• gönüllülük gerektirir..

    yanlış anlaşılmasın, hizmet eden için değil..
    edilenin gönüllü olması şarttır..

    ne yazık ki adı geçen sektörde çalışanların genellikle unutmayı tercih ettiği bir kuraldır hizmet edilenin gönüllülüğü..

    ey bu sektörde çalışan kişi :

    -) istemediğimi net bir şekilde ifade etmeme rağmen sandalyemi tutmaya-itmeye çalışmayın,
    -) size araba teslim etmek zorunda değilim, kendi arabamı park edebilirim,
    -) sürekli etrafımda dönmenize gerek yok, eğer bir ihtiyacım olursa sizi çağırmaktan çekinmem, dibimde değil etrafta olun yeter,
    -) en standart ve düz yerde bile bana özel biriymişim gibi davranmanıza gerek yok, yemeğimi getirin, hizmet ettiğiniz sektörün muhtevasına göre ihtiyacımı giderin, yani sadece işinizi yapın,
    -) veli nimet falan değilim.. bir hizmet alıyorum ve karşılığını veriyorum.. bu yüzden bir dürümcüde bile kont muamelesi görmek istemiyorum..
    -) bazen kontlar bile sadece bir çorba içip kalkmak isteyebilir.. bunu yaptığımda inanmayan gözlerle bakıp beni taciz etmeyin.. evet başka bir şey yemeyeceğim.. bir çorba yetti..
    ...
    ...

    daha uzatırım ama lüzumsuz, netice itibarı ile kimseyi özel hissettirmenize gerek yok.. hizmet edeceğim diye zorbalık yapmayın.. işinizi yapın e biraz da güler yüzlü olun yeter de artar bile..

    biliyorum size bunu yapmanız söyleniyor ve insanların çoğu bundan hoşlanıyor.. siz de mecburen yapıyorsunuz alışkanlıkla vs ama bu davranışınızı tercih etmeyenler de çıkabilir..

    bunu lütfen unutmayın..
    gözlerinizden öperim..
  • üretim sektörü otobandır, kurallarına ayak uyduramazsan bariyerlerden uçurup şarampole yuvarlayıverirler.
    hizmet sektörü afili bulvardır. kurallarına uymazsan iki arka sokaktaki gecekondu mahallesine atıverirler.

    üretim sektörü allahına kitabına cangıl iken, hizmet sektörü allahına kitabına peygamberine cangıldır.

    üretim sektörü, üretim, satınalma, satış ve nakliye arasında geçen bir boğazlaşmadır. adamın kanını dökerler.
    hizmet sektörü, bir dünya manasız titr taşıyan insan arasında dönen dolaptır. adamın kanını yavaş yavaş çekerler.

    üretim sektörü savaş meydanıdır.
    hizmet sektörü entrikaların döndüğü saraydır.

    üretim sektörü kabadır, doğrudan küfreder.
    hizmet sektörü çirkeftir, çamur atar.
  • dünyanın en zor çalışma alanıdır. sonuçta insana hizmet ediyorsun ve dünyanın dipsiz kuyusu olan insanın içinden çıkacak yaratığı bilmiyorsun.
  • insanları mutlu etme içgüdüsü paraya dönüştürmemi sağlayan bir sektör olması sebebiyle bu sektörün iş kollarını aslında severim.
    örneğin şu an son yılların en popüler turizm ilçelerinden birinde bulunduğu yerin en sevilen yerlerinden birinde garsonluk yapıyorum. amacım hem yazım boş geçmesin hem de yurt dışına çıkmadan biraz dil geliştirme idi. her neyse insanları mutlu etmeyi sevdiğim için zaman zaman müşterilerime sırf içimden geldiği için bazı sürprizler yapıyorum. örneğin laf arasında doğum günü olduğunu duyduğum birine tatlı ikram etmek, birbirini çok seven çift gördüğümde sunumunda kalp imgeler kullanmak, kibar davranan insanlara gerçekten iltifat etmek, içeceklerini buzlu servis etmek gibi küçük ama mutlu edecek şeylere başvurmayı seviyorum. insanlar da baya mutlu oluyorlar, burada yazdığı gibi basit gelmiyor. sonuçta hayatında kaç kere para kazanma amacı güden bir yerden sırf doğum günün diye tatlı aldın ki? işte böyle mutlu etmeyi seviyorum ama bu sektörde hem insanların mutlu olmasını istemeyen hem de işletmesi daha iyi yerlere gelsin diye uğraşmaya kıt beyinli işletmeciler var ki hah onlardan nefret ediyorum.

