• pratik bir model olması açısından aprilia scarabeo 200i arasında bayağı bir gidip geldim aslında, performans bakımından aprilia bir adım önde ama pcx tipi ile scarabeo'dan birkaç gömlek üstün. alet 125 cc, sıvı soğutmalı ve enjeksiyonlu motora sahip. 80'e kadar seri bir şekilde çıkabiliyor. sonrasında ise 105'e kadar, 125 cc için iyi bir performansı var. ondan sonra ise hızlanması neredeyse duruyor diyebilirim, kapanarak veya yokuş aşağı, limitörün sınırladığı son hızı olan 115'e ulaşabilmek de mümkün. limitör, esp'li modellerde 115'de, 2012 yılı öncesi esp'siz modellerde ise 109'da devreye giriyor.

    pcx'i tercih etmemdeki ilk neden tipi. bu konuda tasarım ekibini tek tek alnından öpesim var. boyut olarak ise benim için tam ölçüsünde. boyu uzun olup da pcx'den çekinenler için söyleyeyim, boyum 176 cm ve durduğumda iki ayak tabanım yere tamamen temas etmiyor, dengeyi tek ayağım ile sağlarsam eğer tabanımı rahatça basabiliyorum. ha yanlış anlaşılmasın dengede tutmakta kesinlikle zorlanma filan yok. şunu demek istiyorum, motor göründüğü kadar küçük değil. boy konusundaki tek sorun ayak koyma yeri biraz daha ileride olabilirdi, benden daha uzun biri ayağını uzattığında dizlerini dışa doğru açması gerekebilir. ayaklarını yere dik pozisyonda tutarsa da sorun yok, sele yüksekliği ideal.

    diğer bir tercih sebebi ise ekonomisi. şehir içi normal kullanımda 100 km'de 2.2 litre yakıyor. bu, full depo'dan, benzin ışığı yanıp sönmeye başlayana kadar 210-220 km demek. uzun yolda, 90-95 km hızda kullanımda da tüketim değeri 100 km'de 2.3-2.4 litre civarında. tüketimi deneme amaçlı, %30 şehir içi kullanımlı, ani hızlanmayıp ve 70'i geçmeyip 1.9 litreye kadar düşürdüm. almadan önce bu tür harika tüketim değerlerinin yakalanabileceğine inanmıyordum, kullanıp gördüm efendim.

    pcx ile uzun yol tercihi tamamen kullanıcı ile alakalı. uzun yolda 90-95 ile gitmek sizin için normalse pcx ile aklınıza gelebilecek her yere gidebilirsiniz. hız, dik yokuşlarda 70'e kadar düşebiliyor yalnız. ben, bir kez benzin almak için durduğum 300 km'lik problemsiz bir yolculuk yaptım. selesi uzun yol için hiç uygun değil, beli ve bacakları ağrıtıyor. 150 km'de bir dinlenmek iyi olur.

    irc marka lastikleri kuru zeminde problemsiz. limitini çok zorlamadım ama viraj ve durma konusunda gayet yeterli diyebilirim. yalnız, ıslakta iş değişiyor. inanılmaz derecede kayıyor, üzerinde bu lastikler varken ıslak zeminde kullanılmasını kesinlikle önermiyorum. kışın kullanacaksanız mutlaka değiştirmelisiniz.

    bu kadar güzelliğin yanında iki tane de keşkesi var motorun. öncelikle selesi, kesinlikle daha rahat olmalıydı. diğeri ise motoru, 125 cc değil de, ekonomiden ödün vermeyip 250 cc klasmanına sokmadan, biraz daha güclü, 175 cc civarı bir motor, scarabeo gibi yani, ahh ulan ahhh, o zaman daha ne isterdim ki...

    edit: ilk bakımı 1000 km'de. bu km'ye kadar sorun olarak nitelendirebileceğim iki şey mevcut. gaz kolunda oluşan boşluk ve kalkışlarda bir hayli arttığını hissettiğim titreşim. bu titreşim ikinci bakıma kadar devam etti. ilk bakımda işçilik ücreti alınmıyor. bakım olarak yapılan şey ise sadece yağ değişimi. tutarı, 1 lt 10w-40 motul yağ ve tapa pulu ile birlikte 26 tl. yağ markası servisten servise değişmekte.

