• kasık lenf bezlerinin iltihaplanması.

    kaynak: tdk gov tr
  • (bkz: bubon)
  • 1976 yılıydı. kaçak durumundayım. antalya'da belediye iş hanında bir itriyat deposunda çalışıyorum. patronun şimdi 95 yaşlarında biri. ama parayı çok severdi. bize de yaşamımızı ancak ucu ucuna devam ettirebileceğimiz kadar bir parayı layık görmüştü. konyaaltı taraflarında bir gecekonduda kalıyordum. gecekondu içine koli kağıtlarını üst üste koyarak yaklaşık 30cm yüksekliğinde bir yatak yapmıştım. battaniyem bile yoktu. elbiselerimle o koli kağıtlarından oluşan yükselti üzerine kıvrılıp yatıyordum. böylelikle sabahları giyinmek zahmetinden de kurtulmuş oluyordum. bir kaç ay içinde sadece küçük tüp gaz ve bir alüminyum tencere alabilmiştim. yaklaşık 6 ay kadar sadece makarna haşladım.

    neyse efendim. durum bu. üst baş dökülüyor. ama ayakkabı da artık süzgeç gibi oldu. ayakkabının içine mukavva koyuyordum ki yolda yürürken ayaklarımın altı yara olmasın diye. çünkü antalya merkezden konyaaltı'na kadar her akşam eve ve ertesi gün de işe yürüyerek gitmek zorunda idim. ayakkabının sadece üstü düzgün gibi idi. alt kısmı içler acısı...

    bir hafta sonu idi. artık canıma tak dedi. eski giysiler satan bir dükkan vardı mahalle arasında bir yerde. girdim oraya. altı sağlam olan kullanılmış bir ayakkabı satın aldım. yürümeye başladıkça sağ ayakkabının arka kısmı canımı yakmaya başladı kalleş ayakkabı o da arkadan vuruyordu.

    bir süre böyle idare etmeye çalıştım. geçer dedim. geçmedi. yara gibi bir şey oluştu sağ topuğumun üst kısmında. bez parçaları falan koydum falan ama yara geçmiyor. başka ayakkabı da yok. ne yapacaksın idare vaziyetleri.

    derken bir sabah kalktım sağ kasığımda bir ağrı var. hafif de bir şişme. yürüyemiyorum. batıyor. derken koltuk altımda da şişme peydah oldu. işkence gibi...

    araya bayram tatili girdi. ben de akseki'de eczacı olan arkadaşımın yanına gittim bir kaç günlüğüne. dedim ki böyleyken böyle. sevgili arkadaşım hemen teşhisi koydu; hıyarcık olmuşsun...

    hıyarcık hakkında ilk duyumum ve tecrübem o zaman olmuştu. dayadı bana bir antibiyotiği. yaklaşık bir hafta sonra hiç bir şeyim kalmamıştı. hıyarcık, topuğumdan başlayan o yara sonucunda beyaz kan dolaşımı olarak ifade edilen lenf sistemindeki kasık, koltuk altı gibi merkezlerin iltihaplanarak şişmesi imiş. öğrendim.

    antalya'ya gider gitmez ilk işim kendime bir mağazadan kullanılmamış, gıcır gıcır yeni ve ayağımı sıkmayan bir ayakkabı almak olmuştu. tabi dünyanın parasını harcamıştım ve bunun sonucunda sabah hiç bir şey yemeden öğleni bekliyordum. çoğu zaman öğlenleri de yemeğe çıkmadım. çalışmaya devam ettim. çünkü öğlen çalışınca ve paydos etmezsek patron öğle yemeği olarak bir pide ısmarlıyordu...
  • ufak salatalık.

    (bkz: sucuk)
hesabın var mı? giriş yap