    şu an bulunduğum yerde günde 15 saate yakın çalışıyorum. haliyle gün geçtikçe yorgunluk ve bıkkınlığım artıyor. halbuki düzgünce dinlesem hem işimi seveceğim hem işletmemi.

    bu entry'i iki gün önce yazmaya başlayıp kenara atmıştım. dün akşam fazla mesai ücretimin verilmesini istedim veya çalışma saatlerimin iyileştirilmesini ama direkt kapı önüne kondum gecenin 10'unda. devamını başka başlıkta yazacağım, editlerim.

    edit: detay içi (bkz: #125791350)
  • türkiye'de zorunda kalmadıkça çalışılmaması gereken sektör. malum bizim insanımız parasıyla ürün almak veya hizmet almaktan ziyade, bu sektörden ekmeğini kazanan çalışanları satın aldığını sanır.
  • bu sektörün çalışanları yeryüzünün yeni lanetlileridir.
  • lanet olsun bu sektöre. bu alanda çalışmanın en kötü yanı bizim insanlarımız ellerinde somut olarak bir şey tutmayacakları bir iş yaptırdıkları zaman her zaman bunu bedavaya yada çok çok ucuza yapılmasını isterler. müşteriye git elinde bir ürün olsun bunu satmaya çalış senle çok fazla pazarlık yapamaz. sen bunun bir değeri var dersin ve anlar üstelemez en kötü almaz. ancak sektör hizmet olunca adam bir şey görmediği için ya bu nasıl bu kadar eder ne yapıyorsun ki benim amca oğlu da var oda yapıyor bunu. dipnot web - yazılım işlerinden bahsediyorum. güzel kardeşim amca oğlunda bunu yapıyorsa git ona yaptır niye benimle görüşüyorsun o zaman. sen bana 3 birim dedin bir firma var bana o 1 birim dedi. eeee git o zaman ona yaptır kardeşim. anlatmaya çalışırsın ben ben şöyle kasıyorum böyle efsanevi tasarımlar yapıyorum öyle bir kod yazıyorum ki site uçuyor gören aşık oluyor dersin anlamaz. gider saçma sapan birisine yaptırır 1 ay sonra geri döner. ya bir gelin görüşelim. gidersin görüşmeye ya ben site yaptırdım başkasına ama beğenmedim. söyledik ya kardeşim niye dinlemiyorsun. önüne bir dünya referans koyduk gördün niye ukalalık yapıyorsun. ilk başta bu iş sana 3 birime bitecekti şimdi oldu 4 birim. hatta kıllığına sana artık bende 4 birime yapıyorum oldu sana 5 birim gider. girdimi şimdi bir yerine. buna benzer olaylar başıma 6-7 kere geldi tecrübeyle sabittir. hizmet sektöründe ya çok büyük olacaksın öyle rakamlar vereceksin piyasanın bir iki tık üstü değil böyle 2 - 3 katı falan olacak. o zaman kabul ediyorlar. geçireceksin fiyatları o zaman seni adam yerine koyuyorlar öyle işi kaçırmamak için uygun fiyat verince ya gidiyor en ucuzuna yada en pahalısına böyle saçma bir toplumuz işte
  • gercekten de dünya'nın sayılı zor işlerinden biridir bunu dönemsel değil de meslek olarak icra etmek.

    gün içinde bilumum işlek avm, sayfiye yeri, cadde mağazası satışlarıyla uğraşan ve yetmezmiş gibi müşteriler haricinde mağazaların personeller ve lojistik koordinatörlüğü ve işverenliği yapan biri olarak diyebileceğim şu ki;

    yaş belirli bir raddeyi geçtikten, hizmet sektörü tecrübesi belirli bir seneyi,leveli ve maç sayısını aştıktan sonra, müşteri ile uğraşırkenki tahammül cıtası gercekten dayanılmaz bir eşiğe düşüyor. en sorunsuz masum ve sevecen müşteri bile bazen insana zindan gibi gelebiliyor; kaldı ki sorunlu tipler adeta bir bölüm sonu canavarı gibi psikolojinizi bozmaya başlıyor. burada tabii tecrübenin önemi büyük oluyor ki tekme tokat kavga edecek hislere sahipken bile 32 diş sırıtıp olayları göğsünüzde yumuşatarak çelik gibi sinirlere sahip olabilesiniz.