    ikinci bakım ise 4000 km'de. ben, 5600 km'ye kadar ikinci bakıma sokmadım. servisi geciktirmemin sebebi ise, kar ha yağdı ha yağacak diyip bakımını, kışın motoru muhafaza ettikten sonra baharda kullanmaya başlayınca yaptırmayı düşünmemdi. şuan, 1 -2 hafta daha kullanabileceğimi düşündüğümden bugün (04.01.2013) bakımını yaptırdım. servis, bakımını çok geciktirmemem gerektiğini, garantiden çıkabileceğini filan söyledi. bende kullanım kılavuzunda 8000'de bir yağ değişimi yapılması gerektiğini yazdığını söyleyince, 900 ml yağ ile 8000 km gitmenin akıl karı olmadığını, arabaların 4 litre yağı bile anca 10-15000 km kullandığını filan söyledi. motor devrini hesaba katsa durum değişebilirdi ama 4 silindir 1600 cc ile, tek silindir 125 cc'nin kıyaslamasını böyle yapabilen biri ile fazla tartışmadan konuyu kapadım. motorumda ise 5600 km'ye kadar sorun olarak, sabahları 5 dk rölantide çalıştırıp çıkmama rağmen, sanırım kayıştan gelen, ısınana kadar kalkışlarda duyduğum, yüksek bir titreşim-sürtünme frekansındaki sesti. evden servise gidene kadar ses kaybolduğundan teşhis konamadı. bir de düşük hızda arka frenden ses geliyor. bunun dışında başka bir problem ile karşılaşmadım. tüketim de sanki km arttıkça düştü. nitekim bugün ikinci bakım yapıldı. bu bakımda yağ değişimi ve hava filtresi kontrolü yapılıyor. hava filtresi çok kirli ise değiştiriliyor, bende değiştirmediler. varyatörden gelen sesten dolayı kayışın ve sistemin sökülüp balata spreyi ile temizlenmesini istedim, ekstra bir ücret talep edilmeden yapıldı. bu işlem sayesinde titreşim neredeyse tamamen gitti, yağ gibi tabiri caizse. ses azaldı mı derseniz onu da sabah baktığımda editlerim. siz herhangi bir ses duymasanız bile serviste mutlaka varyatörü söktürüp temizletin, çok farkediyor. bu bakımda işçilik ücreti olarak 56 tl alınıyor. bende varyatör sökülüp temizlenmesine rağmen işlem 30 dakika sürdü. 1 lt 10w-40 mobil yağ, ve tapa pulu ile 4000 km bakımının toplam maliyeti 78 tl. balata spreyini hesaplamayı unutmuşlar, faturada yok. onun da fiyatı 7 liraymış bugün arayıp öğrendim.

    edit 2: varyatörden gelen sesten eser yok, şuan ilk günkü gibi. sesin kesilmesi için temizlenmesi yeterliymiş. dediğim gibi, sonradan oluşabilecek bu tür sesler için tekrar işçilik filan ödemek istemiyorsanız her bakımda varyatörü söktürüp temizletin.

    edit 3: 6000 km'deki pcx 45 gün yattıktan sonra ilk marşta problemsiz bir şekilde çalıştı, daha bir sevdim kendisini.

    edit 4: pcx ile ankara istanbul arası gidip geldim. 450 km, duraklamalar hariç 6 saat sürdü. biraz daha basılsa ve otobandan gidilse 5 saat sürer muhtemelen. ben beypazarı, nallıhan ve akyazı üzerinden gittim. hızımı 90'ın altına düşürmemeye özen göstererek, %60'ı tam gaz, ortalama yakıt tüketimim 100 km'de 2.95 litre idi.

    adapazarı - mudurnu yolunda, taşkesti ile dokurcun arasındaki virajlı yolda motosiklet kullanmak bu yolculuğun en keyifli kısmıydı, tavsiye ederim.

    edit 5: pcx ile ilk kazamı yaptım. yaklaşık 50 ile giderken fren yapma imkanı bulamadan düştüm. birkaç metre sürüklendim, motor da aksi yönde aynı şekilde takma atmadan, sağ tarafı üstünde sürüklenerek durdu. sağ ön ve alt grenaj çizik ve kırıklar ile dolu. ayna kırıldı ve hiç beklemediğim şekilde sele koptu. evet sadece açılma filan değil, bariz biçimde kopup uçmuş, nasıl olduğunu göremedim. büyük ihtimalle, bagajdaki kitaplar yüzünden kilit açıldı ve sele de bir yere takılıp menteşe plastiğinden koptu. bugün servise gittim, hasar gören parça fiyatlarını yazayım;

