• tarihi binasi ve ahşap masalarıyla 1800 lerde bir hana giriş yaptığınızı hisseder, kadin erkek, genç yaşlı her kesimden insanla birlikte oturup karşı masaya biranizi kaldırarak "alleeey" çektirirsiniz. hatta sütten sonra bira içmeye başlayan bavyera halkıyla başedebileceğinizi düşünüyorsanız ayağa kalkıp sonu hüsran olsa da birilerini düelloya bile davet edebilirsiniz. amma ve lakin saatler gece 11 i gosterince bütün o eğlenceler biter, 11:30 da ise kapıya kilit vurulur. sabah ise siz yamulmuş bir suratla işe giderken, dün gece düelloda sizi yerin dibine sokan hatun tüm enerjisi ve parlayan gözleriyle "guten tag" deyiverir.
  • lahana kokusunun ter kokusuna, ter kokusunun bira kokusuna karıştığı, zamanında hitler'in ilk önemli konuşmalarını yaptıgı ve arkadaşlarıyla birlikte nazi hareketinin politikalarını belirlediği münih merkezdeki ünlü bira evi.
  • in münchen steht ein hofbräuhaus:
    eins, zwei, g'suffa . . .
    da läuft so manches fäßchen aus:
    eins, zwei, g'suffa . . .
    da hat so manche braver mann:
    eins, zwei, g'suffa . . .
    gezeigt was er so vertragen kann
    schon früh am morgen fing er an
    und spät am abend kam er heraus
    so schön ist's im hofbräuhaus.

    da, wo die grüne isar fließt,
    wo man mit "grüß gott" dich grüßt,
    liegt meine schöne münch'ner stadt,
    die ihresgleichen nicht hat.
    wasser ist billig, rein und gut,
    nur verdünnt es unser blut,
    schöner sind tropfen gold'nen wein's,
    aber am schönsten ist eins:
    in münchen steht ein . . . . .

    da trinkt man bier nicht aus dem glas,
    da gibt's nur "die große maß!"
    und wenn der erste maßkrug leer,
    bringt dir die reserl bald mehr.
    oft kriegt zu haus die frau 'nen schreck,
    bleibt der mann mal länger weg.
    aber die braven nachbarsleut',
    die wissen besser bescheid!
    in münchen steht ein . . . . .

    wenn auch so manche schöne stadt
    sehenswürdigkeiten hat,
    eins gibt es nirgendwo wie hier:
    das ist das münchener bier.
    wer dieses kleine lied erdacht
    hat so manche lange nacht
    über dem münchener bier studiert
    und hat es gründlich probiert.
    in münchen steht ein . . . . .
  • dünyanın en neşeli ve sıcak mekanlarından biridir. hele de canlı bavyera müziği yaptıkları saatlere denk gelirseniz ve stammtisch'lerden birinde boş yer bulup oranın müdavimleriyle de kaynaşabilirseniz çok eğlenceli saatler geçireceğinize emin olabilirsiniz.

    biraları gerçekten çok lezzetli ve bira sevmeyen ben bile oraya gidip bira içmeyi seviyorum. gerçi ortama da bayılıyorum; ama biraları gerçekten denemeye değer, özellikle koyu olanını tavsiye ediyorum.

    genelde 1 litrelik kocaman bardaklarda servis ediyorlar. ve aslında düşününce salon da gerçekten acayip büyük. hatta bir balo salonu büyüklüğünde diyebilirim, aklınızda canlanması için.

    bunun dışında girişinde bir hediye dükkanı var ki çok güzel bira kupaları var, kesinlikle insanın içindeki alışveriş canavarını ortaya çıkarıyor.

    ve bence görülmesi gereken otantik yerlerden biri.

    onun dışında benim içimdeki neşeli ve eğlenmeye meraklı insanı ortaya çıkaran az mekandan biri. yani nasıl anlatabilirim bilmiyorum; ama gerçekten evdeymiş hissi veriyor. ve kendinizi ait hissediyorsunuz oraya, en azından ben öyle hissediyorum. rahatça eğlenebileceğiniz, gülümseyerek yabancılarla kaynaşabileceğiniz bir yer orası. bir de tabii ki tipik bavyera insanıyla tanışmak içinde güzel bir mekan.