    hele ki bir kac senedir izin yapmadan 7 gün boyunca bunlarla uğraşıyorsanız. hele kendi işiniz olduğu için istifa etme şansınız yok ise.

    umuyorum senelerdir çelik ayna yaparak içimde yumuşattığım bu sinirlerin yan etkisi bir gün başka bir yerden cıkmaz.

    yaş genç olsa belki insan katlanır, siniri bozulmaz, unutur gider iki saniyede ancak kendini dünya'nın en zeki, kimsenin aklına gelmediğini sandığı şeyleri ilk kez keşfettiğini düşünen, karşısındaki kibar kişiye teşekkür etmekten bile aciz, her doğruyu kendisinin bildiğini zanneden, her şeyin en iyisine layık olduğu sanrısına sahip memnuniyet yoksunu insanlara yaş geçmeye başladıktan sonra dayanamıyorsunuz. uzun bir mola vermek istiyor insan bazen karanlık bir odada insandan uzak sadece tavana bakarak depresyona girebilene dek.

    hizmet sektörünün perakende satış personelliği gerçekten nirvanası bu işin. masa başı kurumsal hizmet sektöründe muhattap olduklarınız yine kurumsal hayattan insanlardır ancak günde binlerce kişiyle muhattap olduğunuz avm hayatı cidden zihni sinir projesi olabiliyor. karşınıza her an her türden insan gelebiliyor. akıl hastanesine kapanması gereken de gelebiliyor, hapishaneden kacmıs adam da gelebiliyor. beş dakika sonra muhattap olmak zorunda kalacağınız insan tipi hayal gücünüz ile sınırlı.

    bence bu işi yapanlar en yüksek primden erken emekli edilmeli ve tüm psikolog masraflarını devlet karşılamalı.
  • dünyanın en dandik, en uyuz sektörüdür.hele de ürettiğiniz fikrin uygulamasını da yapıyorsanız.
    bir kere emeğinize saygı yoktur, "parayı veren düdüğü çalar" mantığıyla sömürür sizi müşterileriniz, akabinde de ne gereken saygıyı ne de gereken takdiri/teşekkürü alabilirsiniz.
    ha hizmet sektöründe çalışmadan da gereken saygıyı göstermeyi öğrenemezsiniz. insanoğlunun bug'larından biri sanırım bu..ancak yüksek empati gücüne sahip kişiler becerebiliyor, diğerlerinin umurunda bile değil.
    neyse efenim, yaklaşık 3 yıldır bu işle bilfiil uğraşmaktayım ama sanırım artık tükenmeye başladı hizmet aşkım. bir ağır sanayi olsun, bir plastik bardak üretimi olsun pek hoş gözükmeye başladı gözüme. hele bir de sadece gece vardiyasının olduğu üretim bantları, yeme de yanında yat.
    yıllar önce bize abilerimizin söylediği bir şey vardı, "2000li yıllarda teknoloji öyle bir noktaya gelecek ki artık önemsiz olmaya başlayacak ve insanlar arayışlarını hizmet sektörüne yöneltmeye başlayacaklar. hizmet sektörü doruğa çıkacak". şimdi anlaşılır gelmeye başladı tabi insanların niye bu kadar bi haltı beğenmemelerinin nedeni. ama hizmet batar çıkar umrumda değil, ben daha fazla uğraşmak istemiyorum aklı küçük, burnu büyük insanlarla ..yetti be..
    non serviam...işte o kadar..
  • çok zordur burda çalışmak...

    çünkü insanları tatmin etmek zor.

    ne kadar çabalarsanız çabalayın illa ki memnun kalmayan biri çıkar. herkese ulaşıp tatmin edemezsiniz.
hesabın var mı? giriş yap