    - egzozu koruyan plastik: 19 tl
    - ön iç çamurluk: 21 tl
    - komple gidon: 74 tl
    - sağ manet: 21 tl
    - sağ basamak zemini: 30 tl
    - sağ alt grenaj: 51 tl
    - sağ ön grenaj: 91 tl
    - bagaj kutusu: 126tl
    - sağ ayna: 21 tl

    bu değişimlerin işçiliği ise 170 lira. fiyatlara kdv dahil.

    edit 6: ayak yerde sola dönmek istediğinizde, sol ayağınız ayaklığa sıkışıp bileğiniz ciddi anlamda incinebiliyor, aman dikkat.

    edit 7: 8000 bakımında bende fazladan tahrik kayışı ve tahrik bilyaları değişti. bu parçaların kullanım tarzına göre değişmeme ihtimali de var. sakin kullanıyorsanız 16000 km'ye kadar götürebilirmiş. bakım masrafları ise şöyle;

    - hava filtresi: 18.74 tl
    - tahrik bilya seti: 26.13 tl
    - tahrik kayışı: 58.51 tl
    - buji: 13.02 tl
    - tapa pulu: 1.17 tl
    - balata spreyi: 5.94 tl
    - 1 lt mobil yağ: 21.20 tl
    - arka teker sökme takma işçiliği: 8 tl
    - 8.000 km bakım işçiliği: 48 tl

    fiyatlarda kdv hariç, kdv dahil toplam 8000 km bakımının bana maliyeti 236 tl.

    arka frenden ses geliyorsa hiç söküp temizletmekle filan uğraşmayın, yenisini taktırın. ses kesilmiyor çünkü.

    pcx ile yakaladığım en yüksek yakıt tüketimi, ankara istanbul arasında, beypazarı - nallıhan - akyazı üzerinden 2 kişi, olabildiğince eşya yükü ile %80 tam gaz gidilen yolculukta 100 km'de 3.2 litre. dönüşü otobandan tek kişi ile yaptığımda yine %80 tam gaz, tüketim 100km'de 2.95 litre oldu.
  • 8 senelik motor tecrübeme dayanarak alınması en mantıklı baslangıç motoru olduğunu söyleyebilirim. bunu almayıp audi a3 alanlara ise hiçbir çey söyleyemem ancak överim. zira ben zengine saygi duyarım, severim zengini. 8 sene diyorum, 96 ay.
  • 150cc'liğini plaka ıvır kıvır dahil 8300 tl'ye aldığım scooter. almayı düşünenlere fikir vermesi açısından.
  • vitesli motor tercihimi scooter'a ceviren sahane. performansi yakit tuketimi bir yana bayan kullanici olarak beni en cok etkileyen kismi elbette viteslileri aratmayan sik tasarimi. ilk geldigi gun heyecandan titreyen sol ayagimi yerden cekip de iki adim gitmeyi bile beceremedim. 2013 siyah icin yaklasik bir bucuk ay bekledim. bekledigime de degdi. kiz gibi lafi bu model ve bu renk icin tam yerinde bir laf. yalnizca ilk kullanici icin (bilhassa bayanlar icin konusuyorum) biraz agir kalabiliyor. denge saglamak konusunda eksiksiz bir tecrube kazanana kadar dengesiz duruslarda 130 kilo agirlik butunuyle kollariniza biniyor ve sirt kemiklerinizden cikan sesi duymaniz isten bile olmuyor. isiklara yaklastiginizda gordugunuz kirmizi sizin icin bir sictin kirmizisina donusebiliyor. yaklasik 1.60 boyundayim ve bu model icin bacaklarimin destegi parmak ucu temasindan ileri gitmiyor. is yerinde fume bir 2012 var ve kesinlikle daha alcak. yanyana koydum baktim. kisa boylular deneme surusu yapmadan almasin derim. koltuk yuksekligi icin degisik secenekler olan modeller var sanirim fakat bu model icin var mi bilmiyorum, arastirmadan aldim.
  • kendisi ile 28.000 km geçirdikten sonra ayrıldığım 5. motorsikletim.