    yani o kadar rahat hissettim ki kendimi orada, asla yapmayacağım bir şeyi bile yaptım. yaşlı bir teyze yöresel müziklerle dans etmek istiyordu, aynı masada oturduğumuz için zaten sohbet ediyorduk. konuşurken birden elimden tuttu ve beni dansa kaldırdı. orada yöresel kıyafetler giymiş müzisyenlerin önünde teyzeyle dans ettik ve iki şarkı boyunca. şu dünyada dans konusunda benim kadar isteksiz ve kasıntı olan bir insan yoktur herhalde; ama dün akşam gerçekten keyifle ve istekle dans ettim. üstelik bir de teyzeyi mutlu ettim, eminim gençlik günlerine dönmüştür. never say never, derler ya çok doğru.

    neyse efendim gidin ve eğlenin. ve eğer sevimli birkaç insanla tanışmak istiyorsanız, tam müzisyenlerin karşısında salonun sağında kalan masadaki teyzeyle tanışabilirsiniz, ismi philomena ve tabii ki onun kankası müzisyen klaus'u da tavsiye ederim. iyi eğlenceler. *
  • hofbräuhaus... ve yahut hofbraeuhaus...*

    efenim gittik, gördük, hastası olduk. alman ruhu restoranın* her yerine sinmiş adeta. binası çok haşmetli bir kere.* içeri girdiğinizde gerçekten de ortaçağ'dan kalma bir hana girmiş gibi oluyorsunuz. nitekim kuruluşu 16 yy'a varıyor. bir altınızda atınız eksik sanki. tavanda domuz, sığır, geyik, balık resimleri; raflarda kafam kadar bira bardakları, üstü çizikle dolu tahta masaları ve sıraları, geleneksel bavyera kıyafetleri içinde memelerinin yarısı dışarıda garsonlar, canlı canlı bavyera yöresi türküleri çığıran orkestra ve onun 80 yaşındaki şefi teyze, yere bir bardak düşüp kırılsa coşacak kıvama gelmiş çayırkeyif müşterisi, soğan çorbası*, halbes händel'ı, bira evinin kendi üretimi olan weissbier'sı, ''oans*, zwoa*, g'suffa!*''sı derken her an biri ordan ''hancı bana şarap ve kadın getir!'' diyecek diye bekliyorsunuz.

    restoranla ilgili ilginç bir detay halen devlete bağlı olması. işbu bira evinin müdavimleri arasında wolfgang amadeus mozart, vladimir ilyiç lenin ve daha çok bilindiği üzere adolf hitler var. buranın hitler ve saz arkadaşlarının insanlık dışı fikirlerini olgunlaştırdığı yerlerden biri olduğunu düşününce bir ürperme de gelmiyor değil insana. alakalı olarak (bkz: munich putsch) (bkz: dachau toplama kampı)
  • musterileri tarafindan bir de gelenek gelistirilmis bira evi. soyle ki; oyelikle kalabalik gidildiginde cantaniza bira bardagi atmadan cikmamak gerekiyormus, eger dikkat cekecek kadar az kisiyseniz bardak altligi ile yetinmek zorundasiniz. ayrica masalariyla, garsonlariyla eski zamana yolculuk hissi de vermiyor degil. ayrica, 1 litrelik dunkel hb 6.60 euro.
  • müdavimlerinin kendilerine belki de ailelerinden kalmış olan bira kupalarını askılara kilitlediği münih, marienplatz'a (ve oranının u-bahn çıkışına) 5 dakika mesafededir.

    orada oturan alman amcalardan öğrendiğimiz kadarıyla kışın kırmızı lahanası birayla götürülmesi gereken hededir.
  • münih'teki merkez şubesinde yemek yerken her nedense kendimi haydarpaşa garı'nın gişelerinin bulunduğu dev salonda hissettiğim (tamam o kadar da büyük değil ama kesinlikle görkemli), galon galon bira içilen, nefis sosisleri ve patates kızartması ile beni benden almış, pretzel'i ile son darbeyi vurarak beni lezzet komasına sokmuş müthiş yeme içme mekanı.
  • çok fazla çeşidi olan ve almyanın en eski bira evlerindendir.

    http://www.hofbraeuhaus.de/
  • kapalı salonda oturunca koku biraz rahatsız etse de biraları ve yemekleriyle münih'e gidenlerin en azından bir kere uğraması gereken yer. çalan otantik müzik, geleneksel kiyafetler içinde garsonlar, nar gibi kızarmış tavuk yanında patates salatası ve litrelik bira ile keyife vakit geçirilebilecek bir yer.
hesabın var mı? giriş yap