• şu an okuduğum haruki murakami kitabı. yıllar sonra yazarın bir kitabını okumak mutlu etse de doğan kitap yüzünden bu mutluluk sürekli bölünüyor. çeviri ve editörlük açısından çok fazla hata var. kitapta bolca devrik cümle var. çevirmenin kelime seçimleri doğru değil. ekler çoğu yerde yanlış yazılmış. birleşik olmayan kelimeler birleşik yazılmış. en basitinden bir örnek veriyorum: neden bu koyun avına kadar bu kadar taktın sen? böyle bir cümle olabilir mi? her sayfada bir hataya denk geliyorum. 8. baskıda olan bir kitapta bu kadar hata olması yayınevinin kalitesizliğini gösterir. kitabı beğendim ve bitirmeme az kaldı ama bu hatalar yüzünden okumak istemiyorum.
  • tek kelimeyle berbat bir çevirisi olan kitap. çevirmenin japoncasını yargılamak elimde olmamakla beraber (ki japonca aslından çevrilmiş olmaması ihtimali düşük değil) türkçesinin çok kötü olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

    yazılmış zaten ama hüseyin can erkin'den murakami okurken aldığım tadın yüzde birini bile almadım. birkaç tane daha düşük cümle, yanlış tamlama kullanımı vs... görürsem kafamı duvarlara vuracağım.
  • "biraz çalışırsam hiç kuşkum yok, (a) sağ elimle de bir yaşam sürebilirdim, (b) sol elimle de bir yaşam sürdürebilirdim. ama hangisi olduğu pek önemli değil. açma denilen çöreğin delikleri gibi bir şey bu. bir açma deliğini boşluk olarak mı alacağın ya da başlı başına bir bütün olarak mı alacağın tam anlamıyla fizikötesi bir sorundur ve açmanın tadını hiç ama hiç değiştirmez."

    sf. 78, doğan kitap.
  • roman kahramanlarının isimlerinin olmadığı haruki murakami kitabıdır..adam, kız, koyun profesörü, yunus oteli sahibi vardır..
    itici bir kapağı olmasına ve bir çok dizgi hatası barındırmasına rağmen okuması keyiflidir.
  • kitapla ilgili en ilgimi çeken incelemeyi paylaşmak isterim:

    http://yilginkelimeler.wordpress.com/…yi-anlamak-1/
  • uzak doğu’nun felsefe dinleri ruhun sürekliliği üzerine kuruludur. bu inanış, edebiyatta büyülü gerçekçilik akımına kaynaklık etmiş, yazarına geniş bir anlatım perspektifi sunmuştur.

    bu stili çinli mo yan* gibi, haruki murakami de başarılı biçimde uygulamıştır.

    yazar, koyun metaforu üzerinden hem bireysel ve hem toplumsal ilişkileri sorgular. geçen yüzyılın ‘30’lu yıllarından itibaren japonya’nın sömürgeci saldırganlığının arkasındaki irrasyonaliteyi anlatır. ne ki, emperyal kapitalizm dünün düşünce tarzını da çözmektedir.
  • hayatımda gördüğüm en uyduruk kitap kapağına sahip romandı kendisi, neyse ki doğan kitap diğer haruki murakami kitaplarında olduğu gibi bu kitabında kapağını değiştirmiş. kitaptaki gerçeküstü koyun bana woody allen ın everything you always wanted to know about sex filmindeki çapkın koyunun uzaktan akrabası gibi geldi. bilmediğim bir koyun miti var ama ben şimdilik sadece peynirinden, etinden, sütünden yararlanabiliyorum.
  • --- spoiler ---
    body cells replace themselves every month. even at this very moment. most everything you think you know about me is nothing more than memories
    --- spoiler ---
  • her ne kadar içinde parapsikolojik ya da pagan dininden öğeler içerse de sizi tuhaf inandırıcılığı içerisinde hikayeye inandırıp koyunun peşine düşmenize neden olan roman. sanki biraz jean-christophe grange tadı var yabankoyunun peşinde.

    kesinlikle filme çevrilesi .... ama ne yazık ki yazarın en iyi kitabı değil.
  • kötü kapak tasarımlarıyla - malesef ki - doğan kitapçılık bünyesinde türkçeye çevrilen kitaplarının arasına yaban koyununun izinde ismiyle eklenen müzikal hikayecesi, magical realism üstadı haruki murakami romanı. hangi kuyular, hangi caz standartları, hangi rüyalarla bezeli olduğunu 350 sayfadan sonra söylemek mümkün.

    (bkz: haruki murakami/@euphrates)
hesabın var mı? giriş yap