    + ları :
    1- bir kere az benzin yakıyor, heryerde 0.9 yakıyor diye bahsedilmiş ama 0.10,0.11 aralarında gidip gelmektedir.
    2- lastikleri motorun çapına göre iyi, çukurlar vs'ler çok hissedilmiyor.
    3- malum hafif,
    4- ivmelenmesi, yüklü yüksüz duruma göre çok değişmiyor 80-90 km'lere gelene kadar oldukça başarılı.
    5- sele altı, tek bir adet tam kask alıyor, alt üst yagmurlukta sıgar. başkada bir bok sığmaz nispeten iyi.
    6- sonuçta honda, servis çok fazla, tüm servisleri dolandım. bence gene en iyisi mototal.
    7- yağmurda çamurda hatta karda bile sürdüm tık demedi. ancak aldığınızda lastikleri değişmeniz lazım üstündeki lastikler pek akıl karı degil.

    - leri :
    1- az önce hafif demiştik. aslına bakarsanız avantaj gibi gözükse de rüzgarlı havada dezavantaj.
    2- son hız 109 deniyor. düzgün rodajla birlikte 115'e kadar çıkıyor ancak, genede kamyon sollamak serüven.
    3- ben iki kişi binicem kardeşim, arada da otobana çıkarım demeyin üzülürsünüz, özellikle sağdan bağlanan yollarda yolun ortasında kalıp kendinizi emniyet şeridine atmak isterseniz üzülürsünüz.
    4- ufak bir torpidosu var ama kitlenmiyor.

    2013 modelini 5.800'e alıp 5.500'e sattım. 2. elide sağlam.

    özetlicek olursak : ben tek kişiyim, işimle evim arasında 10-20 km var, h.sonlarıda şehir turu atıcam derseniz size uygun güzide bir motorsikletdir kendisi.
  • 9 ekim 2011 tarihinde skytürk tv de saat 11.15 te barkın bayoğlu tarafından hazırlayıp sunulan altın elbiseli adam isimli programda tanıtımı yapılacak honda scooter.

    eltın elbiseli adam daki test ve tanıtım video linki http://youtu.be/jre_paybk3g dir.

    edit : tarih düzeltmesi

    edit 2 : programın sadece honda pcx ile ilgili bölümüne ait video linki eklenmesi
  • neden pcx? bunun için birkaç mantıklı açıklama yapılabilir. öncelikle lastikleri 14" olup da sele altında kask ve ek bir kaç malzeme için yer olan başka bir 250 cc altı motor bulamadım. bu bence en önemli kriterlerden biri. çünkü 14" lastiklerle bile ana arterler dışındaki yollarda sizi zorlayacak kasis ve çukurlar karşınıza çıkıyor ki 14" altındaki lastiklerde bu büyük konfor kaybı demek, hatta gerekli özeni göstermezseniz çok daha rahat kaza yapabilirsiniz demek. 15" lastik kullanan scooterlar da var fakat sele altına ancak ruhsatınızı koyabilirsiniz bunların muhtemelen :) ki sele altını kullanamayacaksam scooter'ın ne anlamı kaldı ki?
    elbette arkasına çanta alabilirsiniz fakat bu iki kişilik seyahatlerinizde bile ikinizin de kasklarınızı ve ıvır zıvırınızı koyacağınız yer demek.
    bunun dışında tasarım ve yakıt tüketimi diğer öne çıkan unsurları. bir kurye motoru kullanmıyor olmak ve de 2.2-2.5 gibi bir yakıt tüketimi çok ekonomik.
    su soğutmalı olması şehir içinde trafik yoğunluğunda da motorunuzun performansını korumasını sağlıyor. 80-85 km hızlara kadar zorlanmadan çıkıyor. hafif yokuş aşağı 112 gördüm ama 100 km üzerinde motorun tepkileri çok zayıf tabii. bu da 125 cc şehir içi ulaşımı için tasarlanmış bir motor için gayet yeterli.
    uzun yollara çıkan arkadaşlar var fakat uzun yolda süratten ziyade motorunuzun ağırlığı ve rahatlığı da önemli ve pcx bunun için tasarlanmamış. uzun yolculuklar için zorlama olur ama gitmez mi, gider tabii. 100 km hiç de fena bir sürat değil. fakat kamyon tır gibi araçlardan biraz uzak kalmaya çalışın, rüzgarı sizin dengenizi çok kolay bozabilir.
  • 2014 model'i tamamen baştan yaratılmıştır. kasası değişmiş, ön farklar tamamen led olmuş ve led çerçeve de eklenmiş, sele tamamen baştan dizayn edilmiş, eldiven gözü su şişesi alabilecek kadar genişletilmiş ve çakmak adaptörü içerecek şekilde tasarlanmış (12v), daha güçlü bir akü konmuş ve idling sisetemi açıkken aküyü kontrol edip enerji düşükse kendini devre dışı bırakacakmış. fransa'dan gelen talep sebebi ile 4lü selektör eklenmiş, aracın boyutları değiştirilmemesine rağmen bagajı genişletilmiş ve seleyi açık tutan hidrolik bir kol (ya da benzeri sistem) eklenmiş, benzin deposu 5.4 litreden 8 litreye çıkarılmış, üzerinde 'kaymayı engelleyen özel bir maddeden üretilmiş' dunlop lastikler ile gelir olmuş. kullanılan led ışıkların ve bu lastiklerin etkin yakıt tüketimine %70 katkısı olmuş. ve hepsinden önemlisi gösterge kadranına saat eklenmiştir! motorun karbon salınımı daha da düşürülmüş, doğa ile dostluğu pekiştirilmiştir.
    motor şu 5 renkte satışa sunulacaktır:
    beyaz
    siyah
    gümüş
    kırmızı
    metalik mavi

