bir kaynak. 1984 kitabınının sadece kitap olmadığını bir kez daha çok üzülerek anladım. iktidar ve güç aşkı çok tehlikeli ve bunu bünyesinde “hırs” barındırmayanların anlaması çok zor ve üzücü bir süreç.

    belgeselde beni en çok şaşırtan rudolf hess oldu. bambaşka bir manyak. dünyada eşi benzeri olduğunu düşünmüyorum.
  • izlediğim ilk 4 bölüm itibariyle son derece başarılı belgesel. fakat netflix'teki altyazı rezalet olmuş. kimi yazılar çok hatalı, kimi yerlerde ise hiç çevrilmemiş.
  • izlediğim en başarılı belgesellerden biri.

    bir yandan tarihçilerin konuşmasını vermek bir yandan canlandırmalar yapmak bir yandan eski tarihi görüntüleri vermek. işte bu anlatımı beğeniyorum. saçma sapan sadece video üstüne yapılan konuşmalardan belgeseller çok sıkıcı oluyor.

    bence kesinlikle izleyin. ileride bizim ülkemiz içinde bu tarz belgeseller yapacaklar.
  • belgesel nazi rejimine yeni bir bakış açısıyla bakmamızı sağlıyor ama ben belgeselin anlatım biçimini pek sevemedim.geçen yüzyılda meydana gelmiş önemli tarihi olaylar anlatılıyor ve belgeselde olaylaylar fazla dramatize edilmiş gibi.olumlu taraflarına gelecek olursak,belgesel basit gözüken hataların nelerle sonuçlanabileceğini ,ihaneti ,çıkar kavgalarını,çarpık bir ideolojinin nelere sebep olduğunu biz izleyicilere iyi aktarıyor.bir yandan tarihçilerin yorumlarını aktarmak,bir yandan canlandırmalar yapmak ve eski tarihi görüntüleri aktarmak güzel olmuş.
hesabın var mı? giriş yap