    tam pcx alma döneminde acaba türkiye'ye ne zaman gelir düşüncelerine dalınmasına sebep olmuştur...
    basın açıklaması:
    http://bassadonemotors.online-mediacentre.com/….pdf
    fotoğraflar:
    http://beta.vnmedia.vn/…a-pcx-2014-305-2100990.html

    edit: basın bülteninde yazmamasına karşın internetteki videolara bakacak olursak motorlarda hep alarm sisteminin de standart olduğunu görüyoruz. bu gerçekten standart mı yoksa bir upgrade mi alet gelince göreceğiz.
    motor fuarı sonrası gelen edit: farklı noktalarda yakaladığım 3 farklı honda yöneticisine ve artı yine yakaladığım distribütörlerden birinin müdürüne bağımsız olarak sordum. honda yöneticilerinin cevabı aynıydı ki bizim için en önemli kısım bu "yeni kasa pcx mayıs ayında gelecek". honda fabrika'nın verdiği tarihmiş bu. net olmayan tek şey mayıs başı mı, mayıs ortası mı mayıs sonu mu olduğu. buraya kadar kurumsal açıklama, profesyonel bilgi paylaşımı. distribütör kısmı biliyorsunuz daha esnaf daha sokak jargonu hakim müdür arkadaş "mayıs sonu, haziran başı kesin geliyor, hem 125 hem 150'lik birlikte gelecek yeni kasa" dedi, kartını verdi. gelmezse bana küfür etmek için arayabilirsiniz dedi. dedikoduları sonlandırmak dileği ile...
  • bu motor ilk çıktığında alanlar şimdi aynı motoru kar ederek satıyorlar.
  • sarı sitede bu motoru almak için bakinanlara tavsiyem fırsatçı pustlara prim vermeyin, 23-24 bin liralara bulursanız alın yoksa gidin honda'dan 27,500 tlye sıfır alın. istanbul anadolu yakasında 4 ayrı honda bayisini aradım her renk seçeneği olmasa da hepsinin stogunda motor var, diğer renkler de ay sonunda gelecek diyorlar.

    sarı sitede 0 kmlere utanmadan sıkılmadan 35 bin lira fiyat çeken ahlaksızlar var, hatta 7-8 bin kmde olduğu halde sıfır kategorisine koyup 30 bin lira üstünde satmaya çalışan şark kurnazlari da var. trollemek için mesaj attığımda aldığım cevap "bayilerde motor yok marttan önce gelmeyecek" oldu. bayilerde motor var, açgözlü pustlara lütfen prim vermeyin.
hesabın var mı? giriş yap